twenty two

478 68 113
                                    

"Sen ne arıyorsun burada?"

Şaşırmıştım. Bir adım öne atıldı ve beni göğsümden ittirip pervasızca evimin içine girdi.

"Sendin.."

Hala soluk soluğaydı. Kan bedenimden çekilip heyecan ile dolarken bir adım geriledim.

"Bunca zaman o sendin. Biliyordum. Fakat ne cüretle bir anda çekip gitmeye kalkarsın?!"

Çok öfkeli görünüyordu.

"Karşındaki kişinin hisleri senin için bu kadar mı değersiz?"

Bir adım bana doğru geldi.

"Hayatıma izinsiz girdin ve izinsiz çıkabileceğini mi sandın?"

"Ben..." Dedim sadece. Aslında sadece cevap vermek zorunda hissediyordum ama ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Böyle anlarda mantığım beni her zaman terk ederdi, bugün beynimin tamamı beni terk etmiş gibiydi.

" 'sen' ne? Ha!?"

Çok yakındı. Aldığı nefesler boynuma çarpıyordu ve bu zihnimi çok daha fazla zorluyordu.

Ellerim benden bağımsız bir şekilde kollarına yapıştı ve kullandığım ufak çaplı güç ile yerlerimizi değiştirerek onu kapı ile kendi arama aldım. Şaşırmış, ama hala kızgındı.

"Ben.. ben özür dilerim, tamam mı?!"

Sanki deminden beri bağıran benmişim gibi bir anda soluğum kesilmiş, derin derin solumaya başlamıştım. Beni mahveden, bir ok misali yüzüme çarpan sert bakışlarıydı. Sinirle kıpırdanan kirpikleri ve yüzüne mükemmel bir şekilde oturtulan burnuydu. Öfkeden bir çizgi halini almış dudaklarına bakmaya cesaretim bile yoktu.

"Ben böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim. Özür dile-"

Sol elmacık kemiğimin altına inen sert yumruk sözümü bitirmeme engel olmuştu. Yüzüm sağa doğru yatarken geri geri sendeledim.

Burnundan soluyan adama döndüğümde dudaklarının kıpırdadığını fark ettim. Bir adımda yanıma gelip bu sefer de sağ tarafıma yumruk atmıştı, bu da beni yere sermişti. Harika, bu sinir küpü yüzünden suratım mosmor olacaktı yakında...

Öfke patlaması yüzünden bana kafa göz girişeceğini düşünüp kendimi onun zalim kollarına bırakmaya karar verdim. Gözlerimi kapatıp bir darbeyi daha bekledim ama hiçbir şey gelmemişti.

Gözlerimi açıp ona baktığımda kafamın tepesinde dikiliyordu. Hafifçe eğildi.

"Bu yumrukların nedenini biliyor musun Kırmızı?"

"Sana yazdığım için?"

Kafasını iki yana salladı.

"Hayır," bir süre durup devam etti.

"Benimle alay ettin. Bilinmeyen bir şekilde bana yazıp yanıma hiçbir şey olmamış gibi geldin. Hayatıma girmeye kalkıp, bir anda çıkmaya karar verdin ve hepsinin kuru bir özürle geçeceğini düşündün."

Yutkundum ve kollarımı iki yanıma açtım. Bu sırada o da yere, hemen yanıma oturdu.

"Bu zamana kadar hiçkimse benimle böyle alay etmemişti. Açıkçası buna susmaya hazırdım, gelip yüzsüz gibi özür dilemeye kalkmasaydın."

Pretty Boy, izakaku✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin