"Günaydın, koca bebek." Baekhyun göz kapakları titreyen adamın saçları arasına bir öpücük bırakıp, gülümseyerek geri çekildi.
Chanyeol sırtüstü dönerek kollarını yatak başlığına doğru uzatıp, belini yataktan ayırarak gerindi. Dalgalı saçları birbirine girmiş, uyumaktan gözleri ve dudakları şişmişti.
Baekhyun çoktan kalkmış ve küçükleri yıkamıştı. Oh, Paulo'yu da elbette ki. Şu an ise Yul ikizlerle oynaşarak kahvaltı yapıyordu balkondaki masada.
Yalnız olmalarını fırsat bilerek biraz yaramazlık yapmak çekti Baekhyun'un canı. Hala yatakta kıvranmaya devam eden adama sırıtarak yanına ilerledi. Yatağa tırmanıp uzun adamın karnı üzerine çıktı. Poposunu Chanyeol'ün kasıklarına yerleştirip, bacaklarını iki yanına saldı.
Chanyeol tek kolunu alnına dayamış, gözlerini tam açmaya gayret ediyordu. Üzerine çöken ağırlık yüzünden dudaklarının kenarları hafifçe kıvrıldı.
Kolunu indirip ellerini kısa sevgilisinin belinde birleştirdi. Baekhyun belindeki parmakların hareketleriyle kıkırdarken, Chanyeol de onun bu gülüşünü özlediğini farketti.
Uzun zamandır ona dokunmuyordu. Haftalardır birlikte olmamış ve 'kardeş' hayatı yaşamaya başlamışlardı neredeyse.
Sebep olarak ise iş, iş sonrasında arkadaşların yemek davetleri, içki ikramları, Baekhyun'un atölyeden mutfağa, mutfaktan banyoya, banyodan köpek ve çocuk pisliği temizliğine koşuşturma sonucu halsiz düşecek şekilde yorulması, bir de Yul ve onun şımarıklıkları ve saire olabilirdi.
Her ne kadar iyi bir işçi, eş ve baba olmayı aynı anda başarabileceğine eskiden kendini inandırmış olsa da, zorlandığını ve hiç de bir elde birkaç karpuz tutmanın kolay olmadığını anlıyordu artık.
"Çocuklar yok mu?" Chanyeol iyice uyanmış ve kendine gelmişti. Baekhyun gövdesini uzun adamın üzerine bırakıp dudaklarını öptü.
"Kahvaltı yapıyorlar." Fısıltıya benzer sesiyle konuştuğunda, bu sefer Chanyeol onun dudaklarını öptü.
"Hızlıca yapalım." Chanyeol'den beklediğini alınca, hızla kafasını salladı Baekhyun.
Chanyeol onun bu sevincini ve heyecanını gördüğünde kötü hissetmişti. Neden sevdiği adamı bu kadar ihmal etmişti ki? Tek çalışan ve yorulan kendisi değildi. Baekhyun çok daha fazla emek sarf edip, daha fazla ilgiyi hakediyordu.
Suçluluk duygusuyla göğsü şişip nefesi dudakları arasında sıkışırken, Baekhyun Chanyeol'ün üzerinden kalkıp soyunmaya başladı.
Tamamen çıplak kalıncaya kadar soyunduğunda, sırtüstü yatarak, uzun adamın da hazır olmasını bekledi.
Chanyeol doğrularak üzerindeki tek kıyafeti olan boxerını çıkarıp yere attı. Nazikçe parıltılı gözlerle kendisini bekleyen küçük bedenin üzerine yerleşti.
Dudaklarını birleştirdiğinde, elleri de Baekhyun'un belini ve daha aşağıları okşuyordu. Ince bacakları iki yana ayırıp, sertleşmeye başlamış aletini zarif tene sürtmeye başladı.
Baekhyun dudaklarını ayırıp gözlerini kapattı. Chanyeol ise dolgun dudaklarını diğerinin boynuna gömerek, yeniden o sevdiği tadı almaya başladı. Göğsüne kadar ıslak diliyle ve dişleriyle bıraktığı yerler parlıyordu.
Baekhyun uzun zaman sonra aldığı zevkle alt dudağını dişlerini arasına alıp emmeye başladı. Bedenindeki dokunuşlar uçuyormuş gibi hissettiriyordu ona.
Chanyeol ağzını beyaz tenden çekerek, kenara savrulmuş yorganı bellerinden aşağısını kapatacak şekilde üzerlerine attı. Kendisini biraz daha yukarıya taşıyarak, sertleşmiş aletini dokunuşlarla kendini bırakmış adamın içine itti.
Baekhyun kaşlarını çatarak dişleri arasından tıslarcasına nefesini verdi. Içindeki alet hareket etmeye başladığında aynı şekikde derin-derin solumaya devam etti.
Chanyeol her itişte biraz daha fazla zevk alıyor ve yumuşak duvarlar arasında ilerleyen acıyan organından gelen hazla kendinden geçiyordu. Baekhyun'un acısını azaltmak için küçük bedende ellerini gezdirmeye devam ediyordu.
Baekhyun'un nefes sesleri ve sessiz inlemeleri Chanyeol'ün vücudunun daha da ısınmasına ve hareketlerini hızlandırmasına sebep oluyordu.
Chanyeol diğerinin üzerinde biraz daha yükselerek, pesinisinin tamamını içine yollamaya başladı. Baekhyun Chanyeol'ün güçlü kollarına tutunarak, ses çıkarmamak için direniyordu.
Boşalmasına az kaldığını hissettiğinde, iki beden arasında kalmış penis rahatlamak isteğiyle seğirmeye başlamıştı. Chanyeol'ün sürtünmeleri ile aleti kendisini bırakıp, içindekileri akıttı karnına.
Chanyeol son itişlerine devam ederken ellerini Baekhyun'un kalçalarına yerleştirip sertçe ıslanmış deliği becermeye başladı. Baekhyun başı altında ezilen yastığın kenarlarına tutunarak nefesini tutmuştu. Chanyeol boşalmaya başladığında ise gözlerini kapatıp içine dolan ıslaklıkla başka bir zevk dalgasına maruz kaldı. Içini gıdıklayan bu şeyi hissetmeyi özlemişti.
Chanyeol derin befesler alarak uyuşan ve ağırlaşan bedenini Baekhyun'un üzerine bıraktı. Gözlerini kapatmış, açık ağzıyla soluyordu. Saç dipleri terlemiş, uzun teller yüzüne dökülmüştü. Bedenindeki hazz fırtınasının dinmesini bekliyordu aynı pozisyonda. Kalp atışları saniyeler sonra normale dönmeye başlamıştı.
Baekhyun yorgunca ince parmaklarını uzun saçlar arasından geçirerek gülümsedi.
"Çok iyiydin Channie. Bunu yapmayı çok özlemişim." Chanyeol kafasını sallayıp diğerini onaylarken, baş parmağıyla Baekhyun'un kolunu okşuyordu.
"APPAAAAA! BIY AMJA GELDI BISE! GELSENISINIZIZE YA!!"
Yul'un bağırtısıyla ikili şaşkınca birbirine bakıp panikle yerlerinden kalkmaya çalıştılar.
Kim gelmiş olabilirdi ki sabahın bu saatinde? Kris gelseydi Yul zaten onu tanır ve ismini söylerdi. Başka biri gelmişti demek ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Family
FanfictionHerşey bebek Yul'nun yeni bir kardeş istemesiyle başladı. Böylece aileleri daha da büyüyecekti ve bebek Yul'un oyun arkadaşları çoğalacaktı. Ne köpekleri Mica ve Sica, ne de sevimli peluşu Paulo konuşkan arkadaşlar değillerdi. Bu da Park ailesinin...