_____
Aynı kana sahip olmak demek, aynı acımasızlık ve merhametin içinde büyümek demekti. Choi'ler aynı babaya sahip değildi, ama aynı kralın acımasızlığı kanlarına işlemişti. Merhametleri ise annelerinden geliyordu, ama bu merhamet değer verdikleri insanlar zarar görene kadar sürerdi. Peki ya sonrası?
Felaket çanları çalıyor.
_____
Savaş yavaş yavaş başlıyordu, bu daha soğuk savaştı. Asıl savaş başlayana kadar geçecek olan günlerde asker ve silah teminatı yapılmakla meşgul olunurdu. Ve krallık görüşmeleri de oldukça sıkça karşılanan durumdu. Kang krallığı ve Choi krallığı son kez anlaşmaya varabilmek için tekrar karşı karşıya gelecekti.
Yanlarında yeterince asker vardı, bu asıl savaş değildi ama tuzağa düşmemek için önlem almaları gerekiyordu. Kang krallığının prensi Yeosang gelmemişti, kendi canını tehlikeye atamazdı. En güvendiği iki komutanı yollamıştı, askerler arkalarında en bilindik buluşma alanının önünde toplanmıştı. Gyongdong dağının arkasında kalan ormanda, Choi krallığına uzak olmaları lazımdı.
Elçilerin buluşması yoluyla daha öncesinde haberleşmişlerdi ve burayı seçmişlerdi. Choi San elbetteki gelecekti, o sadece veliaht değil herkese korku salan büyük bir komutandı aynı zamanda. Boş alana yaklaştıklarında en öndeydi, at sesleri gittikçe yakınlaşıyordu. Sonunda göründüler, Choi San atından indi, on metre kadar ilerisinde duran diğer komutana baktı.
" Komutan Jeong! " Sesini duyurmak adına bağırdı. Karşıdaki adam da onun gibi atından indi. " Choi krallığına ait birisini izinsiz aldınız. Onu geri vermeniz için son uyarıyı yapmaya geldim. " Sesi olduğunca net ve duyulurdu. Yunho eliyle bir işaret yaparak bahsettiği ' birisini ' yanına getirmelerini emretti.
" Ona sor, gelmek istiyor mu? " Jongho'nun ellerindeki ipleri çözerek onu arkasından ittirdi ve öne doğru sendelemesine sebep oldu. Jongho önce abisine, sonrasında arkasında kalan Kang krallığına baktı. Seonghwa arkasındaydı, onunla göz göze geldi ve göz kırpmasına şahit oldu. Derin bir nefes aldı, deli gibi kokuyordu lakin bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu.
Öne doğru birkaç adım daha attı, onu tanımayan abisine doğru adım attı ve tam yolun ortasında durdu. Onlarca askerin ağaçların arasında ona doğru ok doğrulttuğunu gördü. Daha fazla gitmeden arkasına döndü ve ona umut dolu gözlerle bakan Yunho'yu gördü.
San önündeki bu çocuğun kim olduğunu bilmiyordu, nasıl böylesine cılız bir çocuğu kendisi sanıp kaçırmışlardı. Belki de onun kim olduğunu biliyorlardı, tek bilmeyen kendisiydi, babasının böylesine sır gibi sakladığı önemli bu çocuk kimdi?
" Dizlerin üzerine çök. " Sadece basit bir esir gibi görünüyordu ucuz kıyafetlerin içinde. Belki de önemli bilgilere sahipti ve başka krallıkta kalması doğru değildi, neleri söylediği öğrenildikten hemen sonra öldürülecek olan bir esir olmalıydı, değil mi? En azından San böyle olmasını umdu.
Ama o basit bir esirden çok daha fazlasıydı, yere çökmedi, kesinlikle meydan okuyordu. Sakin duran bakışları birden alevlendi. Bacağına sardığı beze sakladığı hançeri çıkardı ve boğazına doğru tuttu, bu hareket orada bulunan elliye yakın insanı seviyeleri farketmeksizin şaşırttı.
" Bana bakın, krallıklarınızı büyütmek uğruna beni kullanamazsınız. Aranızda elde etmeye çalıştığınız hazine misali oyuncak gibi itilip kakılmayacağım. " Ona doğru yaklaşmaya çalışan askerlerin gizli hareketlerini anlayarak bu kez hançerini onlara yönelttim.
" Seonghwa'yı yollayın yoksa düşünmeden kalbimin tam ortasından hançerlerim kendimi. " Onu kimsenin öldüremeyeceğini biliyordu, çünkü onların büyük korkusunun ölümü olduğunu öğrenmişti. Onları tehdit edebileceği tek kişi de kendisiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the end of royalty | ATEEZ
FanfictionYunho yanlış Choi'yi kaçırdı. Kimse bunun bir devrimin başlangıcı olacağını bilmiyordu. ' 왜 날 이해하지 못하니? ' 2ho + Seongjoong Woosan + Minsang