1. bölüm

2.7K 60 87
                                    

İstegram hesabımız (askerim_26)
Takip ve desteklerinizi esirgemeyin orada, kitabımıza dair kesitler payaşıyoruz.

Havanın çok soğuk olduğu bir gün dü,
Annem sobayı yakmış bana sesleniyordu.
- Helin hadi uyan artık öğlen oldu!

- of anne ne öğleni daha sabahın körü.

Diyerek yataktan kalktım telefona baktığımda saat 11:03 gerçekten de çok geç olmuştu, ama hava öylesine kapalıydı kı saatin hala yedi olduğunu düşünmüştüm.

Pencereye çıktım kar yağıyordu, kışın ilk günü kar taneleri dans edercesine yere düşünüyordu.

Annemin tekrardan seslenmesi ile daldığım düşüncelerden çıktım hemen, üstüme bir hırka geçirerek pijamalarım ile oturma odasına annemin yanına gittim.

Sobayı yakmış kahvaltıyı hazırlamıştı,sobadan gelen çıranın kokusu ve sesi o kadar güzeldi ki ,hemen sobanın dibine oturup ellerimi bir birine sürterek ısınmaya çalışıyordum çok soğuktu.
Biraz ısındıktan sonra kahvaltı yapmak için sofraya geçtim ,ben annem ve babam kahvaltı yapar iken bu sırada bir de sohpet ediyorduk.

Babam anneme sordu
- süt askerler içinde biraz ayırdınmı?
Annem
- evet beş litrelik bidona koydum kahvaltı yaptıktan sonra Helin götürür.

- anne ben götüremem her zaman ki gibi babam götürsün.

- artık sütü baban götürmeyecek, sen götüreceksin baban geçen gün muhtar ile tartışmış muhtarın evide hemen askeriyenin yanında onun evinin yakınlarına gitmek istemiyor.

- ama anne

- aması maması yok kahvaltini yap ve git. Bu sefer çok ciddi bir ses tonu ile şöylemişti red edemezdim.

- tamam annecim dedim moralsiz bir şekilde .
Bu arada da içimden geçiriyordum benim askeriyede ne işim var ya ?

Sessizce kahvaltımı yaptıktan sonra odama geçip üzerimi giyindim, kot pantolon ve bir yarım balıkçı kazak giydim, üzerimede kot cegetimi aldım, saçlarımıda gelişi güzel topladım.
Odamdan çıkıp tekrar oturma odasına gittim anneme sordum.

- süt nerede? Erkenden götüreyim isteksiz bir dil ile.

Annem
- süt balkonda yanında bir kovada da peynir var onuda götür.

- tamam anne diye bağırdım balkondan.
Babama seslendim yıldız ile gidebilir miyim baba heyecan ile.
Çunku babam yıldızı çok vermez bana yıldız da bizim atımız çok güzel bir attır rengi kızıl kırmızı kafası ise bembeyaz.

- tamam al ama dikkat et.

Çok mutlu oldum şimdi modum yerine gelmişti ,hemen ahıra gittim. -yıldız güzel kızım günaydın bugün birlikte gezmeye gideceğiz, diyerek zincirini açtım dışarı çıktık hala kar çok nazik bir şekilde yağıyordu.

Yıldızın semerini sırtına koydum,
Sonra da sütü ve peyniri güzelce yerleştirdim ve bindim .

Askeriyeye doğru yol aldık askeriye tam köyün dışındaydı normalda pek köyün dışına çıkmam.

Yolda yavaş yavaş gidiyorduk biraz daha uzaklaştıktan sonra.
Hava iyice soğumaya başladı daha 15 dakika önce hava güneşliydi.
Bir anda o güneşin yerini kap kara bulutlar aldı o güzel kar tanelerinin yerini tozlu bir kar aldı tipi başlıyordu sanırım bu yüzden hızlıca gitmemiz lazım diye seslice söyledim.

Yıldızı dört nala koşturmaya başlattım.

Hava ne kadar soğudu kot ceketin beni ısıtmaya yetmiyordu ama nerden bilecektim bir anda tipi olacağını ellerim mosmor olmuştu her dakika saat gibi geliyordu.

Sonunda askeriye görünmeye başladı
Askeriye dediğime bakmayın karakol işte biz askeriye diyoruz çünkü onlar asker ve askeriye demek daha güzel iki yıldır bu bizim köyümüze kuruldu ve iki yıldır hiçbir asker ile tanışamadım çok da heyecanlıydım bu yüzden bir yandan soğuk bir yandan heycan.

Sonunda askeriyeye vardım orada bağlı olan köpeğin havlaması ile yıldız korktu ve beni sırtından firlatı verdi askeriyenin kapısının önde yüz üstü düştüm benim bağırmam ile üç asker dışarı çıktı askerin botları ile 5 saniye bakıştıktan sonra kafamı kaldırdım nasıl rezil bir durumdaydım tahmin bile edemiyorum asker ellini uzattı bana kalkmama yardımcı olabilmek için ben de elini tutum ve yerden kalktım .

Çok soğuk ve sert bir dil ile
- sen de kimsin ne işin var burada?

- b_bben Murat'ın kızıyım her gün size süt getiren adamın.
Sesim titriye titriye konuşmuştum.
- neden baban getirmedi de sen getirdin? diye sordu dümüz bir yüz ifadesi ile.

-bundan sonra sizin sütünüzü ben getireceğim.

O kadar çok üşüyordum ki olduğum yerde titriyordum bir anda donmuş burnundan ılık birşey aktı elimi dokundurup baktığımda bu kadı.

Karşımdaki asker bana mendilini uzattı ve

- iyimisin diye sordu

- iyim sorun yok onun verdiği mendil ile burnunda ki kanı temizledim.

Sonra semerde sabit duran sütü ve yoğurdu uzattım ona

- asker al misafirimizin elindekileri dedi emir verir bir ses tonu ile

Yanındaki asker elimden aldı
Herhalde bu komutandı

- ben artık gideyim

- olmaz gel biraz ısın öyle git titriyorsun baksana ciddi bir şekilde

Aslında ısınmaya çok ihtiyacım var ama yine de kabul etmedim

- teşekkür ederim ben gideyim ailem bekler .
Diyip arkamı döndükten sonra bir den burnumdan tekrar kan aktı bu sefer çok akıyordu beyaz karın üzerine kırmızı kan damlıyordu bir kaç saniye sonra gözüm karardı ve kendimi kaybettim bayıldım yere düşmedim sani biri beni tutmuştu

ASKERİM...Sarıl Bana (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin