31. bölüm

167 11 4
                                    

"sen. Git şimdi Helin'im az kaldı kavuşmamıza, Allah'ın izni ile."
Yanağından öpüp.
"İyi geceler."diyerek eve döndüm,tekrar kimseye görünmeden içeri odama geçtim.
Neyse ki evdeki kimse yokluğumu fark etmemişti.
Yatağıma geçip uyudum hemen...

Yine her zaman ki gibi hastaneye gittim,Sevil hemşire ile bir dosya hakkında konuşuyorduk, Melih arkamdan bana seslendi.
"Helin sevdiğim geldim."
Arkamı dönüp ona doğru koştum ,sarıldım bir anda kollarımdan kayboldu .
"Melih ,Melih nerdesin." diye bağırdım ,kendi etrafımda dönerek,tekrar,tekrar Melih diye bağırdım.
O yoktu göremiyordum "Melih nerdesin Melih".

Yatağımdan kan ter içinde kalktım.
"Oh rüyaymış."
Hemen telefonumu alıp ,Melih'e mesaj attım.
Siz(Melih , günaydın.)
Sevdiğim (Günaydın canım.)
Siz(nasılsın,iyimisin ?)
Sevdiğim (gayet iyim benim için endişelenme,şu an hiç müsait değilim sonra konuşuruz.)
Siz(tamam canım.)
O iyi ya bu bana yeter.
Neyse kalkıp hazırlanayım, diyerek hazırlanmaya başladım,dolaptan ne bulsam onu giydim.beyaz piliseli diz altı bir elbisem vardı onu giydim, pekte bir özenmedim,güne kötü başlamıştım.
Saçımı bile taramadan direkt toplayıp topuz yaptım.

Odamdan çıktığımda Ahmet yine beni odamın önünde bekliyordu.
"Hayırdır Ahmet bu gün de mi benim ile geleceksin?"
Mahçup bir ifade ile evet dedi.
"Peki bunun sebebini Sevil hemşireye mi boçluyuz?
"Yani şöyle ki onu görmek istiyorum."
"Hmm tamam o zaman gel bakalım."
Birlikte hastaneye gitmek için arabaya bindik.
Biz yol halinde iken telefonum çaldı.
Arayan Melih di daha sabah bana çok meşgul olduğunu söyledi şimdi neden aradı ki?
"Efendim Melih. Önemli bir şey yoktur umarım."
"Helin son bir görevim kaldı demiştim ya."
"Evet."
"İşte o görev bu gün,bu gün son görevimi de hal edip sana kavuşacağım."
"İnşallah Melih'im."
"Hakkını helal et."
"Helal olsun Melih'im,
rabbim senin İle olsun."

Allahım sen hayırlara vesile et yarabbim sen bizi kavuştur.
Diyerek dua ettikten sonra yola devam ettim.
Hastaneye vardığımızda Sevil hemşire acil kapısının önünde duruyordu Ahmet hemen onun yanına koştu ben ise odama gittim.
Ahmet ve Sevil hemşire bu gün daha çok yakınlaşır gibime geliyor.

Ben normal yine hastalarım ile ilgileniyordum günüm her zamanki gibi gitmeye devam ediyordu ,ama sabah kahvaltı yapmamamın verdiği açlık içinde kıvranıyordum ,midem gurul guruldu.
Öğlen arasını iple çekiyordum.

Sonunda öğlen arası geldi ve yemek yemek için yemekhaneye gittim.
Yemekhane de Sevil hemşire ve Ahmet birlikte yemeklerini yiyiyorlardı ben onları bölmek istemedim çok samimi ve tatlı görünüyorlar dı Ahmet'in bir kadın ile böyle samimi olduğunu görünce ben de çok mutlu oldum.
(Umarım hep mutlu olursun Ahmet, sen bunu çok hak ediyorsun.)
Bense onlara görünmeden yemeğimi yemek için onlardan uzak bir yere oturdum beni görüp yanlarına çağırmasınlar diye.

Tam yemeğimi yiyecktim ki hiç beklemediğim bir telefon geldi.
Yabancı bir numaraydı.
(Alo)
(Alo Helin abla senmisin?)
(Evet siz kimsiniz?)
(Abla ben Nurhayat.)
(Numaramı nerede buldun nur hayat?)
(Abla şu an bunlar önemli değil.annem az önce telefonda biri ile konuşuyordu çok kötü şeyler yapacak annem.)
Bu lafı duyunca yerimden sıçrayarak kalktım benim kalkmam ile sandalyem düştü.
Herkes bana döndü Ahmet ve Sevil hemşire de yanıma geldiler.
(Daha açıklayıcı anlatır mısın.)
(Abla ben birşey bilmiyorum ama annem bomba patlatacağım diye birşey dedi,bir abla ile birlikte beni eve kitleyip gittiler babamda evde değil .)
(Tamam canım annenin nereye gittiğini biliyormusun?)
(Hayır bilmiyorum ama burada bir bilgisayar var annem herşeyi ona yazdı belki gittiği yeri de yazmıştır.)
(Tamam bana evin adresini ver ben oraya geleceğim.)
(Tamam ben sana konum atsam olurmu?)
(Olur tatlım olur.)
Telefonu kapattım,"Ahmet koş gidiyoruz."
Birlikte koşarak arabaya gittik ,tabi bu sırada Ahmet  bana ne olduğunu tekrar, tekrar sordu .
Arabaya binince konum da bana ulaştı.
"Helin artık söyleyecekmisin ne olduğunu."
"Ahmet ben de tam bilmiyorum ama sanırım Melih'in karısı çok kötü planlar peşinde ,şimdi onun evine gideceğiz ve herşeyi tam anlamı ile öğrenmemiz lazım."
"Tamam Helin hızlı ol."

Son sürat gidiyordum ve evine 20 dakika da ulaştık.
Gittiğimiz de kapı kitli idi.
Nurhayatı aradım.
(Alo Nurhayat annen anahtarı nereye koymuştur biliyormusun?)
(Saksının altında olması lazım abla.)
Kapının önünde duran saksının altına baktığımda anahtar oradaydı.
Kapıyı açıp içeri girdim Nurhayat da bizi bekliyordu.
"Bilgisayar nerede?"
Beni bilgisayarın olduğu odaya götürdü.
" İşte burada."
Bilgisayara bakıp yazanları okuduğumda şaşkınlıktan küçük dilimi yuttum diyebilirim.

ASKERİM...Sarıl Bana (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin