Jordan Stone, kahverengi gözlerini gazeteden ayırıp salondakilere döndü. "Hovarda olmak hoşuma gitti," dedi pişkince sırıtırken.
Jordan'ın annesi Düşes Stone, açıkça gözlerini devirip oğlunun şapşal olduğuna dair bir şeyler mırıldandı. Colin Farrell yorum yapmak yerine sıkıldığını belirten bir nefes verdi. Ev sahibi Townsende çifti ise aşklarından başka bir şeyi görecek gibi değildi.
"Yoruldun mu sevgilim?" diye sordu, Dük Townsende yani Nicolas. Karısına eğilmiş endişeyle bakarken onu önceden tanıyan kimse gördüklerine inanamıyordu. Düşes Townsende yani Victoria, onu hayata kızgın adamdan, hassas bir kocaya dönüştürmüştü.
Victoria Townsende sıcak bir gülümseme gönderdi kocasına. Ardından elini kaldırıp onun yakışıklı yüzüne koydu. Sadece kocasının buz mavisi gözleri bile onu heyecanlandırıp küçük bir kız gibi kızarmasına yetiyordu.
"Bence buna şahit olmamız gerekmezdi," diye fikrini cesurca belirtti Colin ve öksürmüş gibi yaptı. Nicolas'ın baba tarafından kuzeni oluşuyla, ailenin parçasıydı. Bu nedenle genelde Victoria-Nicolas çiftinin aşkının sıkıcılığından rahatça yakınıyordu, her ne kadar görmezden gelinse de.
Diğer yandan Jordan, elindeki gazeteyi koltuğa bırakmış olsa da şamataya devam etmek istiyordu. Ailedeki en genç erkek olması veya denildiği gibi hovardalığı yüzünden her şeyi abartıp dalga geçmek en büyük zevkiydi.
"E, Anthony gazeteyi kapattırmayacak mısın?"
Başından beri suskunluğunu koruyan genç adam, alaycı ifadesiyle başını kaldırıp genç Jordan'a baktı. Başını hafifçe yana yatırıp "Bunu ne diye yapacağım?" diye sordu. "Geçen hafta gözde ve acımasızdım, şimdiyse gözde ve zampara..."
Victoria evli bir kadın olabilirdi. Hatta bir bebek bekliyor bile olabilirdi ama her zaman ağabeyinin konuşma tarzını sevmişti. Küçük bir kıkırtı çıkarıp misafirlerin dikkatini kendine çekti. "Gözde ve dayanılmaz olduğun günleri unutma," derken eğleniyordu genç kadın ve yanında oturan kocası da onun gibi gülümsüyordu.
Colin sohbete iyice dahil olarak "Gözde ve ölü olduğu zamanlar favorimdi," deyince salondaki avizeler kahkahalar yüzünden sarsıldı.
Aile toplantısı yaptıkları bu günde, söylenene gülüyor olabilirlerdi lakin bu doğruydu. Geçtiğimiz yıldan önce Anthony Cameron, en yakın arkadaşı Nicolas Townsende ile korsanlar tarafından kaçırılmış ve yaklaşık bir yıl sonra ortaya çıkmıştı. Tüm Londra yasını atlatmıştı ki yeniden kaçırılmışlardı, tabi bu defa kurtulmaları daha kısa sürmüştü. Zaten meşhur Townsende aşkı da böyle başlamamış mıydı? Nicolas'ın kimliği belirsiz bir yabancı olarak Victoria'nın hayatına girmesi ile...
Düşes Stone, gençlerin muhabbetine daha fazla katlanamayacakmış gibi homurdanarak kalktı ve biraz dinleneceğini söyleyip salondan ayrıldı. Hemen onun peşine Jordan gitmesi gerektiğini yoksa akşam ki operaya yetişemeyeceğini belirtti ve ayaklanıp ev sahiplerinin yanına vardı.
"Yine gel, olur mu?" dedi Victoria, Jordan'a sarıldıktan sonra ve genç erkek ona "Tabi gelirim yengeciğim!" deyince kahkahasını bastırıp el salladı.
Nicolas belli ki Jordan'a son aylardaki harcamalarından ötürü fırça çekecekti. Onunla kapıya kadar yürümesinin başka açıklaması olamazdı. Colin bile biliyordu artık. Ki kendisi pek fazla ortalarda görünmediği halde-
"Burada kalmanız konusunda ısrarcıyım," derken kibar bir leydinin olması gerektiği kirpiklerini kırpıştırmadı Victoria. Veya sesini inceltmedi. Karşısındakiler çapkın ağabeyi ve yakın arkadaşı kibirli Colin idi ne de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Şeytan
Historical FictionClarabel Lawrence, aile soyuna layık davranamamış basit bir kadındı. Bu sebepten cemiyet kuralları çerçevesinde sosyeteden dışlanmıştı ve şimdi nerede olduğunu yalnız Tanrı biliyordu. Anthony Cameron ise yılların gözde bekarı ve İngiltere'nin en ze...