chaotic | hyunlix

bölüm 16: aşko Jisung

Şu an ofisimde kimsenin aklına bile gelmeyecek kişiyi bekliyorum. Belki de Felix'i tekrar kazanmamda yardımcı olacak o kişi...

Han Jisung.

Evet ta kendisi. Onu bırakın ikna etmeyi, onunla konuşma çabalarım bile çok zor oldu. Benden gerçekten nefret ediyor. Benim de ona bayıldığım söylenemezdi ama işin ucunda Felix olduğu için katlanmak zorundayım.

Sekreterim kapımı tıklattı ve girmesini söyledim.

''Han Jisung geldi Bay Hwang.''

''Çekil şuradan! Bir de kibarlık mı yapıyorsun şu herife?''

Jisung aniden içeri daldığında kadıncağız şok olmuş bir ifadeyle bana bakıyordu. Başımı salladım sorun yok dercesine.

''Teşekkürler çıkabilirsin.''

Kapı kapandı ve sekreterim gitti. Şimdi Jisung ile baş başa kalmıştım. Changbin bu manyağa nasıl katlanıyordu?

Jisung lacivert saçlarını siyaha boyatmıştı. Gözlerinde makyaj vardı ve tırnaklarına kırmızı oje sürmüştü bu kez. Yüksek topuklu botlarıyla bana doğru yürüdü. Elindeki montunu kanepenin üzerine attı ve kendisi de oturduğunda tayt giydiği bacaklarını bacak bacak üstüne attı.

''Evet? Sana neden katlanmak zorunda olduğumu açıkla.''

''Felix ile konuşmam gerek.''

Bunu söylediğim anda yüzünde alaylı bir sırıtış oluyor.

''Bunu hak ettiğini düşündüğüne inanamıyorum.''

''Jisung...''

''Bak, en başta Felix'in aklını karıştırdın ve ona iyi davrandın. Tüm bunları yapma amacın Felix'i yatağa atmak içindi inkâr etme şimdi. Sonra ne oldu? Canın sıkıldı ve bunaldın. Felix'i başından atmak için ona işi biten çöp muamelesi yaptın. Şimdi çıkmış yine aşığım seviyorum diye dolanıyorsun. İnandırıcı değilsin kabul et. Felix'in umurunda bile değilsin.''

Söyledikleri kalbimi kırmadı hatta umurumda bile olmadı. Sonuçta Jisung Felix'in aşko kuşkosuydu. Elbette birbirlerini destekleyeceklerdi. Hatta beni öldürme planları bile yapacaklardı.

''Felix'in benimle ilgilendiğini sen de ben de çok iyi biliyoruz. Gerçekten Felix'in umurunda olmasaydım buraya gelip beni öldürecekmiş gibi durmazdın.''

''Beni buraya çağıran sensin sikik herif.''

Tamam haklıydı ama bende de cevap hazırdı.

''Ben çağırdım ama sen geldin Jisung. İstemeseydin gelmezdin.''

''Derdini söyle Hwang.''

''Dedim ya, Felix ile konuşmak istiyorum. Onu ikna et Jisung. Seni dinleyecektir.''

Söylediklerimin karşısında bir kahkaha attı. Gözlerine birikmiş yaşları silerken sakinleşiyor ve bana bakıyor.

''Hadi ya? Felix senin yüzünden kaç gece uykusuz kaldı. Sürekli değersiz hissettiğini söyleyip ağladı. Annesine belli etmemek için ekstra çaba sarf etti. Jeongin'den bir darbe almıştı zaten bir de üstüne sen kalbini kırdığında dayanamadı. Hastaneye gitmek zorunda kaldık.''

Hastane mi?

''N-ne hastanesi?''

''Umurundaymış gibi davranma. Bu, suratını yumruklamak istememe sebep oluyor.''

''Umurumdaymış gibi davranmıyorum çünkü zaten umurumda! Felix'e ne oldu?''

''Bu seni hiç ilgilendirmez!'' Öfkeden gözleri kızarmıştı ve cidden beni yumruklamamak için zor tutuyordu kendini.

''Felix'i seviyorum ve onunla ilgili olan her şey benim umurumda ve benim için önemli.''

''Senin için önemli olan tek şey penisin.''

Pek haksız sayılmazdı ama her neyse tartışmayacağım.

''Felix ile küçük yaşlardan itibaren arkadaşız. Hatta o benim için arkadaştan öte bir kardeş. Önemsediğim bir insan ve kesinlikle canın sıkıldığında takılabileceğin birisi değil. Felix senin tek gecelik çıkıntılarından ve sikinin keyfinden daha fazlası. Kendisine değer veren biriyle olmak istiyor ve ben de onun mutlu olması için her şeyi yaparım. Ne var ki Felix'in mutlu olması için gereken şeyler arasında sen yoksun Hwang.''

''Felix'e değer veren kişi ben olacağım emin ol.''

''Sen sadece itin tekisin. Felix'in gerçek bir sevgiye ihtiyacı var. Felix'e iyi gelecek, ona tüm acısını unutturacak birini tanıyorum. Felix'i iş yerindeki arkadaşım Seungmin ile tanıştıracağım. Kesinlikle muhteşem hissedecek.''

Tam Jeongin'den kurtuluyorum derken şimdi de Seungmin çıkmıştı başıma. Bu sincap suratlı uyuz da beni Felix'e unutturmak için elinden geleni ardına koymayacaktı. 

''Benim daha iyi bir fikrim var. Ben ve Felix, sen ve Changbin dörtlü randevu yapabiliriz. Böylece Felix ile mükemmel bir çift olduğumu daha iyi görebilir ve anlayabilirsin.''

''Yok senin yerine Seungmin gelecek ve böylece daha iyi bir dörtlü olacağız. Telefon rehberinden başka bir numara seç ve Felix'i rahat bırak artık.''

''Asla!''

Gözlerini devirirken ayağa kalkıyor.

''Benden bu kadar nefret etmeni anlayabiliyorum. Sen Changbin'e benim Felix'e yaptığımı yapsaydın ben de seni öldürme planları yapardım. Ne var ki senin benden nefret etmen benim Felix'e olan sevgimi azaltmıyor.''

Nihayet yüzü yumuşar gibi oluyor. En azından çatık kaşlarını düzeltti ve bakışlarını kaçırdı. Sanırım üzerime çok fazla geldiğinin farkındaydı. 

''Felix yetişkin bir birey kendi kararlarını kendisi verir. Onu bir şeyleri yapması ya da yapmaması için zorlayamam. Bir boklar yemişsin ve bunu telafi et. Ben yalnızca Felix'e karar vermesi için yardımcı olurum ama asla müdahale etmem. Eğer seninle barışmak isterse bunu desteklerim ya da seni bir daha görmek istemezse bunu da desteklerim. Her koşulda arkadaşımın yanında olacağım.''

Ayağa kalktı ve montunu giydi. Sonra yeniden bana baktı.

''Şunu aklından kesinlikle çıkarma Hwang, bundan sonra gözüm üstünde. Felix'i bir kez daha üzersen ben de seni üzerim. Changbin'in arkadaşı olman umurumda bile olmaz.''

Jisung'un yüzüne baktığınız zaman oldukça tatlı bir tip. Tombul yanakları ve kahkaha atarken belli olan diş etleri onu sevimli biri yapıyor ama şu an o sevimliliğinden eser yoktu. 

''Elbette.''

Gülümsedim. Jisung gözlerini kısarak işaret ve orta parmağını önce benim gözlerime doğru sonra da kendi gözlerine doğru tuttu. Bu hareketiyle yutkunurken arkasını dönüp odadan çıkıyor.

Ama tüm bu şeylerin sonucunda içinde koştuğum uçsuz bucaksız karanlık tünelin sonunda bir ışık görüyor gibiyim. 

Hyunsung bölümü oldu :3 Bu olayı uzattığımı düşünüyor olabilirsiniz belki ama Felix'in gerçekten kırıldığını, kolay affedemeyeceğini bilin diye yazıyorum bu bölümleri. Hem Hyunjin de yeteri kadar sürünsün ki Felix'in değerini daha iyi anlasın. Felix de Hyunjin'den ayrı kaldığı sürede acı çekmiyor değil. Sadece hikayeyi Hyunjin'in bakış açısından yazdığım için Felix'in ne hissettiğini bilemiyorsunuz. Merak etmeyin angst değil <3