Fourty

416 60 52
                                    

"Kaku~"

"Hey, Kakucho."

"Sevgilim?"

Yüzümün belli belirsiz yerlerinde hareketlenmeler oluyordu. Ve bu duyduğum ses Izana'ya mı aitti?

Bir dakika! O beni öperek mi uyandırıyordu?!

Gözlerimi bir anda açtığımda kabul etmeliyim ki koca mor gözlerini benimkinin hemen önünde görmek  bir anlık irkilmeme neden olmuştu. Gözlerimi kırpıştırdığımda gülümsedi.

"Şükürler olsun! Kış uykusuna yattığını düşünmeye başlıyordum."

"Oh..." Ayılamamıştım bile. Sadece yüzüne baktım. Zihnim yavaş yavaş açılmaya başladığında fark etmiştim ki o, benim üzerimdeydi.

Bütün gece beraber, kucak kucağa uyumuştuk ve şimdi Izana benim üzerimde, öpücükleri ile sabaha uyanıyordum. Tanrının sevgili kulu falan olmaydım. Ya da dünya gözünde bana cenneti yaşatıyordu. Öteki tarafta zebaniler canıma okuyacaktı çünkü.

Gülümsedim. "Günaydın."

"Günaydın." Dedi doğrulurken.

"Heyecandan uykunun arasında kalp krizi geçirdiğini düşünüyordum."

Alaylı ifadesine şişik gözlerimi kıstım ve yatak başlığına yaslandım.

"Sabahları da espiri anlayışın pek bi iğrenç oluyormuş."

Dişlerini göstererek gülümsedi. Her zamanki halinden çok farklıydı. Normalde hep özenle taranmış ve iki yana ayrılmış saçları karman çorman ve önüne dökülüyordu. Üzerindeki pijamalar dağınık ve bakımsız duruyordu. Şu an, normalde karizmanın dibine vuran heriften çok karşımda ben ve ya bir başkası gibi duruyordu. Sıradan.

"Hadi," dedi bir ayağını yataktan atarken.

"Kahvaltı hazırladım. Bir iki güne okullar açılıyor. Son son tatil kahvaltımızı da yapalım."

Kafamı salladım, yataktan kalkıp gidişini izledim. O kapıyı kapatana kadar gayet sakindim. Kapının sesini duyduğum anda kendimi öne doğru attım.

"Aghh..." Onun yastığını kucağıma alıp yatağın içinde bir o yana bir bu yana dönmeye ve tuhaf tuhaf sesler çıkarmaya başladım.

"Teşekkürler tanrım... Söz veriyorum bundan sonra her noel kiliseye gideceğim!"

Kollarımı salarak yatağın ortasında tavana doğru baktım. Mutfaktan müzik sesleri geldiğinde evde yalnız olmadığımı bir kez daha hissettim.

Öncesinde arkadaşlarım hep benimle kalıyordu fakat evim, annem öldüğünden beri hiç bu kadar sıcak gelmemişti bana.

Yatağın arkasında kalan prize takılı telefon çalmaya başladığında doğruldum. Izana'yı birisi arıyordu. Önemsemeden ayağa kalktım. Sevgilisi olsam bile telefonuna ondan izinsiz bakmak istemezdim, bu biraz kişisel alana tecavüz gibi geliyordu bana.

"Izana!"

"Hey!"

"Bay Kurokawa!"

...

"Lan yarram!"

Ne desem nafile, müzik sesinden dolay sanırım, beni duymuyordu. Derin bir nefes alarak telefonu sessize aldım. Fakat ekrandaki ismi ister istemez görmüştüm.

Pretty Boy, izakaku✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin