BaşkA

-7-

Merhaba :) Bölüm geciktiği için çok özür dilerim sizlerden ama hayatımda beklemediğim sorunlar olunca yazamadım.

Tabi haftaya sınavların bana gireceğini düşünürsek yine zorlu bir hafta beni bekliyor.

Multimedya ki Oğuz.

Mutlu olun ve hikaye yorumlarınızı bekliyorum :***

Büyük konuşmamak gerektiğini bu hafta tam anlamıyla anladım. Kendi halinde sıradan bir hayata başlamak isterken, şu içinde bulunduğum durum alacakaranlık kitabından fırlamış gibiydi. Bella'nın Edward'ın vampir olmasına göz yumduğu gibi bende Aras'ın katil olduğu gerçeğini göz ardı ediyordum.

Umut'un ölmesiyle herkes gibi bende içime kapanacağımı, günlerimi yatakta kitap okuyarak geçireceğimi düşünmüştüm. Ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı...

Melek ve Oğuz...

Evet evet Oğuz, koca bir hafta boyunca yanımdan hiç ayrılmadı. Olayları duyar duymaz yanıma gelmişti. Hergün okuldan sonra yanıma geliyor, birlikte dışarı çıkıp geziyor yada saatlerce basketbol oynuyorduk. Ahmet Amca okulun basketbol Antrenörü Nihat hocayla konuşup seçmeleri ertelettiğini söylemişti ama işin aslını öğrenmem uzun sürmedi. Aras Nihat hocayı tehdit ettirerek zorla erteletmiş tabi bunları Melis den dinlerken olayı fazla masum hale getirerek sanki Aras'ın yaptığı bir kahramanlık gibi anlatıyordu. Evde ki herkes Aras'a olan davranışlarımın değişiminin farkındaydı. Ama benim dışımda kimse onun katil olduğunu bilmiyordu.

Umut'un öldüğü günden sonra defalarca odama gelsene onu kovmamdan ve her seferinde bunu Oğuz'un gözü önünde yapmamdan olacak ki 2 gündür gelmeyi kesmişti. Aslında gelmesini, konusmasını, kokusunu tatmak istiyordum ama sonunda onun katil olduğu fikri beynime uyarılar gönderiyordu.

Başından beri onda birşeyler olduğunu anlamıştım. Gözlerinde ki soğukluk, daima gergin olan kasları ve çatık kaşları...
Ama bir katil olacağı, bu kadar karanlık ve kötü olduğunu düşünememiştim. Kimse ölmeyi hak etmiyordu kimse, suçu ne olursa olsun. Ona karşı olan nefretim Melisle yok oldu. Benim gibi o da bir hafta boyunca okula gitmedi. Aylarca sürecek kadar çok aktiviteyi bir haftaya sığdırmıştık. Sezonun Son indiriminden şarap tadımına kadar herşeyi yaptık. Tabi benim için yaptığı en büyük iyilik Mert'e karşı gelerek Oğuz'la birlikte adalara gitmemizdi. Günümüzün güzel geçmesine rağmen Mert'in adayı basmasıyla Son buldu. Onlar kavga ederken Oğuzla çekirdek almış onları izliyorduk, o kadar komik halleri vardı ki kavgayı bırakıp öpüşmeye başladıklarında kahkalarımıza engel olamadık.

Herşeye rağmen güzel bir haftaydı. Yarın lanet okul olmasa daha iyi olacaktı. Düşüncelerime son verip kendimi uykuya teslim ettim...

Hayatında hiç şımartılmamış bir kız Ahmet Amcanın yaptıkları garibime gidiyordu. Uyandığım da komidinin üstünde kırmızı kurdeleye bağlanmış anahtarı görünce kısa bir şok dalgası geçirdikten sonra sevinç nidaları atarak yatakta zıplamaya başladım. Ne yani şimdi benim Mini Cooper's'ım mı vardı. Allahım Ahmet amca mükemmel biri. Hemen odadan çıkarak aşağı indim.

"Ve işte mükemmel insan Ahmet Erkan... O bir avukat, o bir Er-As ortağı, o bir dul kalmış ama çok yakışıklı bir çapkın, o bir Ahmet Erkan. "diyerek Ahmet amcanın kollarına atladım. Kahkalarımız salonu doldururken beni etrafımda döndürmeye başladı. Yere indirmesiyle salonda ki arkadasları da gülmeye başladı. Mert ellerini kanepeye vuruyor, Melis kıpkırmızı olmuştu. Neden güldüklerine anlam veremeyerek etrafıma bakındım. Aynaya bakmamla çığlık atmam bir oldu. Allahım ne hale gelmiştim böyle. Saçlarım elektrik çarpmış gibi dururken suratımda ruj izleri..