fifty three

400 56 145
                                    

Arkadaşlar final öncesi son bölüm diye ve biraz zaman atlaması var diye uzun yazayım dedim anlamadan 3k yazmışım kb. Uzun bir bölüm oldu yani...

-8 ay sonra -

Izana olmadan günler gerçekten de tahmin ettiğim gibi geçmişti. Sıkıcı. Yine de bağzı farklılıklar vardı. Öğnreğin eskisi gibi neredeyse her gün gelen arkadaşlarımın sayısı bir anda artmıştı.

Eskiden sadece Hakkai, Fuyu ve Michi geliyordu. Şimdi ise Draken, Mikey, Keira ve Keisuke'de onlarla birlikte sürekli bizim evdeydi.

Günler geçti. Izana gerçekten de dediğimi yapmış, indiği gibi beni aramıştı. Evine yerleşip derslerine odaklanmayı başarmıştı. Neredeyse her gün görüntülü konuşuyorduk.

Benden her gün Jiku'nun fotoğrafını istiyordu. Büyüdüğünü gün gün görmek istediğini söylemişti. Bu arada, biricik bebeğim Jiku ve ben, birbirimize çok alışmıştık. Büyüdükçe oyuncu bir yapıya sahip oluyordu.

Aylar geçti. Derslerime yüklendim ve notlarım ciddi anlamda artmaya başladı. Okuldan sonra ek derslere kalıyor ya da kütüphaneye gidiyordum. Kafama takılan soruları genelde Izana'ya soruyordum.

Her konuşmamızda bana bir mobilya resmi atıyor, model veya renk beğenmemi istiyordu. Nedenini sorduğumda ise ters ters bakıp "yuvamızı kurmaya çalışıyorum!" Diyerek bana saatlerce trip atıyordu.

Neyse ki, sürekli bir seçim yapmaya alışmıştım. Gerçekten Izana ben ne istersem onunla düzecekti evimizi...

Sonunda  staja başladığını söylemişti. Her şeyden önce bana bir sürü ev resmi atmıştı. Ben aralarında seçim yapsam bile kendisi beğenmediğini söyleyip duruyordu. Sonunda başka bir ev bulduğunu ve manzarasına bayılacağımı söylediğinde gerçekten merak etmiştim.

Oradaki arkadaşları ile de tanışmıştım. Steve siyahi bir çocuktu. Pek fazla konuşmasak bile eğlenceli ve deli dolu biriydi. Johann kumral ve sessiz bir tipti. Kiliselerden çıkmayan bir çocukmuş... Izana'dan sonra en ağır başlıları oymuş sanırım...

Jinri, Koreli bir kızdı ve bizimkilerle samimiydi. Ayrıca Sonya diye bir de sevgilisi vardı, bu yüzden içim rahattı. Kız gerçek bir gaydi...

Lucas, aralarında en çapkın olandı. Hatta Izana, beni onunla tanıştırmak istememişti ama birgün görüntülü konuşurken araya dalıp "HI BABY!" diye bağırmıştı. Izana uzaktan eğitim ile adam nasıl dövülür dersini de o zaman vermişti bana... Gözlerimin önünde "don't talk to him, don't look at him." Diye bağıra bağıra kovalamıştı çocuğu. Nedenini az çok anlamıştım, Chifuyu'nun Ryusei'sinden daha yılışık bir tipti.

Numaramı bulup benim çok seksi olduğumu söylediği bir mesaj bile atmıştı. Neyse ki olay büyümeden tatlıya bağlanmıştı, sonuçta onlar arkadaştı ve Izana böyle bir durumla ilk kez karşılaşmıyordu...

Bazen Izana mesajlarıma geç cevap verdiğinde ve ya bir süre görmeyince sırf piçlik olsun diye ona sağlam bir nude atıyordum. İlk önce çevrimiçi görünüyor, sonra 'yazıyor' gözüküyor sonra bir anda offline oluyordu. Dakikalar sonra ise geri dönüp bana sağlam bir azar çekiyordu ve buluşacağımız günü iple çektiğini söylüyordu.

Hatta bir gün okulun tiyatro kulübünde bir hizmetçi kıyafeti bulmuştum. Üzerime geçirip iddialı resimler çektikten sonra Izana'ya göndermiştim. Çevrimiçi olup dakiklarca öyle kaldıktan sonra sadece şunu yazmıştı.

"Oraya geliyorum."

Duyduğuma göre gerçekten de neredeyse gelmeye kalkışmış. Onu böylesine deli etmek o kadar eğlenceliydi ki...

Pretty Boy, izakaku✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin