Bölüm 13

87 9 4
                                    

Alp şaşkınlıktan titreyen elleriyle büyük bir ciddiyetle haritayı inceliyordu.
Beynim durmuş olduğu için kendime gelememiş bir vaziyette hala öylece denize bakakalmıştım.
Afife Teyze'de aynı şekilde ağlamaktan kıpkırmızı olan gözlerini yere devirmişti,o da kıpırdamadan duruyordu.
Tuncay Abi hala kaptan köşkündeydi ve ayağa kalkacak gücüm dahil olmadığı için yanına gitmeye yüz bulamıyordum.

Ne olursa olsun bütün bu olanların tek şahidi bendim ve kendimi uzun bir süre rahat hissedemeyecektim.
Kimse konuşmuyordu.
Teoman'ın şokundan uzun bir süre çıkamayacaktım.
Gözlerimi Alp'e çevirerek merakla baktığı ada haritasını incelemesini izledim.

****
Aradan 3 saat geçti.Artık sabah olmak üzereydi.Biz hala aynı yerimizde aynı konumlarda saatlerce hiç kıpırdamadan oturmuştuk.
Afife Teyze Sarp'ın omuzunda uyukluyordu.Metin abi hayatında ilk kez içtiğini söyleyip güvertede sigara içiyordu.Stres ve gerginlikten onunda yapacağı başka şey kalmamıştı.

Kafamı toparlamaya çalışarak merakla o adada neler geçtiğini düşünmeye başladım.
Babamda mı o adaya gitmişti ? Teoman'ı ordan mı tanıyordu ? Babamı kim ve neden öldürmüştü ? Ada gerçekten Teoman'ın bahsettiği kadar mükemmel bir yer miydi ? Yoksa babamın mezarı mı olmuştu ?

Teoman'ın kendini öldürmesini engellemek için o an sadece ne yapmam gerektiğini düşündüğüm için babamın ölmüş olduğunu duymanın trajedesini anlık olarak tam anlamıyla yaşayamamıştım ama şuan bu gerçeği düşünürken canımın hiç olmadığı kadar acıdığını fark ettim.
Babam ölmüştü.

Yıllardır annemin "Baban hayatta olsaydı her ne olursa olsun bize ulaşırdı Koray,o ailesine hiçbir şeye olmadığı kadar çok düşkün" laflarını göz ardı ederek babamın mutlaka bir yerlerde olduğunu ve birinin onun bize gelmesini engellediğini düşünürdüm.Onun ölmüş olduğuna hiçbir zaman inanmadım.
Ama bugün herşey radikal bir şekilde bitmişti.Adaya gitmek dışında babama ne olduğunu öğrenmemin başka hiçbir yolu yoktu.Ve ben bu işin sırrını çözecektim.Bütün imkansızlıklara rağmen babama ne olduğunu öğrenecektim.

****
O korkunç geceyi sabah ışıklarıyla aydınlatan güneşin tam tepede olduğu saatlerde artık ayaklanmış ve nerdeyse kuruyan göz yaşlarımı elimin tersiyle silerek "Benim adaya gitmem lazım"diyerek topluluğa duyurdum.

Kimse beklenmedik bir tepki vermedi.
Alp kulağıma yaklaşarak "Sarpta bizimle gelsin,üç kişi oluruz.Metin Abi ve Afife Teyze de Tuncay Abi ile birlikte burda gemide kalır" diye fısıldadı.
Kafam o kadar yoğundu ki adaya nasıl ve kimle gideceğimi hiç hesaba katmamıştım.

Alp hiçbir şekilde beni yalnız bırakmazdı ve onun inadının başka kimsede olmadığı biliyordum o yüzden Alp'i adada bizi nelerin beklediğini ve çok tehlikeli olabileceği ihtimalleri için benimle gelmek zorunda olmadığına dair dil dökmelerimi kabul etmeyeceğime adım gibi emin olduğum için boşuna dil dökmedim.Ama Sarp buna mecbur değildi.Tanışalı sadece 1 ay olmuştu ve 1 aydır tanıdığı bir insan için hayatını tehlike atmasını ve onu hiç ilgilendirmeyen bir konu olduğu halde bizimle birlikte adaya gelmesini isteyemezdim ama Sarp'ın inadının da Alpinkinden pek bir farkı yoktu.Konu açılır açılmaz derhal hazırlık yapmaya başladı.Herşey tıkır tıkır işliyordu ve ben böyle dostlara sahip olduğum için kendimi gerçekten çok şanslı hissettim.Tabi bu şans sadece böyle bir konuda yaver gitmişti.

****
Akşam üzeri Sarp adaya hangi filikayla gideceğimizi ayarlamış ve yanımıza almamızı önerdiği eşyaların bir listesini çıkarmıştı.Liste oldukça sağlamdı.
Dürbün
Halat
Sapan
Balık ağı
İlaç kutusu
Yağmurluk
Konserve yiyecekler
Ve barınak yapmamız için birkaç alet..
Herşeyi düşünmüştü ve tedbirli gitmemiz bize her şekilde avantaj sağlayacaktı.
Hepimizin suratı hala mahkeme duvarı gibiydi ama bir o kadar da gemideki olaylardan ve gerginliğinden daha fazla etkilenmemek adına kaçmak için can atmaya başkadık.Aksi takdirde bu gemide kalmakla işler her geçen gün daha da kötüye gidecek gibiydi.

İntiharın ardından 13 saat geçmesine rağmen Tuncay Abi hala kaptan köşkünden çıkmamıştı.
Metin Abi ne durumda olduğunu görmek için birkaç sefer uzaktan çaktırmadan bakmıştı ama yine de iyi olduğundan emin olmak için yakınına gitmemiz gerektiğini düşünüyordum.
Metin Abi ise bu ısrarıma daha fazla dayanamayıp beni kenara çekti ve derin derin konuşmaya başladık.
"Bak Koray" dedi "Tuncay Abi'nin acısı bizimkinden çok farklı,ona biraz zaman vermeliyiz"

"Tahmin edebiliyorum" diye onayladım.

Tuncay Abi'nin intiharı öğrendiği andaki yüzünü çok net bir şekilde hatırlıyordum ve nasıl bir hüzne büründüğünü fazlasıyla anlamıştım.
Metin Abi tatmin olmuşluğumu görerek devam etti.

"Tuncay abi Teoman'ı hayattaki herkesten çok severdi.Teoman'a ne kadar düşün olduğunu çok iyi bilirim"

Merakıma yenik düşerek sordum."

"Çocukluk arkadaşı mıydı ikisi peki Metin Abi ?bütün hayatları birlikte mi geçti ?"

"Hayır,ne yazık ki bütün hayatları birlikte geçmedi.Ama keşke öyle olsaydı.Keşke birbirlerini daha önce bulsalardı.Kavuşmaları bu kadar uzun yıllar almışken ayrılmalarının tek bir gecede olmasını Tuncay Abi'yi ne kadar sarstığı tahmin edebiliyorum.Teoman Tuncay Abi'nin kardeşi Koray.Teoman Tuncay Abi'nin öz kardeşi..."

ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin