Gemideki ikinci haftamızı gün itibariyle devirdik.
Artık okyanusa açılıyorduk ve içimdeki heyecan tarifsizdi.Asıl macera şimdi başlayacak gibi hissediyordum.Adı üstünde,okyanustu.Özellikle bir Türk için daha da çekici bir yerdi okyanus.En azından benim için kesinlikle o konumdaydı.
Kaptan köşkü kurallarını,filikaların nasıl açıldığını,can yeleklerinin yerlerini,pervane hakimiyetinin önemini,rotaları,yakınlardaki diğer kaptanlarla iletişim kurmayı ve bunun gibi daha birçok gemicilik terimlerini tek tek öğrenmiştim.Edindiğim her bilgi bana inanılmaz bir mutluluk kazandırıyordu.Severek öğrenmenin insana ne kadar çok şey kazandırdığını artık daha iyi anlamıştım.Mutluluğum aşırı fazlaydı.Akşamüstü Afife Teyze'nin mükemmel yemeklerini yemek için paydos verdik.Afife Teyze gerçekten inanılmazdı.Her zaman ki gibi yine döktürmüştü ve gemide geçirdiğim süre boyunca karnımın her gün bu derece doyacak olması gelmeden önce aklımın ucundan bile geçmiyordu.Afife Teyze tek kelimeyle canımızdı.
Bizi doyurup içi rahat ettikten sonra odasına çekildi.Bizde erkek erkeğe kalınca klasik Tuncay Abi gemisi akşamı olarak her zamanki gibi rakı sofrası kurduk.Peynirler,mezeler herşey enfesti.
Teoman hepimizden çok içmişti.Kaç duble götürdü sayamadım bile.
Tuncay abinin,Metin abinin,Sarp'ın,Alp'in,benim... Hepimizin kafalar güzel olmaya başlamıştı.Kimseyi bu geceye kadar bu denli sarhoş görmemiştimGecenin sonunda birinin artık fenalaşıp kusmaması için ziyafeti sonlandırmaya karar verdik.Aramızda en kafası diğerlerine göre daha yerinde olan Tuncay Abiydi.
Sarpla Alp sessiz sessiz masayı toplamaya başladılar.Metin Abi ise bütün leylalığıyla Tanju Okan'ın "Öyle Sarhoş Olsam Ki"şarkısını söylüyordu.Kafası gerçekten bir milyondu ve bu hali komiğime gitmişti.Uzaktan tayfanın bu halini izleyerek oldukça eğlenmiştim ve sonrasında masa toplama işine ben de bir el attım.
Herşey tamamlandıktan sonra Tuncay Abi "Bugünün nöbetçisi Koray olsun,aranızda en normali o.Gemimiz bu gece Koray'a emanet"dedi
İşte o anda havalara uçtum.Günlerdir beklediğim ana sonunda gelmiştik.Gemi bu gece bana emanet olacaktı.Herkes uyurken ben Atlas Okyanusu'nun eşsizliğiyle başbaşa kalıp geminin başını bekleyecektim.
Tabi bunu en ufak ayrıntısına kadar çıkarmam için kafamın yerinde olması gerekiyordu.Sarhoş değildim,ama kendimi aptallaşmış hissediyordum.Herkes nihayet yatağına çekildikten sonra ben de ayılmak için kendime kahve yapmaya karar verdim.Gemide uyanık olan an itibariyle bitek ben vardım ve bu kesinlikle mükemmel bir histi.
Afife Teyze umarım mutfağında kafein bulunduruyordu,aksi halde alkolü vücudumdan atmak için bolcana su içmekten başka şansım yoktu.
Ayılmak ve kafamı yerine getirmek zorundaydım.Gemi şu andan itibaren benim komitem altındaydı ve herşey kontrolüm altında olmalıydı.
Mutfak bölümüne indim ve içeri girdiğim sırada cezve gözüme takıldı.Cezve olduğuna göre kahve de vardır diye içimden ümitlendim ve öyle olması için dua etmeye başladım.
Gemi o kadar sessizdi ki çekmeceleri açarken çıkardığım sesler çok büyük gürültüler yaratmaya başladı.O anda yukardan benim yaptığım gürültüyü bile bastıracak bir ses duydum.Sanki geminin üstüne bişey düşmüşçesine korkunçlukta bir gürültüydü ve ne olduğunu anlamak için elimden cezveyi fırlatarak doğruca yukarı koştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADA
AventurăOn sekiz yaşındaki Koray'ın hayattaki en büyük hayali bir gün geçmişte çok iyi bir kaptan olan babası gibi denizlere açılabilmekti.Peki Koray'ın bu hayalini kısıtlayan en büyük şey neydi ? Koray çocukluğundan beri kurduğu bu hayali gerçekleştirebile...