8- lovers can't betray

87 16 24
                                    

_____

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_____

Büyük prens Choi görmek istemediği görüntüler karşısında gözlerini kısarak dar koridorda ilerlerken kimsenin onu tanımaması için kabanın başlığını yüzüne doğru çekerken başını yerden kaldırmıyordu. Birisi onu görürse, yakında kral olacak veliaht prens imajı aniden yerle bir olurdu, hem de böyle bir ortamda onun gibi soylu birisinin ne işi vardı?

Gerçi buradaki insanların onu tanıyacak hali bile yoktu. Sarhoş, beyinleri uyuşmuş bir çuval işe yaramaz aptal sürüsü, San tam olarak bunu düşünüyordu onlar hakkında. Buraya uzun süreden sonra yeniden geldiğine çoktan pişman olmuştu.

Dumandan önünü göremiyor olsa bile, koridorun sonuna gelebildiğinde derin bir nefes aldı. Kapıyı tıklatma gereği duymadan sert bir şekilde açarak içeri girdi, burada kimse birbirini takmazdı bile.

" Oh! Hoş geldin prensim, havalı bir giriş mi yapmak istedin? "

Yeonjun gördüğü yüz ile yerinde doğrulup, koynunda yatan oğlanı ittirerek odadan çıkması için bir işaret verdi. Çocuk hızla kalkıp kapıya koşarak kalktığında, San öfkesine yenik düşmemeye çalışarak elini alnına yasladı. Ona prensim diyen çocuk yerinden kalkıp selam verme zahmetinde bile bulunmamıştı, bu da onun yeni krala karşı olmayan saygısını ifade etme biçimiydi.

" Sadece San. Burada iki gram beyni olan ucubelerin gerçek kimliğimi öğrenmesine gerek yok değil mi Choi? "

Dişlerinin arasından söylerken, aslında bir nevi ikisinin de gizli tutmak istediği bir bilgiyi neredeyse bağırarak söyleyen Yeonjun'a mesajı ilettiğini düşünüyordu. 

" Her neyse ne, uzun zamandır uğramıyordun. Seni buraya getiren nedir? "

Her zaman olduğu gibi sinir bozucu davranışlarından vazgeçmiyordu biricik kuzeni Choi Yeonjun, bayılıyordu ya onunla konuşmaya sanki. Buraya bile zorla gelmişti, önemli bir konu olmasa gelmek aklının ucundan bile geçmiyordu.

" Konu Wooyoung. "

Sanki San onun sadece bu isimle bile ciddileşeceğini biliyor gibi, daha fazlasını söylemeye gerek duymamıştı. Yeonjun'un tüm odağı şimdi ondaydı. İkisi de sessizce bir süre birbirlerine baktı, aralarında bir buz dağı yeniden belirmiş gibiydi.

" Ajan olduğunu biliyordun, değil mi? "

Duyduğu cümleyle yüzünde küçük bir sırıtma oluşurken Yeonjun aslında kahkaha atmak istiyordu, ama bunu yaparsa karşısındaki prensin bir saniye bile düşünmeden kılıcı boynuna vuracağını bildiğinden kendini tutuyordu.

" Sonunda sana yakalandı demek? "

Yeonjun biliyordu, ona söylememişti. Kendi krallıklarının tehdit altında olmasına rağmen Choi Yeonjun bunu asla önemsemiyordu. San artık bunu daha iyi anlıyordu.

Yeonjun neden veliaht olarak seçilmediğini..

Bunu istemiyordu bile, San onun çok net bir şekilde ' özgürlüğümün kısıtlandığı yerde kral olmak kendime ceza vermekten farksız. ' dediği günü hatırlıyordu. Kendi istediklerini yapmaya düşkün olan kuzeni, asla bir krallık yönetemezdi.

the end of royalty | ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin