36-Zayıflık

266 15 47
                                    

Eğer bir yazar sana aşık olursa hiç bir zaman ölmezsin...

*******

Ben hep duygusuz biri olarak adlandırılmıştım. Kimse hiç bir zaman benim duygularımı,hisslerimi, neler hiss ettiğimi umursamamamıştı. Bununla ilgilenmiyorlardı bile. Ben hep yalnız başıma,tek kendim tüm duygularımla yüzleşmiştim. Bazen ne hiss edeceğimi ve ya ne hiss etttiğimi göstermekde baya zorlanıyordum ama bu da kendi kendine olmamıştı ki. Hiç bir zaman duyguları önemsenmeyen bir insana normal davranmasını söyleyemezdiniz. Ben hep duygularımı başka hisslerle gizlemiştim

Aşkımı neftetle gizlemem gibi...

Bu yüzden ben 'duygusuzdum' . Kimseyi sevmeyen, kimsenin duygularını önemsemeyen insan bendim. Evet,bu hikayenin duygusuzu bendim. Ve bence hep de öyle kalacaktım. Neden biliyor musunuz? Çünkü benim duygularım hiç bir zaman önemsenmeyecekti.

Şuan tüm benliğimle sevdiğim güzel gözlü kadın da onu sevdiğime inanmıyordu. O da benim en ufak bir duygumu bile anlamıyordu. Aslında haklıydı, az önce kendi dilimle ona onu sevmediğimi söylemiştim. Ama öyle değildi. Ben o kadar mı nakör görünüyordum? İnsan hep yanında olan birisini hiç sevmeye bilir mi? Onu tek anlayanı, tek ailesini hiç sevmemiş ola bilir mi?
Beren benim hakkımda tek bir şeyi anlamıyordu o ise benim de duygularımın olmasıydı. Bazen duygularım karışık hale gele biliyor, hiss ettiğimin aksine farklı şeyler söylüyor, onu fazlasıyla üzüyordum. Ama hiç birini bilerekden yapmamıştım. Sevgisiz,terk edilmiş bir çocuktum ben. Ben hayatımda ondan başka birinden sevgi görmemiştim ki. Nasıl sevgi gösterirdim ona bunu nasıl söylerdim bilmiyordum. Bildiğim tek şey bir daha yüzüme bakmayacağıydı. Şimdi herşeyiyle onu sevmediğimi düşünüyordu. Ona kızmayacaktım,haklıydı.

"Ne düşünüyorsun?" Dedi karşımda oturduğu koltuktan

Yemyeşil gözleri hafif kızarıp,şişmişti. Yüzü soluktu,yorgun olduğu çok belliydi. Acaba bu hayattan mı yorulmuştu yoksa benden mi? İki seçenek de bence doğruydu

"Az önce söylediklerim için özür dilerim." Tane tane sakin tonda özür dilemek fena bir fikir değildi

"Hangi söylediğin için diliyorsun? Ve ya hangi haraketin için?"

Anlamaz gözlerle yüzüne baktım

"Beni kullanıp sonra da terk ettiğin için mi yoksa yalandan seviyormuş gibi yaptığın için mi?" Sinirliydi ama haklıydı. Tüm bu iğrençlikleri ben yapmıştım. Onun en ufak bir suçu bile yoktu. Sanırım onu en çok ben yormuştum.

"Ben seni gerçekten seviyorum"

"Sen hem beni hem de kendini kandırıyorsun."

"Beren dinle beni bir nolur"

"Anlat,anlat ya dinliyorum"

"Dinliyorsun ama anlamak istemiyorsun"

"Neyini anlayayım ya!" Sinirle ayağa kalktı "Birini terk edip gitmenin anlayacak bir yanı mı var?!" Sinirle soludu

O kadar haklıydı ki ben özür dileyecek yüz bile bulamıyordum. Onu bu hale sokanın ben olduğumu  bilmek o kadar acıtıyordu ki kalbimi hemen şuracıkta ölmek istiyordum.

"Her şeyi bitirelim. Bir birimizi hiç tanımıyormuş gibi yapalım tamam mı. Ne sen benim karşıma çık ne de ben senin." Onun da canı yanıyordu. Bunu gözlerinden akan damlalarda net göre biliyordum.

"Yapma..." ondan ayrı kalmak istemiyordum. Ben... ben asla toparlanamazdım,nefes alamazdım yaşayamazdım. Her şeyi bitirmek,onu hiç tanımıyormuş gibi devam etmek benim için imkansızdı.

"Ne yapmamı istiyorsun?
Sen,sana verdiğim tüm şansları paramparça ettin ve hepsini kaybettin. Sana olan sevgimi kullandın. Beni binlerce kez hayal kırıklığına uğrattın. Ama ben o kadar acınası bir haldeyim ki hala seni deli gibi seviyorum. Benim zayıflığım da bu olsun. Seni çok sevmek."

Bu cümleler belki de bizim hayatımızı temamile değiştirecekti. Belki de biz bundan sonra bir birini hiç tanımamış,iki yabancı olacaktık. Belki de 'biz' diye bir şey hiç bir zaman var olmamıştı. Belki de biz hiç bir zaman bir birimizi anlamamıştık. Ve belki de tek duygusuz ben değildim...

Bölümü nasıl buldunuz? Ve siz Berk'e hak verdiniz mi? Fikirlerinizi bekliyorum.

Keyifli okumalar>333

DUYGUSUZ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin