chaotic | hyunlix

bölüm 24: kavga

Paris'e gitmeden birkaç gün önce Felix evine gitti. Bense yalnızdım ve Felix olmadan hayatımın ne kadar berbat olduğunu bir kez daha anladım.

O olmadan gözümü açmak ve geceleri yalnız uyumak korkunçtu. Minik bedenine sarılarak uykuya dalmak bambaşka bir şeydi. Evet sadece birkaç gün yoktu ama sanki ben onu tamamen kaybetmiş gibi hissediyordum. 

Felix'in evine gitme sebebi ise banyosunda birkaç tadilat işinin olmasıydı. Bu yüzden izinliydi ve ben de iş çıkışı evine gittim. Yanımda Minho da vardı.

Etraf dağınıktı ve Felix toparlamaya çalışıyordu. Tadilat işi bitmişti sonunda. Felix Minho'yu gördüğünde sıkıca sarıldılar birbirlerine.

''Hey! Ben de buradayım.'' Mızmızlandım. 

Felix bu kez yanıma geldi ve yanağımı öptü.

''Biliyorum sevgilim.'' Kıkırdadı.

''Paris'e gidiyormuşsunuz.''

''Evet hyung. Hyunjin lansmana davet edildi ve ben de onunla gideceğim.''

''Döndükten sonra bize de gelin. Chan da memnun olur.''

''Elbette!''

Felix gülümsedi.

''İşler bayağı bitmiş görünüyor.''

''Evet zaten pek bir şey yoktu. Su borusu patlamış ben de olası bir felaketi önlemek adına değiştirttim.''

Zil çaldığında şaşırdım.

''Birini mi bekliyordun?''

''Jisung gelmiştir. Çoktandır görüşemedim onunla da.''

Felix kapıyı açmaya gitti. Evet doğru tahmin! Sincap gelmişti. Beni gördüğünde gözlerini kıstı. Ben de gözlerimi devirdim. Minho neler olduğunu anlamaya çalışır gibi bize bakıyordu.

''Hoş geldin bebeğim. Tanıştırayım, Minho hyung, Hyunjin'in hyungu.''

Karşılıklı memnun oldumlaştılar ama yapmacık olduğu belliydi. 

''İyisin değil mi Felix?''

''İyiyim kankacığım uzun zamandır rüyada gibiyim. Hyunjin ile Paris'e gidiyoruz!'' Kıkır kıkır güldü.

Ah Tanrı'm yiyecektim bu güzelliği.

''İyi bari hatasını anlamış. Düzeltmek için uğraşıyor.'' Jisung havalı bir şekilde konuşunca Minho gözlerini kıstı ve derin bir nefes aldı.

''Geçmişten bahsedip tat kaçırmanın anlamı yok. Hyunjin ve Felix gayet mutlu.'' Minho olaya giriş yaptı.

''Tabii ki çünkü zamanında bayağı kaçmıştı o tat.'' Jisung Minho'ya baktı.

''Moral bozmak için mi buradasın?'' Minho ellerini beline koydu.

Jisung kahkaha attı. Felix ile birbirimize baktık korkuyla.

''Ben değil ama bir başkası bozabilir ve ben buna bir kez daha izin vermem.''

''Kimsin sen? Felix'in avukatı falan mı?''

İkisi de birbirlerinin gözlerinin içine bakıyordu şimdi ve birbirlerine iyice yaklaştılar.

''Tamam tamam her şey yolunda sakin olun. Hadi brownie yapayım ve yanına da çay demlerim. Hyunjin bana yardım eder misin?''

''Elbette bebeğim.''

Felix'in belini tuttum ama bu iki manyağı tek başına bırakmak da ne kadar doğru olurdu bilemiyorum.