Yul'un böcekler yüzünden oluşan huysuzlukları akşam yemeğinde biraz bile olsa geçmişti. Mica ve Sica kendi özel kaplarında yemeklerini yerken, Yul kirlenmiş Paulo'yu tek kolunun altına geçirmiş, büyük bir hevesle pilavını yiyordu.
Baekhyun ara sıra küçüğün kaşığına et ve kimçi koyup masadaki diğer şeylerden de tatmasını sağlıyordu. Yul'un yemek yeyişinin Chanyeol'ünkü ile ne kadar benzer olduğunu biliyordu. Aç hissettiği zaman gözünün ilk gördüğü şeye saldırır ve bitirmeden doyduğunu kabullenmezdi. Ikili yemek yediği zaman dünyayı boş verip, midelerinin bayram etmesi için gerçek anlamda ter döküyorlardı.
Baekhyun dudaklarını birbirine bastırarak gülmesini engelledi. Kendi tabağına bir parça tavuk alarak, küçük parçalara ayırdı bıçakla. Sonra ise kaşığına doldurup Chanyeol'ün pirinç kasesine koydu.
Chanyeol ağzı dolu halde gülümseyip, hevesle kocasının ikramını kabul etti ve ıslak et parçacıklarını pirinçle birlikte 'yutmaya' başladı.
Yemeklerini güzelce yiyip bitirdikten sonra, Baekhyun masayı toplayacağını söyleyip, ikiliyi oturma odasına gönderdi. Bulaşıkları tezgaha bırakıp masaya döndüğünde Chanyeol'ün içeri girdiğini gördü.
Yorgun gözüküyordu ve sürekli esnemesi ayrıca fazlasıyla uykuya muhtaç olduğundan haber veriyordu.
"Hey, gidip uyusana. Ben Yul'la igilenirim." Chanyeol saçlarını karıştırıp kafasını salladı.
Ileri adımlayarak Baekhyun'un dudağına hafifçe dudaklarını değdirdi. Baekhyun yüzüne yayılan gülümsemeyle Chanyeol'ün öpüşüne karşılık verdi.
Ve duyulan o ses yine ikilinin irkilerek ayrılmasına sebep olmuştu.
"Öpüjüyoy musunus? Kkkkkkkk~" Küçük olan diğerlerini suç üstü yakalamış bir şekilde sinsi gülümsenesi ve iğneleyici sesiyle sordu.
Chanyeol derin bir nefes alarak kafasını arkaya yatırıp gözlarini kapattı. Yüzü gülüyordu.
"Yul, kaçman için 10 saniyen var. Yakaladığım an işini bitireceğim, küçük adam, nihahahaha." Chanyeol 'kötü adam' gülümsemesiyle arkasını döndüğümde, Yul bağırarak koşmaya başladı.
"1, 2, 5, ve 10!! Kurtuluşun yok, minik sincap!" Chanyeol hile ile küçük fazla uzaklaşmadan peşinden koşmaya başladı. Çocuğu yakalaması uzun sürmemişti.
Yul'u kucağına alarak kendisini sırtüstü koltuğa attı.
"APPAAA! GIDIKLANIYOYUM!!!! Y-YAPMAAAA!" Chanyeol çocuğun her tarafını parmaklayarak gülme krizlerine sokarken, kendisi de küçüğün şirin çığlıkları ve isyanlarına gülüyordu.
Baekhyun mutfak kapısından ikiliye kaşları çatık şekilde bakıyordu. Oynaşmaya başlayıp kendisini unuttuklarında gözlerini devirip oflayarak mutfağına dönüp kirlilerle uğraşmaya başladı.
Bulaşıkları bitirdiğinde diğerlerinin sesi çoktan kesilmişti.
Ellerini kurulayarak içeri girdi. Ortalıkta kimse yoktu. Ilerleyerek yatak odalarına bakındı kapıdan ama, orası da boştu. Son olarak kendi odalarına birleşik Yul'un küçük odasına girdi.
Yul yatağında, Chanyeol ise yere oturmuş ve sırtını çocuğun yatağına yaslayarak başı önde uyuyordu. Paulo kucağındaydı ve ayaklarını uzatarak iki yana genişce açmıştı.
Kafasını iki yana sallayıp koca adama doğru yürüdü. Yul'un uyanmaması için kısık sesle konuşup saçlarını okşadı Chanyeol'ün.
"Channie, hadi, odamıza gidelim. Boynun tutulacak." Chanyeol içini ısıtan şefkat dolu sesle gözlerini yavaşca aralayıp dikkatlice kafasını kaldırdı. Boynu şimdiden ağrıyordu.
Baekhyun'un yardımıyla ayağa kalkabilmişti saniyeler sonra. Paulo'yu Yul'un yanına bırakacakken Baekhyun engel olup, oyuncağı aldı.
"Kirli olduğu için onu yıkayacağım. Bu halde ona sarılıp uyuyarak hastalık kapmasını istemiyorum. Zaten yıkanmadan uyudu, sabah ilk iş ikizleri de, Paulo ve Yul'u da yıkayacağım."
Odalarına ilerleyip içeri girdiklerinde Chanyeol uykulu olsa bile Baekhyun'u dinlediğini belli edercesine kafasını sallıyordu. Baekhyun oyuncağı odanın bir köşesine bırakıp, daha dolaba yerleştiremediği pijamalarını bavulda aramaya başladı.
Birkaç deneme sonrasında bulamayınca pes edip, ayağa kalktı ve üstünü çıkaran Chanyeol'e ilerledi. Pantolonunu çıkaramayacak kadar uykulu ve uyuşuk hissettiği için, Baekhyun ona yardımcı olup üstündekilerden kurtardı.
Chanyeol ince yorganın altına girip rahat yatakla bedenini buluşturunca, vücudundaki sızlamaların dinmeye başladığını hissetti.
Baekhyun da Chanyeol gibi üstünü çıkarıp, yataktaki yerini aldı. Yan dönerek Chanyeol'ü kendisine doğru çekti. Uzun adamın kafasını kendi göğsüne yaslayıp üzerlerini iyice örttü.
"Pijamalarımızı bulamadım, galiba oturma odasındaki valizde kaldı." Chanyeol 'hm'ladığında Baekhyun kıkırdayarak uzun saçları okşmaya başladı.
"Bu arada, en az Paulo kadar kirlisin ve uhm.. kokuyorsun. Seni de yıkamamız gerekecek." Tekrar güldüğünde Chanyeol hafifçe göğsüne vurup kollarını ince bele sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Family
FanfictionHerşey bebek Yul'nun yeni bir kardeş istemesiyle başladı. Böylece aileleri daha da büyüyecekti ve bebek Yul'un oyun arkadaşları çoğalacaktı. Ne köpekleri Mica ve Sica, ne de sevimli peluşu Paulo konuşkan arkadaşlar değillerdi. Bu da Park ailesinin...