8. KALP VE AKIL ARASINDA

110 31 56
                                    

Yeni bir bölümle sizlerleyiz:))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni bir bölümle sizlerleyiz:))

Bölüme başlamadan önce bıraktığım şarkıyı dinleyebilirsiniizzz:)

İyi okumalar<3

Umarım beğenirsiniz:)<3

"Dünya'da hiçbir yol, kalple beyin arasındaki yol kadar uzun değildir."

Logerlof

Bazı insanlar anlaması zor bir cümledir. Ne kadar okursanız okuyun o cümleden bir anlam çıkaramazsınız. Çünkü o cümleler tek bir kişiye yazılmıştır. Ve o cümleyi anlayan insan, onun hayatında derin bir izdir aslında. Herkesin de bildiği gibi bazı izler asla silinmez. Sadece üstünü kapatmaya çalışırsın. Ya da bazı insanların yaptığı gibi o izi başka izlerle kapatmaya çalışırsın.

İnsanlar, hep yanlış insanlar uğruna doğru insanları hayatımızdan sildiğimizi söyler. Oysa ben bu düşünceyi çok yanlış buluyorum. Kişi ne yaparsa yapsın zaten kalbinde ve aklında birinin olduğunu her şekilde karşı tarafa yansıtır. İnatla sevmeye devam eden kişi ise en büyük hatayı yapar. Çünkü kişinin kalbinde ki birisini silmesi çok zordur.

O kişi ile yaşadığı anılar zihninin her zaman bir köşesinde oturmuş en ufak bir şekilde tekrar canlanmak için adeta fırsat kollar. Bazen gülüşünü, bazen kokusunu ya da kim bilir tenini bile ona benzetirsin. 

O günleri özlesen de dönemeyeceğini biliyorsun. Hayatımızdaki her insan öylece bir yerde sabit kalmaz. Bundan dolayı kalbine aldığın kişi -kim olursa olsun- hakettiği yere koymalısın.

Koyu kahverengi rujumu da sürdükten sonra aynada kendime göz attım. Fena görünmüyordum. Belime kadar uzanan saçlarımı bukle yapmıştım. Yüzümde sade bir makyaj vardı. Kahve tonları göz farı ve maskara gözlerimi ön planda tutuyordu. Tabi olmazsa olmaz parfümü de sıktıktan sonra ayndaki kendime küçük bir öpücük attım.

Siyah kumaş pantolon ve kırmızı bir bluz giymiştim. Bugün hava oldukça güzeldi. Diğer günlere kıyasla bugün daha bir sıcak gibi görünüyor. Masmavi gökyüzü, tüm içtenliğiyle gülümseyen Güneş ve kuşların sevinç cıvıltıları fazlasıyla enerjikti. Bu enerji benim de üzerime gelmişcesine bugün baya pozitif bir şekilde uyandım.

İstemsizce gülümsemek istiyordum. Atakan şuan karşımda olsa yine böyle gülümsemeye devam ederdim sanırım. Kapının resmen kırılacak bir şekilde vurulmasıyla olduğum yerde ürktüm. Baş parmağımı ön dişlerime götürüp başımı geriye attım.

Bugün güzel bir gün Gökçe. Modunun düşmesine izin vermeyeceksin.

"Gökçe aç kapıyı. Altıma işeyeceğim." Makyaj çantamı, havlumu ve pijamalarımı aldığım gibi banyodan çıktım. "Şükürler olsun!"

GÜNAH KEÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin