3. bölüm

1.2K 27 9
                                    

İstegram hesabımız (askerim_26) takip ve desteklerinizi esirgemeyin,orada kitabımıza dair kesitler payaşıyoruz.



Çok sevdiğim  koyu lacivert bir pantolonum var onu giyindim, üstüne de, kazak ,krem şişme montum, ve botlarım sütü aldım ama bu sefer yıldıza kıyamadım .
Yürüyerek gitmeye karar verdim,
Zaten kar yağışı yoktu sadece hava biraz serin yolda yürür iken gördüğüm herkese selam vermeyi de ihmal etmedim bazı çocuklar okula gidiyor bazı yaşlılar camiye ,bazıları ise hayvanlarını köyün çeşmesinden suluyor .

İçimden, çavreşamın şarkısını mırıldanarak gidiyordum.

Gogerçin teyzede paspas çırpıyor du dışarıda köyün en dedikoducusu , en çirkefi diyebilirim.

Beni görünce Kürtçe
+ ne o artık sen mi süt götürüyorsun askerlere Helin hanım ?

İçimden sanane işine bak diyesim geldi . Ben de ona Kürtçe cevap verdim çünkü köyümüzün yaşlıları çok iyi bilmiyor Türkçeyi

- evet gogerçin teyze.

- anlamıyorum senin  baban ne buluyor bu askerlerden san ki babasının oğlu.

- evet teyze babasının oğlu onlar sayesinde biz biraz daha rahatladık farkındaysan sanırım sana
(rahat ba..) içimde söyledim
Her neyse ben yoluma bakarım ne halin varsa gör.
Diyerek yoluma devam ettim.
Koşar adimlar ile gidiyordum

Anlamıyorum gerçekten bazı insanlar ne den böylesine dar görüşlü oluyor.
Aslında ona çok lafım vardı ama büyüğüm diye sesimi çıkarmadım.

38 dakikada anca varmıştım askeriyeye kapının önünde nöbet tutan asker sütü elimden aldı benim ile konuşmadı da günaydın dememe rağmen bana cevap bile vermedi.
İki dakika gibi bir süre gözümü bahçede gezdirdim komutan oradamıdır diye ama yoktu ben de üzülerek geri döndüm neden üzüldüğümü de anlamadım sonuçta o benim neyim ki onu görmek istiyorum. Ve göremediğim içine üzülüyorum.

Geri döndüğümde kedi sesi duyar gibi oldum , sese doğru gittim sese kulak vererek onu bulmaya çalıştım bir süre gezindikten sonra küçük kediyi askeriyenin arkasında yavruları ile birlikte onu besleyen bir asker vardı .

Kalbim hızla çarpmaya başladı , ve heyecanlandım . Uzaktan seslendim
- ben de kedileri sevebilir miyim?

Sesimi duyunca bana döndü  bu dün ki komutandı onu gördüğüme mutlu oldum istemsizce sırıtı vermiştim.

- hadi gel dedi hafif gülümseyerek çok tatlı gülüyordu.

Hemen yanına koşar adımlarla gittim,
Çok tatlı üç yavru kedi ve bir de anneleri vardı.
Bir kedi yavrusunu kucağıma alarak öptüm komutana dönerek.

- sen mi bu yavrulara bakıyorsun? Diye sordum.

- evet dedi bir yandan da başı sallayarak onayladı.

- biliyormusun ben yavru kedileri çok severim küçüklüğümden beridir.

- ben de çok severim en sevdiğim hayvandır diye bilirim .

saçımı sağ kulağımın arkasına alarak ona gösterdim.

- bak ben küçükken bir kedi yavrusunu severken kulağımın tam kıkırdak yerini ısırdı ve ısırdığı yeri hala belli koparmış.

Buna kahkahalar ile güldü çok güzel dişleri vardır ve gülüşü o kadar tatlıydı ki dışı çok sert olsada güldüğün de tıpkı bir çocuğa dönüşüyordu.

- nasıl bu kadar tatlı olmayı başarıyorsun? sesli düşünmüştüm.

- anlayamadım dedi şaşkın şaşkın

ASKERİM...Sarıl Bana (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin