"Quid me nutrit, me destruit"
***********
Grup içinde bu yolculuğa çıkmamızdan memnun olmayanlar olduğunun farkındayım.Hazırlanmalarını söylediğim andan itibaren homurdanan ve memnuniyetsiz yüzler gördüm kamp yerinde.Yine de kararım değişmedi,küçükte olsa bir umut varsa peşinden gitmeye kararlıyım.Eğer Fırat denen o pislik beni kandırıyor ve beni bir bok çukurunun içine çekmeye çalışıyorsa boğazını kendi dişlerim ile parçalayacağım.Bunu yaparım,bir an bile tereddüt etmem ve bunu yapacağımı oda biliyor.
"Neredeyse hazırız."
Sasha yanıma geldiğinde düşüncelerimden sıyrıldım.Bakışlarım önümde ayakta dikilen genç kadına dönüyor,çatışmanın izlerinden nihayet kurtulmuş ve şimdi güzelliği açıkça görülür şekilde.Sasha güzel bir kadın,hatta doğruyu söylemek gerekirse çok güzel bir kadın.Grubumuzda ki erkeklerin bir çoğunun benimle aynı fikirde olduğunu biliyorum.Bir kaç kez ona yaklaşmaya çalıştıklarına şahit oldum ama yıllardır yanına erkek sineğin bile yaklaşmasına izin vermiyor.Bunun nedenini merak ediyorum.Çünkü kıyametin ortasında olsak bile bende arada sıcak bir yatağa girme arzusu hissediyorum.Neyse ki grubun lideri olduğum için bu isteğim her zaman olumlu sonuçlanıyor,yeni dünya kurallarından işte bir tanesi daha.Gücü elinde tutanları memnun edersen onlarda seni memnun eder.
"Söylesene Sasha,"diyorum.Benim konuşmaya başlamamla dikkatini tamamen bana veriyor.Yeşil gözlerinde hafif bir merak var ama bunun konuşmam ile alakası yok,o neden Fırat'ın peşinden gittiğimi merak ediyor ama bu soruya cevap veremem.Çünkü henüz benimde bir cevabım yok."Neden hayatına birini almıyorsun?"
"Anlamadım."
"Seni yıllardır tanıyorum ve bu grupta senin için ölen bir kaç adam olduğunuda biliyorum.Neden onlardan birini hayatına almıyorsun?Neden insanlardan hep uzak duruyorsun?"
"Neden soruyorsun?"
Ses tonu keskin ve merak doluydu.Bir anda böyle pat diye sormamdan dolayı olduğu şu götürmez bir gerçekti."Uzun zamandır yanımdasın,"dedim sorusuna hitaben.Öyleydi neredeyse kıyametin başlangıcından beri yan yanyanaydık,bu grubu birlikte kurmuş ve birlikte korumuştuk."Yinede,"diye devam ettim,"senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.Eskiden kimdin?En çok neyi seversin?Nelerden nefret edersin?"
"Bunları bilmene gerek yok,"dedi sert bir ses tonuyla.Yeşil gözlerinde bir öfke pırıltısı görür gibi oldum ama çabuk topladı,yeniden eski sakın haline geri döndü."Öncesinin bir önemi yok Barış,kıyamet öncesinde olduğum,olduğumuz kişiler her kimse öldüler."
Başka bir şey söylemeden çıktı çadırımdan.Bende böylelikle bir daha Sasha'ya soru sormamam gerektiğini öğrenmiş oldum.Haklıydı,önceleri kimsek artık o kişiler değildik.Ellerime baktım gayri ihtiyari,bir zamanlar bu eller ile asla unutulmayacak sanat eserleri yapmaya düşlerdim.Renksiz tuvallere can verecek, onları düşlerim ile boyayacaktım ama şimdi boya yerine kan var bu ellerde.Ve uzun bir süredir can vermek yerine can almakta.
********
Saat akşam üzerini gösterdiğinde Vi çetesi ile buluşacağımız yere doğru yola çıktık.Sırtımda içinde kişisel eşyalarım ve konserve yiyeceklerin olduğu bir çanta vardı.En önde Sasha ve ben yürüyoruz,grubun geri kalanı ise arkamda.Bir kaç gündür balçık yağdığı için yerler felaket ve bu bizi yavaşlatıyor.Botlarıma yapışmış balıklar ağırlık yaptığı için,henüz bir saattir yolda olmamıza rağmen yorulmuş hissediyorum.Yinede grubun geri kalanı için her daim güçlü durmak zorundayım,ben yıkılırsam onlarda yıkılır.Kendimi bu şekilde teskin edip ağırlaşan botlarımı düşünmemeye çalışıyorum,çürümüş bir ağacın üstünden zorlukla geçerken iç çekmeden edemedim.Yeşil bir ağaç görmek artık neredeyse imkansız,bir zamanlar çalışmaktan,hayat koşuşturması içinde çevreye bakmayı es geçiyordum.Çoğumuz bunu yapmıştır muhtemelen,durup mükemmel bir dünyada yaşadığımızı çok zaman unuttuk ama şimdi o günler için pişmanım.Keşke daha fazla tadını çıkarsaydım hayatın ama tabiki son pişmanlık fayda etmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bellum
Fanfiction"lustum enim est bellum quibus necessarium, et pia arma ubi nulla nisi in armis spes est." Üçüncü dünya savaşından sonra insanlık yerle bir olmuştu. Birbirimizle yarışırcasına diktiğimiz binalar artık sadece birer harabeydi,yüzlerce hayvanın nesli s...