Pretty Boy, izakaku✓

-special part ²(m)-

Bu bölüm hesapta yoktu ama smut severler için bir kıyak geçmek istedim. Umarım çok sırıtmaz...

-

Ellerim bel çukurunda arsızca gezerken ve soğuk parmak uçlarım teninde ürpermeye neden olurken başımı geriye doğru atarak kendimi ona bıraktım.

Sadece dudaklarının beni doruklarıma taşıyacağını ve kısa zamanda boşalmama neden olacağını iyi biliyordum. Meraklı elleri karın kaslarımın üzerinde gezinirken şişmeye yüz tutmuş penisini bacaklarımın arasında hissediyordum.

Hava zaten sıcaktı, dokunuşları beni iyice yakıyor ve kavuruyordu. Islak dudakları öpücük kondurduğu yere bir ateş bırakıyor gibiydi. Kendini bana bastırdığında ise minik bir mırıltı, dudaklarımdan firar etti.

"Oldukça yaratıcı bir bilinç altın var. Yıllar geçmesine rağmen hala beni sana hayran bırakacak şeyler söyleyebiliyorsun..."

"Mmhh.."

Elleri zaten ezbere bildiği yerlerde geziniyordu, fazla uzatmak istemez gibi hızlıdan alıyordu. Kıpır kıpır bacaklarımız birbirine geçerken iyice kendini üzerime bıraktı. Parmaklarım en sevdiğim yeri olan kalçalarını rahatlıkla elleyebilmek için huysuzca boxerını kavrayıp aşağı doğru ittirdi.

Kıkırtıları eşliğinde yumuşak poposunu sıkmaya başladığımda o, bir yandan boynumu emiyor, bir yandan da kasıklarımı okşuyordu. Karnımın kasılmasını ve göğüs kafesimin daralması asla eskimeyen bir tepkimeydi. Bedenimin ona karşı verdiği bir savaştı bu, Izana dalgaları karşısında güçlükle ayakta duruyordu. Hele bir de inadında kendini bana bastırarak sürtünürse... Ki, bu piç herif bunu bilerek çok fazla yapıyordu.

Kalçalarına indirdiğim sert şaplağın sesi, sadece bizim bulunduğumuz odada yankılandı. Yüzünü buruşturduğunu hissedebiliyordum. Canını yakmıştım değil mi?

"Şöyle doruklarımdayken canını yakmak neden bu kadar hoşuma gidiyor?"

"Sadistsin sen çünkü."

Bunu derken bir yandan da sağ bacağını karnıma doğru kırdı. Bu parmaklarım için yer açmak anlamına geliyordu. Ben de denileni yapacaktım değil mi?

Elim ile yoğurduğum kaba etini bıraktım ve kalçasının üzerinden parmaklarımı deliğine konumlandırdım. Bu sırada o da bir yandan beni okşamaya devam ediyor, diğer yandan kısık inlemeleri ile öpücüklerini göğsüme doğru indiriyordu.

Ben bir yandan onu parmaklarken o, kumaş parçalarının ardına gizlenen penisimi kavrıyor ve okşamaya devam ediyordu. Bu artık aramızda bir sevgi gösterisi halini almıştı. Bunu sadece sevişmek için değil, durduk yere de yapıyorduk. Sadece bedenlerimize ellemek bağımlılık halini almıştı ve ikimiz de bundan şikayetçi değildik...

Sonunda yaklaştığımı hissettiğimde hafifçe doğruldum ve içinde olan parmaklarımı çıkardım. Bunun ne anlama geldiğini yıllar içinde o kadar iyi öğrenmişti ki, daha benim ayaklanmama fırsat kalmadan kendisi yatağa yattı. Kollarını kaldırıp yatağa bağlı duran kelepçelere doğru hizaladı.

Uyumadan önce zaten seks yapmıştık ve oldukça pozisyon denemiştik. En favorim yine altmış dokuz pozisyonuydu sanırım, bunu düşünmek bile tekrardan kasılmama neden oluyordu.

Kelepçeleri ona taktım ve gülümseyen dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Hassassın zaten. Bu sefer yavaş olacağım."

"Bunu en son dediğinde yatağın tahtaları kırılmıştı. Saatlerimi almıştı tamir etmek..."

Bacaklarını kavrarken sırıttım.