Yeni bölümle karşınızdayım yine...
Keyifli okumalar dilerim...
Gecenin bile umudu varken karanlığın yok!
Ölmeyi kafasına koymuş ve ölmek için her şeyi yapan kız şimdi yaşamak için gözlerini açmaya çalışıyordu. Yaşamak istiyordu!
Ne değişmişti sahi? Neden şimdi delicesine çırpınıp nefes almaya çalışıyordum ki? Ellerimi, bedenimi canlandırmak istesem de yapamıyordum işte. Başaramamıştım. Atakan'ın bana olan güvenini zedelemiştim. Basit bir plan benim yüzümden mahvolmuştu.
Yalanlarım da boğuluyordum işte!
Hayatım boyunca hiçbir zaman dürüst olmadım. Her zaman yalancı oldum. Ve bundan hep nefret ettim. Ne berbat bir insanım!
Babamın dediği gibi 'lanetli' biriyim ben. Nereye gidersem orayı yerle bir ediyorum. Kendi enkazım yetmezmiş gibi başkalarının da yuvalarını yıkıyordum.
Etraftaki sesler artık duyulmuyordu. Simsiyah boşlukta süzülüyordum. Tek bir ışık dahi yoktu. Işık yoktu! Daha çok çırpınmaya başladım.
Soğuk zemini hissetmem ile gözlerimi sonunda açabildim. Yorgunlukla etrafa bakmaya başladım. Yavaşça ayağı kalkmaya çalıştığım anda başıma bir ağrı saplandı. Elimi başımın arkasına götürüp ağrıyan noktaya dokunduğumda acıyla inledim. Başıma darbe almış olmalıydım.
Tüm olan biten yeni yeni aklıma gelmeye başlıyordu. Dansöz kıyafetleri, gözlerime vuran sahne ışıkları, bana büyük bir arzuyla bakan gözler ve Atakan'ın korkuyla bakan gözleri...
Atakan'ın gözleri...
Kahve gözleri hiçbir zaman ne söylediğini belli etmiyor. Söylemek istedikleri gözlerinde br köşe de saklanıyor sanki. O oyunbozan bir çocuk. Oyun istediği gibi gitmezse tadı kaçan sadece o olmaz. Herkesin tadını kaçırmaktan çekinmez.
Her şeye rağmen bu sefer gözleri daha net bakıyordu. Korkuyla bakıyordu. Harbi neyden korkmuştu? Onu bu kadar ürkek yapan ne oldu?
Zorda olsa ayağı kalktım. Gözlerim bulanık görüyordu. Birkaç defa gözlerimi kırptıktan sonra etrafa baktım. Karşımda gördüğüm demir parmaklıklar ile yutkunmaya çalıştım. Neredeyim ben?!
Koşarak parmaklıklara sarıldım ve bağırmaya başladım. "Çıkarın lan beni buradan! Kimse yok mu? ATAKAN!" Ses gelmediği anda titreyen ellerimle kilide vurup açmaya çalıştım. Bu şekilde açılmayacağını bile bile...
Dizlerim titriyordu. Kalbimin sesi kulaklarımdaydı. Korkuyla bağırmaya devam ettim. "Kimse yok mu?! Ne işim var benim burada?!" Parmaklıklara tutunarak dizlerimin üzerine çöktüm. "Kimse yok mu?!" Çaresizlikle son defa bağırdım. "Ne olur yardım edin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAH KEÇİSİ
Teen FictionCanının yanacağını, parçalanacağını, hayatının mahvolacağını... biliyordu. Güvendi, aşık oldu ve yıkıldı. Bunlar onu umursamaz birine dönüştürdü. Acı çekmeye alışmıştı. Hiçbir alışkanlık bu kadar kötü olamazdı. Gülüşleri kadar güzel bir hayatı...