yokuşun içinde.

113 14 10
                                    

Sigarasının dumanını yavaşça üflerken duyduğu kuş cıvıltıları ona bir nebze bile olsa huzur veriyordu. Çalılardan gelen küçük çıtırtılar bu kuş sesleriyle birleşince bir senfonidir havada süzülmeye başlıyor, tüm yeşili içine çektikten sonra kulaklarına üflüyordu. Özlediği insan, bundan önceki 2 gün gibi; burda yoktu. İçinde bulunduğu bu özlemden çıkacağına dair hiçbir umudu kalmamıştı. Gerçi Kaya, ne zamandan beri umut etmişti ki? Hiçbir zaman bu dünya üzerinde geçici bir misafir olmayı mantıklı bulmamıştı. Tanrıları, kötüleri, nefretten başka bir şey barındırmayan bölücü dinleri öyledir ki ona bu dünyanın uydurmacası gibi geliyordu. Hiçbir şeye inanmak istemiyordu. Hiçbir şeye bağlı değildi, kendisine bile. İnsanların fıtratındakilere tamamen tersti, Kaya. Bunu iyi biliyordu.

"Söylemiştim ya! Tuborgları Burak getirecek."

"Sevdiceceğinden vakit bulursa eğer.. Zaten Yakup'u da görmedi."

"Sürpriz olur belki, değil mi?"

"Bence de."

O çalılıkların arasından gelen sesleri duyduğunda ayağa kalktı. Arada Atlas'ın sesi kulaklarına ulaştığında burnunda derin bir sızı hissetti. Kalbinde açılan yaralara sanki avuçlar tuzu bastırıyormuş gibi kıvrandı ruhu. Nefesleri sıkıştı. O büyük tepe ona daracık geldi. Ölmek istiyordu.

Ağaçların arasından dört gencin bedeni sıyrılıp güneş ışığında ortaya çıkınca aralarında en uzunu olan Atlas gözüne batmıştı. Öndeydi, arkasında en az onun kadar iyi görünen üçünden birisi ona çok yakın duruyordu.

"Hey.."

"Bu kim..?"

Sesler kısık çıkıyordu. Atlas boş gözlerle Kaya'ya baksa da iki metre uzağındaki kıvırcık saçlı şortlu çocuğun dolan gözlerinden yanaklarına doğru süzülen yaşlar böyle duygusuzca seyredilmemeliydi.

"Atlas-"

Hıçkırığı sözünü kesmişti. Arada birbirine bastırdığı dudakları, burnu ve gözleri kırmızının tonlarında bürünmüştü. Kıvırcık saçları yüzünün solunu hafiften kapatsa da güneş sayesinde Atlas net bir şekilde görebiliyordu.

"Tanışıyor musunuz siz..?"

"Neden ağlıyor.."

Atlas'a yakın olan, ondan yaşça büyük duran diğeri Kaya'ya birkaç adım yaklaştı ama Kaya geri çekildi. Sonra yokuş aşağı hızla koşmaya başladı. Ona yaklaşmaya çalışan genç biraz daha ilerledi ancak Atlas'ın sesi onu susturdu;

"Sadece bir arkadaş. Ama şu an bana ihtiyacı yok."

[...]

"Mert'i de sahilde gördüm. İbneye benziyor."

Bir kahkaha ateşin etrafında duyuldu.

"Yok ya. Tatlı çocuk sadece. Duruyor işte. Bir şekilde hal çaresine bakacağım ben."

"Zeynep de ne mutludur şimdi."

"Mert'i çocuğu gibi görüyordur. Haha!"

"Evet, sanırım gerçekten öyle görüyor. İki üç gün tamam da, bir süre sonra bıkacağaını düşünmüştüm, ama hiç de öyle değil."

"Bize böyle karı oldu da sevmedik mi kardeşim?! Ah ah! Sendeki şans bende olsaydı evlenirdim Zeynep'le."

"Laflarına dikkat et Ali. Vallahi çiğ çiğ yer Burak seni."

"Kıskanç sonuçta."

"Beyler. Ben kalkıyorum. Abi, sen de eve çok gecikme. Projemi tamamlamam gerek."

Son Yaz, Siyah Deniz |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin