20-Alev alan kalp

615 43 150
                                    

Duygusuz etiketinde 1ci olmuşuz...
Bir insan bir insana minettar olduğunu nasıl söyler bilmiyorum ama birlikte başardık. Herkese teşekkürler

....

Gördüğüm manzara kalbimin durmasına bir sebep olabilirdi. Karşımızdaki ev cayır cayır yanıyordu. Ateşler içerisinde..

Sanki olduğum yere mıhlanmış gibiydim. Haraket edecek, bir şey soracak gücü kendimde bulamıyordum. Tüm bu gördüklerimin rüya olmasını umdum. Nolur bir kabus olsun ve ben uyanayım. Uyanayım ve her şey bitsin

Bir kaç kez dolmuş gözlerimi ovuşturdum. Gerçek olduğuna inanmak istemiyordum. Sanki berbat bir kabustu.
Sonunda gücümü toplayarak Selim'e döndüm. O da benimle aynı durumdaydı. Daha olayı kavrayamamıştı.

"S-Selim?" Ona seslenmemle bana döndü.

"B-bak Beren sakin ol. Tamam mı?"

"O...o...ölmedi değil mi?" Tam gözlerinin içine, hayır demesini istermiş gibi bakıyordum.

"Bak bilmiyorum ve gidip bakacağım .Sakın gelme." Diye uyardı beni.

"Hayır! Geleceğim!"

"Beren bu hiç iyi bir fikir değil."

"Selim! Bu onu son görüşüm olabilir..."

Dediğimle kolumu bıraktı ve yanımda durdu. Hemen hızlı adımlarla ambulansın durduğu yere gittik. Ambulansın arka kapısı açıktı ve doktorlar bağırarak bir şeyler anlatıyordu. İtfayeciler çıkan yangını söndürmeye çalışıyordu.

Koşup hızla arka kapıları açık olan ambulansın yanında durdum. Doktorlardan Berk'i göremiyordum. 'Ona bir şey oldu' diyen içsesimi sustura bilseydim daha iyi olacaktı.

Sonunda yine ve yine kendime engel olamayıp
"Çekilin! Onu görmem lazım!" Dedim.

Tüm herkes şaşkınlıkla dönüp bana baktı  ve kısa,sarı saçlı bir kadın

"Hastanın neyi oluyorsunuz?" Dedi.

Gerçekten de neyi oluyordum ben onun? Yıllarca bu soruya cevap aramıştım ben ama cevap çok da zor değildi di'mi? Tabii ki de hiç birşeyiydim...
Selim donduğumu görüp

"Arkadaşlarıyız." Dedi.

Doktor kafasını sallayıp

"Vücudunun farklı yerlerinde yanık izleri var. Onları sardık. Şuanda durumu stabil." Dedi.

Ve devam etti
"Ama yine de hastaneye götürmemiz lazım. Nefessiz kalmış içeride."

"Ne duruyorsunuz o zaman?!"
"Götürsenize!"

"Beren sakin ol." deyip beni kolları arasına aldı Selim.

Onu itip "Sakin olamam ben Selim."
"Ya ona bir şey olursa? Ya ölürse? Ben intikam alacağım daha ondan..." deyip az önceden beri tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım..

Deli gibi ağlıyordum. Ona bir şey olacak korkusuyla ağlamam daha da şiddetlendi. Ben sanırım hep Berk için ağlayacaktım.

"Hanımefendi sakin olun yoksa sakinleştirici yapacağım size."

"Hayır! Onunla gidiyorum ben!"

O kadar inatlaşmıştım ki doktorlar pes edip beni de ambulansla götürmüştüler.

Oksijen tüpü takılı olan yüzüne elimi koydum ve yavaşca okşadım. Gözlerimden hala yaşlar akıyordu.
Sonra elini tuttum elinin bazı yerleri yanıktı. Onu bu halde görmek benim kalbimin de alev alev yanmasına sebepti. Her türlü canımı yakmayı başarıyordu bu kara gözlü adam.

"Berk bak ben buradayım. Yalnız bırakmayacağım seni." dedim elini okşarken

Ambulansın durmasıyla hastaneye vardığımızı tahmin ettim. Ben indikten sonda hemen Berk'in uzandığı sedyeyi çıkarıp hızla hastaneye girdiler. Ben de gidecekken Selim yanıma geldi.

"Beren sakin ol! Bak hiç birşey olmayacak ona." Dedi sakinleştirici sesiyle.

Derin bir nefes aldım. Bu çocuk hep benim yanımdaydı.

Hiç bir şey demeden kollarımı boynuna doladım ve sıkıca sarıldım.
O da sarılmama karşılık verince bir az öyle kaldık. Sonrasında ilk o ayrılıp ağlamaktan kızarmış gözlerime küçük bir öpücük kondurdu.

"Ağlama artık. İyi olacak."

"Hı hı" diye bildim sadece. Hiç bir şey demeye halim yoktu.

İyi olacaktı.

...

*3 saat sonra*

Berk'ten:

Gözlerimi araladığımda gözüme gelen beyaz ışıkla yeniden kapattım ve bu kez bir az daha yavaş açtım gözlerimi.

Etrafıma bakındığımda bir hastane odasında olduğumu anladım ama benin dikatimi çeken o değil, yanımda elimi tutan kadındı.

Yatağımın yanında boş kalan yere kafasını koymuştu ve elimi sıkıca tutmuştu. Asrlarca böyle kalmak istedim. Asrlarca...
Oysa ki onu kendi elimle ben itmiştim. Ben 'git' demiştim...

Haraketlendiğimi his edip hemen başını kaldırdı ve yüzüme baktı.

Ardından "İyi misin?"" Diye sordu.

Mükemmelim kadın.

"İyiyim."

"Bir yerin ağrıyor mu? Doktoru çağırayım mı?" Ard arda sorularını sorduğunda

"Gerek yok. Burada kal." Dedim elini daha da sıkı tutarken.

"Tamam." deyip yüzüme bakmaya başladı.

Hep bir şey söyleyeceği zamanlarda böyle bakardı.

"Söyle." dedim ben de yeşillere bakarken

"Sen mi yaptın?"

"Neyi?"

"Evi sen mi yaktın diyorum?"

Duraksadım. Galiba hatırlamıyordum.

"Söyle! Canına mı kıymak istedin?"

"Hatırlamıyorum Beren." Dedim düşünürken.

"Ne demek hatırlamıyorum?"

"Nasıl çıktığını hatırlamıyorum. Ya da nasıl olduğunu ama ben canıma kıymak istemedim." Dediklerimden sonra sakinleşti ve geri yerine oturdu.

Serum takılı olan elimi ona uzattım. İlk başta anlamasa da sonradan o da elini elime kenetledi.

Şuan yanık olan yerlerimin acıması umrumda değildi. Sanki hepsi o dokundukca soğuyordu.

Etikette birinci olduğumuz ve okunmanın da baya arttığını görünce yeni bölüm atasım geldi. Beni çok mutlu ettiniz.
Bu hikayeye başlarken bu kadar yol alacağını düşünmemiştim. Teşekkür ederim destekleyen herkese❤️

DUYGUSUZ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin