Kitaba oy vermeyi yani yıldız simgesine basmayı unutmayın. Beni takip etmeyi ve her satıra o güzel yorumlarınızı atmayı esirgemeyin.Artık bir Tersine ailesindensiniz.
Emojide olsa küçük bir yorumda olsa atın çünkü size ve desteğinize gerçekten ihtiyacım var..
Karakterlerle ilgili düşüncelerinizi acayip merak ediyorum ✨
Kitapla ilgili tahminlerinizi veya beklentilerinizi buraya yazınn
Eflal'in villası multimedya'da!
Keyifli okumalar...
Elimi annemin omuzuna koydum. Annem huzursuzca kıpırdanırken mavi gözlerini nihayet bana çevirebildi. "Anne İyi misin?" Annem hızlıca bana bakıp gülümsedi. "Kahvaltımızı edelim sonra da anne kız evde vakit geçiririz." Annemi çaktırmadan inceledim. Açık teni yorgun gözüküyordu. Üstünde koyu mavi bluzu altındada açık renkli kumaş kalem eteği vardı. Boynundaki gümüş kolyeyle bir süre oynadıktan sonra bakışlarımız buluştu.
"O zaman burada yapalım." Dedim gönülsüzce. Hiçbir şey bilmiyormuş taklidi yapmalıydım. Evet kesin bir şeyler dönüyordu ve her zamanki gibi en son haberi olacak kişi ben olacaktım. Bugün normal, hep birlikte keyifli bir kahvaltı yapacağımızı düşünmüşken babamın gitmesi bana en büyük hayal kırıklığını yaşatmıştı. Şimdi annemin yüzüne anne benden bir şey mi saklıyorsunuz desem söylemeyeceğini en iyi ben biliyordum. bunu yaparak ne annem ne de ben yorulacaktım. Annemin bir yolunu bulup bir cambaz gibi lafı dolandırıp kaçacağını tahmin edebiliyordum. Ya da sen çok kafayı taktın diye fısıldadı iç sesim. Belki de yanılan bendim ama şu yaşıma kadar sezgilerim konusunda haklı çıkan hep bendim.
"Gerek yok tatlım. Serap ve Eda marketten gelmiş olmalılar. Salonda bize nefis bir kahvaltı kurmuşlardır şimdi." Annem ayaklanıp önden yürürken ben de yumuşak bahçe koltuğundan kalkıp sıkıntıyla iç geçirdim. Annemin arkasından ilerlerken derin bir nefes çektim içime. Arka bahçede bitki ve çeşitli çiçekler yetiştiriyorduk. Papatyaların yanından geçerken onları koklamadan edemedim. Annem tel kapıyı açıp salona girdiğimizde Serap teyze güler bir yüzle bizi karşıladı. Çilli yüzüne yakışan kırmızı kısa kıvırcık saçları ona daha tatlı ve sempatik bir hal veriyordu. Yerdeki açılmış torbalar onun marketten geldiğini söylüyordu.
"Burnuma güzel kokular geliyor." Sesim neşeliydi.
Annem de bana katılarak "Benim de,"diyerek beni onayladı.
"Günaydın Eyşan hanım. Günaydın küçük hanım."
"Günaydın."
Yemek masasına geçip oturdum. Kahvaltı masasını incelerken su bardağımdan bir yudum aldım. Bugün kendimi pek aç hissedemiyordum. Babamın birden çıkması, annemin de değişik tavırlı hallerinden sonra bir şeyler yiyeceğimi pek sanmıyordum. Annem de karşıma geçip sandalyesini çekerken "Günaydın Serap bize öncelikle portakal suyu getir canım." Annemin benim sevdiğim içeceği düşünmesi tatlı bir incelik olsa da ona gülümseyebildim.
Serap teyze portakal suyunu getirip masamızı donatmaya başladı. Kendimi zorlayıp kahvaltı etmeye çalıştım çünkü bir şeyler yemediğimi annem görüp ben de bir tuhaflık olduğunu sezebilirdi.
"Arka bahçeden geldiğinizi görünce kahvaltınızı salona kurduk Eyşan hanım. Behiç bey çıkmış olmalı size haber verdiğini düşündük."
Annem başını salladı. "Behiç çıktı Serap, bize haber verdi. Salona kurarak iyi yaptınız. Ellerine sağlık canım." Serap teyze utangaç bir gülümsemeyle çıkıp gözden kayboldu. Ben kahvaltımı etmeye devam ederken annem ise sadece çayını içiyordu. Yavaş yavaş dalgın bir şekilde yudumluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERSİNE
Подростковая литератураİstediğim herşeyin tersine olduğu bir hayat... Bir şeyleri değiştirme vakti geldi. Birileri beni yakalamak istiyor. Yoksa ben bir canavarmıyım? Bir kılığa girdim, hayatımın en güzel ve en yanlış seçimini yaptım. O bir kalpsiz, o bir ruhsuz. Peki...