Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_____
Choi San, kralım onu çağırması üzerine odasına doğru yol almıştı. Kapının önündeki muhafızlardan birisi içeriye seslendi ve ardından kralın sesi duyuldu. Verilen emirle içeriye giren San önce selamını verdi, ardından babasının söyleyeceklerini dikkatle dinlemeye koyuldu.
" Uzun zamandır etrafta yoktun, nerelerdeydin San? "
Başını bile kaldırmadan ağzını araladı, deli gibi korktuğu krala ne cevap vereceğini bilmiyordu. Ne derse desin azar işiteceğini biliyordu bu yüzden sessiz kaldı.
" Şimdi bunu konuşacak vaktimiz yok. Kang krallığında bizim için önemli olan birisi var, senden onu geri getirmeni istiyorum. "
San bakışlarını babası olarak bildiği ama asla aralarında böyle bir bağ olmayan krala çevirdi. Yüzünde endişe kırıntıları olduğunu görebiliyordu, onun için önemli kimi kaçırmış olabilirlerdi ki? Bir an için Wooyoung'un kulübesine gelen mektubu hatırladı, kendisi yerine esir alınan kişi olabilir miydi?
" Yakında resmi olarak savaşı ilan edeceğim. Savaş hazırlıkları için elini çabuk tut, bu görev tamamen senin sorumluluğun da. "
Savaş için hazır olmadıklarını biliyordu, kısa bir süre de mümkün bile değildi. Yine de kralın emrine karşı çıkamazdı, her şeyi öğrenmenin tek yolu şimdilik bu plana sadık kalmak olacaktı.
" İsteğinizi en iyi şekilde yerine getireceğimden şüpheniz olmasın kralım. Başka bir arzunuz yoksa kontrollere başlayacağım. "
Kralın eliyle yaptığı işaretten sonra tekrar selam verip büyük odadan çıktı. Wooyoung'un yanına gitmeyi istiyordu, yine de şimdilik bu savaştan haberi olmasına izin veremezdi. Wooyoung'un hâlâ düşman tarafında olduğunu biliyordu, ondan öğrenmek istediği çok şey vardı. Öncesinde yapmak için planladığı başka bir şey vardı.
Yeonjun'u bulup saklandığı delikten çıkarmalıydı.
•••
Mingi'nin yardımıyla sarayı gezip birkaç bilgi öğrenen Jongho'nun aklı çok dolu olduğundan yürümeyi bıraktığın farkında değildi. Aklında hâlâ kehanet kitabında yazanlar vardı, o sayfanın arkasında ne olabilirdi? Ya da bu yazılar gerçek miydi, inanmakta da zorluk çekiyordu.
Bir yandan kalbini kırdığı Seonghwa'yı düşünüyordu, yine de kendisini burada bırakıp gitmesine engel olmak için bunu yaptığından haklı olduğunu düşünüyordu. Onu dünden beri etrafta görememiş oluşu bu düşüncelerin daha çok aklını karıştırmasına sebep olmuştu.
Arkasından onu ittiren ve yürümeye devam etmesini sağlayanın Mingi olduğunu düşünse de önünde yürüyen uzun boylu olanı görünce yeniden durmuştu.
Yanına dönüp baktığında gördüğü Yunho ile gözlerini devirdi. Adımlarını hızlandırıp Mingi'nin peşinden yetişerek gittiğinde, yanından geçtikleri sık aralıklı tellerin arkasında iki kişinin kılıçla savaştığı görülüyordu.
