6- soon: big w.

84 19 10
                                    

_____

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_____

Şimdi büyük odada 6 kişi vardı, hayatları bir şekilde kesişmiş olsa da hiçbir şeyden haberi olmayan 6 genç sessizdi. Belki de uzun süredir bir yalan içinde olduklarından son bir haftadır yaşanılanları anlamakta zorluk çekiyor olabilirlerdi.

Veliaht prens olarak ortamı toparlama görevi Yeosang'a aitti ama yaşadığı karmaşada ne yapacağını bilememişti. Etrafındakilere bakıyor, bir şeyler söylemek için dudaklarını aralıyor, birkaç saniyenin ardından geri kapatıyordu tüm sözlerini aniden kaybetmiş gibi.

Karşısında, 18 yaşındaki genç prens vardı. Yere oturmuş, az önce yaşadıklarının şokunu hâlâ atlatamadığından gözyaşlarını akıtıyordu. Ağlayan çocuğun hemen yanında ise elleri bağlı olmasına rağmen ona yardım etmeye çalışan, ona bir şey olmayacağına dair söz vererek sakinleşmesi için uğraşan Seonghwa vardı.

Yıllar önce bizim tarafımızda olan Seonghwa.. diye içinden geçirdi Yeosang. Ama onu hain olarak asla görmüyordu, sadece neden düşmanlarına yardım etmek için gittiğini bilmiyordu. Küçük Prens Choi kötü birisi olmasa bile onların krallığının kötü olduğuna emindi Yeosang. En az kral kadar, Choi San'a da nefret duyuyordu.

Sol tarafında durmuş Yunho'nun sessizliğine alışıktı, gerekmedikçe konuşmazdı. En güvendiği, hatta neredeyse tek güvendiği komutanıydı, belki de bu yüzden yanında şaşkınca etrafı izleyen Mingi yerine her şeyi onunla paylaşmayı seçmesi, her ne kadar Mingi bu duruma kırılacak olsa bile..

Mingi'nin biraz daha sessizlik olursa meraktan patlayacağını biliyordu. Daha şimdiden yanındaki Yunho'nun kolunu dürterek sessiz olduğunu düşüncesiyle soru yağmuruna tutuyordu çaresiz komutanı.

' Choi San neden intihar ediyordu? Ne oldu? Wooyoung'u nereye götürdüler? Bilmiyor musunuz? Bana da anlatın, niye bu kadar ciddisiniz? '

Yunho ' şu sevgilinden beni kurtar artık ' der gibi kendisine baktığında veliaht prens iç çekti. Biricik Mingi'sine daha sonra açıklama yapacaktı, ama şimdi bunun vakti değildi. Sağ tarafında sessizce bekleyen Hongjoong'a başını çevirdi. Onun ise sadece Seonghwa'ya gözlerini diktiğini fark edince yine kendisine kaldığını düşündü işin.

Hongjoong'un beyninin içinde ne gibi düşüncelerin döndüğünü kestirebiliyordu. Yol boyunca konuşmuşlar mıydı Seonghwa'ya? Yoksa ona sert mi davranmıştı? Eğer konuştularsa neden onu terk edip gittiğini sormuş olmalıydı, ama Hongjoong bunu sorabilecek kadar duygusal değildi biliyordu. Muhtemelen ona hâlâ kinli olduğu için canını acıtmaktan çekinmemişti.

Şu an kimsenin duygularıyla uğraşacak vakti olmadığını biliyordu Yeosang, bu yüzden sessizliğini bozması gerekiyordu. Neredeyse kral olacaktı, yakında taç giyme töreni bile vardı. Ama hâlâ Choi krallığını yenebileceğini kanıtlaması gerekiyordu. Ve bunun için gerekli kişiyi bulmuştu. Kaleyi içten feth edecek olacak Jongho.. ama nedense bu çocuğun bu kadar güçlü olabileceğine bir türlü inanmak istemiyordu, önünde ağlamasının 12. dakikasını tamamlamıştı.

the end of royalty | ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin