Gökyüzü zifiri karanlıktı. Yeni ay gökyüzünde parıldıyor, uğursuz baykuşların sesi geceyi dolduruyordu. O Sesizliği severdi. Karanlığın sessiz uğultusundan hoşlandığı söylenirdi. Genç çocuk hiddetle gözlerini indirdi. Ruhsuz bakışlarla hırpalanmış daha on yedi yaşını doldurmamış çocuğa baktı. Zayıf vücudunun açıkta kalan yerleri hırpalanmış,yüzünün yer yer bölgeleri morarmıştı. Gözleri aralanmış, dudakları titriyordu.
Gözleri hissizce bir noktaya çivilenmişcesine hareketsizdi. Kaskatı kesilmiş bedeni adeta hiçliğin içinde kaybolmak istermiş gibi savunmasızdı. Simsiyah giyinimli genç çocuk onun bu haline acımadı. Tam tersine ondan tiksiniyordu. Koyu kısa kesilmiş, alnına değen hafif perçemli saçlarını yana dağıttı.
"Söyle." Sesi karanlık gecede soğuk ve hiddetli bir rüzgâr gibi çaresiz genç çocuğa çarptı. Hemen yanında sandalyeye bağlanmış abisi Asaf ağlıyordu. İçerisi boğuk ve havasızdı. Küçücük bir oda, yıpranmış duvarlar ve küfün hakim olduğu yer yer lekeler soluk duvarlara hakimdi. Asaf buraya nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. İşte şimdi bu bokun İçine tam battık diye düşündü. Ağlamasını kesip odaklanmaya çalışıyordu. Kendisini toplaması çok sürmedi.
Tükürürcesine "Söyle Buğra!" Ölmek istemiyordu. Kim isterdiki hayatının baharındayken vahşice öldürülmek. Karşısındaki acımasızın Her an ne yapacağını da kestirmek zordu. Hayır,yanındaki yüzü gözü morarmış kardeşinin her şeyi anlatmasını istiyordu. Sonra da bu sıçtığımın yerinden kurtulmak diye düşündü. Buğra yavaşça başını kaldırdı, bir şey söylemek üzere dudağı aralandı. Hayatı hep sıradan geçmişti. Sıradan bir ailesi hep geri planda olan hayatı. Düz bir çocuktu. Kendi halinde sessiz içine kapanık bir yaşamı vardı. Şimdi ise evinde, zindan hayatı sürdüğü odasında olsa bunların başına geleceğini hayal bile edemezdi.
Burnundan süzülen kan yavaşça gömleğine damlıyordu. Genç çocuk durdu. Koyu gözlerini Buğra'ya dikti. Sanki akrep ve yelkovan onlar için durmuştu. Buğra güldü, dudaklarına bulaşan kanı yaladı. O an bir baykuş öttü. Adeta sesi korkaklar dercesine atıyordu.
" Korkuyorsunuz değil mi? Sonunuzu getiren o şeyden korkuyorsunuz." Sestonu alaycıydı bir o kadarda karanlık. O şey diye düşündü ruhsuz bakışlı genç çocuk. Zihni bir an afallasada yüzü tüm bunları gölgeleyerek ustaca maskeledi.
Asaf sızlanarak "Ona açıkla." emreden bir fısıltıydı bu. Bir o kadarda korkusunu bastırmaya çalışan titrek bir haykırıştı. Elleri titremeye başladı. Titrek ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı. Kahretsin burada bebek gibi ağlarken o zayıf budala nasıl soğukkanlı kalmayı başarıyordu? Üstüne atılıp onu parçalamak istiyordu. Başına ne geldiyse o aptal küçük kardeşinin merakı yüzünden gelmişti.
"Sana açıkla dedim!" Diye bağırdı.
Buğra afalladı, kana bulanmış dudakları gizli bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Başını iki yana salladı. Sarışın olan bir başka çocuk öne doğru bir adım attı.
"Eğer o zavallı kardeşin konuşmazsa burada donarak gebereceksiniz." eğlendiğini belli eden bir kahkaha attı. Sanki tüm bunlar ona keyif veriyormuş gibi bir hali vardı. Siyah giyinimli, bakışlarını çekmeden Buğra'ya odaklandı. Kendine has bir hareketle dudağının üst tarafı kıvrıldı. Tek düşündüğü onların sonunu getirmeye çalışan o şeydi. Diğerleri aralarında alayla konuşurken o tek bakışıyla onların çıkmasını emretti. Onlar sessizce çıkarken oda çıkıp kapıyı arkasından kapatıp kilitledi.
"Öleceğiz!" Diye bağırdı Asaf. Azgın bir hayvan gibi ileri geri sallandı. Başını sertçe kardeşine çevirdi.
"Ne biliyorsan söyle kahrolası!" Dedi hırlarcasına. Dakikalar ölümü bekleyen bir av gibi hızlıydı. İçeriye giren soğuğun anlamı eski bir soğuk hava deposunda kaldıklarını söylüyordu. On dakika göz açıp kapanırcasına geçip giderken Şimdiden de donmaya başlamışlardı. Buğra pes etmek zorundaydı. Sadece kendisini değil abisini de ölüme sürüklemek zorunda kalacaktı.
"Söyleyeceğim." Diye fısıldadı. Ama içten içe korkunun keskin fısıltısı içini sarıp çoktan yerleşmişti bile. Bu gizli bilgiyi sızdıracağı için tir tir titredi. Asaf avaz avaz bağırıyor, kardeşinin onlara bilgi vereceğini söylüyordu. İçeriye o ruhsuz bakışlı, yine aynı simsiyah giyinimli genç çocuk girdi. Çetenin başıydı her halinden belliydi bu. Başını yana eğdi, tek kaşını kaldırarak sessizce bekledi.
"O,o bir kız." Fısıltısı bu soğuk ortamı dondurup buz kesti. Çetenin başı sert bir şekilde başını yukarı kaldırdı. Dik dik Buğra'ya baktı, ellerini yumruk yapmıştı. Beyni o bir kız diye haykırıyordu. Bu olamazdı, hayır bu olamazdı! Diye isyan etti içten içe. Hayalinde onun bir erkek olduğunu düşünerek, onu vahşice öldürmeyi planlamıştı. Şimdi ise adeta ters köşe olmuştu. Ama başka çaresi yoktu. O kızı yok etmekten başka.
"Adı dışında başka bir şey bilmiyorum. Yemin ederim." Dedi Buğra.
Korkak abisi lafa atladı. "Ne olur kızın adını söyleyip burdan gidelim. Bizi serbest bırakın. Size yalvarıyorum." Yalvaran o çaresiz bakışları çetenin başını tiksindirdi. Adeta ona bir ucube gibi bakıyordu, üst dudağı kıvrıldı. Yüzü tekrar sert bir hal alırken başını salladı. Bu bir anlaşmaydı. Kısa ve ürkütücü bir anlaşma. İçerisi nihayet normal eski ısısına döndü. Asaf'ın dişleri neredeyse sesli bir şekilde zangırdıyordu. Korku işe yarayabilir ama korkaklık hiç bir işe yaramaz derdi huysuz babası. Katı sesi allak bullak olmuş zihninde süzülürken bakışlarını kardeşine sabitledi.
Nihayet konuştu. "Adı." Diyebildi kısa bir nefes verirken. Vereceği nefesin son nefesi olduğunu nereden bilebilirdi.
"Eflal." Sonra da sesi fısıltıya döndü.
Tersine çok emek harcadığım bir kurgu, iki yıldan fazladır üstünde durduğum bir roman oldu. Daha yeni yeni bölümleri atmaya başlıyorum. O nedenle tüm içtenliğimle sizden oy ve kitap hakkında yorum bekliyorum. Çok farklı ve yeni bir kitap olacak. O yüzden kararsız bakışlarınızı bir kenara bırakıp hemen okumaya koyulun 🫶🏻
Sıradan bir çete tarzı bir kitap olmadığını şimdiden size söylemek istiyorum çünkü olaylar daha da genişleyecek ilerleyen bölümlerde. Kitabın özetini kısa tuttum şimdilik. İlerleyen durumlarda aklınızdaki soru işaretleri elbette dağılacak.
Şu an bu satırları okuyan sizlere sesleniyorum. Arkadaşlarınıza ve çevrenizdeki kişilere kitabımı yaymanızı ve önermenizi Tersine ailesini genişletmenize ihtiyacım var. Çok çok seviliyorsunuz.
⏳
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERSİNE
Teen Fictionİstediğim herşeyin tersine olduğu bir hayat... Bir şeyleri değiştirme vakti geldi. Birileri beni yakalamak istiyor. Yoksa ben bir canavarmıyım? Bir kılığa girdim, hayatımın en güzel ve en yanlış seçimini yaptım. O bir kalpsiz, o bir ruhsuz. Peki...