yirmi biri şubatta dolduruyorum
ve yalnızlıktan korkuyorum
anneme söylüyorum
ve garipsiyor tek başınalığın zulmünü
çengele asılmış kuru bir dal
yahut bacağından koyun
gerçekle bağı koparılmış
yahut kopmak için dilenen,
atı alıyorum ve
üsküdarı epey geçiyorum
yokluğuma ağlıyorum
yeniden diriltene hamd olsun
kalabalığın ortasındaki çukur
düşüyorum, düşüyor
iş makinesi dolduruyor boşluğu
kayboluyorum
yetmiş iki saat bekliyor dünya
kayboluşumu gerçekleştiriyor
ve anlamlandırıyor
böyle böyle ölüyorum ve.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gök, kaya, tohum.
Poetryaşkı ve acıyı tanımlamayacağım, bıraktığı yerden tamamlayacağım. .yirmiye