İyi insan gülüşünü sevdiğiniz kişidir demiş Dostoyevski.
Gerçekten de gülüşünü sevdiğimiz, gülüşünde hayat bulduğumuz insanlar iyi midir? Yoksa bize mi iyi gelirler?.......
Koltukta oturmuş hayatımı sorguluyordum. Bu kızın başıma getirmediği bela kalmamıştı. Şimdi de onun yüzünden dayak yemiştim. Ama Selim'e kızamıyordum çünkü bu sefer Bereni gerçekten kırmıştım. Ne kadar üzüldüğünü düşünmek bile istemiyordum. Sanki camdan yapılmış bir kalbi vardı küçük bir darbede tuzlabuz oluyordu kalbi
ya da ben fazla kırıcı konuşuyordum. Onu sevmediğimi ve sevmeyeceğimi her fırsatta yüzüne vuruyordum. Evet, bu kadar kırıcı olmama gerek yoktu çünkü bu hayatta beni bırakmayan bir tek Beren vardı. Beni her şeye rağmen seven bir tek o vardı. Ama ben onu da elimin tersiyle itmiştim ve itmeye de devam ediyordum."Berk!" endişeli bir ses tonuyla yüzüme bakıyordu.
"Ben özür dilerim..." onun kalbini ben kırmıştım saatlerce ağlamasına ben sebep olmuştum ama o benden özür diliyordu. Bu huyundan nefret ederim. Kendini ezdiren, haksız çıkartan insanlardan hep nefret etmişimdir. Ama onun bu tavırlarının sadece bana ait olduğunu da çok iyi biliyordum. Başka insanlara karşı çok dikbaşlıydı. Hiç bir lafın altında kalmazdı. Tabii bu benim lafım değilse.
Benim yanımda sokağa atılmış kimsesiz bir kedi yavrusu gibiydi."İyi misin? Acıyormu?" Eliyle yüzümün belirli yerlerindeki yaraları okşadı.
Bana karşı bu kadar şefkatli olması içimi ısıtıyordu.Ve yine....yine beni bırakmamıştı. Ona onca söylediğim laftan sonra yine yanımdaydı.
"Beren....." suçluluk duygusuyla dolup taşarken ismini söyledim.
"Efendim?" Yeşillerini yüzüme sabitlemiş, öylece bakıyordu.
"Özür dilerim."dedim şuan sadece bunu duymaya ihtiyacı olduğunu biliyordum. Her ne kadar onu aşk anlamında sevmesem de benim için çok değerliydi. Ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.
"Önemli değil. Alıştım ben."dedi hüzünlü bir gülümsemeyle.
Aradan iki saat geçmiş o arada yüzüme gerekli ilaçları sürüp yara bandı yapıştırmıştı. Ne kadar itiraz etsemde bu kıza işlemiyordu. Çok inatçı olduğunu söylemiş miydim?
Şuanda mutfağa geçmiş bana bir şeyler yapıyordu. Aç olmadığımı söylemiştim ama dinleyen kim."Selim'e söyledim. Bir daha sana dokunmayacak."
"Neden böyle bir şey yaptın? Çocuk muyum ben?" Sinirlenmeye başlıyordum.
"Çocuk değilsen neden onun yüzünde bir şey yoktu?"
"Ben sadece karşılık vermek istemedim."
"Neden Berk?"
"Hak ettim çünkü..." duraksadı. Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Bir cümlem bile onu delicesine mutlu etmeye yetiyordu. Bu kız benim neyime aşık olmuştu onu bile çözememiştim. İnsanların duygusuz lakabı taktığı insana bu kız deli gibi aşık olmuştu.
"Berk..."dedi ve küçük ellerini ellerimin üzerinü koydu.
Ellerimi geri çekmek istesemde yapmadım çünkü bunu yaparsan üzüleceğini ve konuşmayacağını biliyordum. Bu yüzden ellerimize aldırmadan onu dinlemeye başladım."Ben her zaman senin yanındayım. Hiç bir zaman seni bırakmayacağım, söz veriyorum.
Hep kurtulamadığın baş belan olacağım..." dedi ve gülümsedi. Ben de gülümsedim.Bu sözlere ihtiyacım olduğunu şimdi fark ediyordum. Anında parlayan gözleriyle gülümseyen dudaklarıma baktı. Hoşuna gittiği her halinden belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ!
RomanceOna deli gibi aşık olan bir kız ve duygusuz bir adamın hikayesi.... Duygusuz#1