10-Yaşıyorum hala seni

931 60 226
                                    

Bir yıldız gökte kayıp giderken,
Islak bir yolda yalnız yürürken,
Bambaşka bir şeyi düşünürken...
Aklımdasın.....

.....

Bu gün yine bıktığım hayata gözlerimi açtım. Keşke bu gün açmasaydım, keşke ben doğmasaydım. Belki insanlar, en azından Berk daha mutlu olurdu.
Ben aşk acısından geberirken o ne yapıyordu acaba?

Yeni birisini bulmuş mudur diye çok düşündüm.

"Sence başka birini bulmuş mudur?" Diye sordum düşünceli bir sesle.

"Ne saçmalıyorsun Beren?" Huysuzca cevap verdi.

"Soru sordum." İnatla aynı şeyi söylemeye bayılıyordum.

"Bulmamıştır. Yani inşAllah. O kadar da şerefsiz değildir diye düşünüyorum." Sanki bulmasını istiyormuş gibi konuşmuştu.

"Özledim..."

...

Evet şuan kendi evimin sokağını çıkıp Berk'in evine doğru gidiyordum. 

Pişman mıydım?

Aklım hala yapamadıklarımda.

Yine kendime engel olamamıştım. Guya vazgeçmiştim. Vazgeçmek sözdeydi canlar. Vazgeçtim deyince her şeyi unutamıyoruz maalesef.

Yine kalbimin paramparça olacağını bile bile geldim o kapıya. Yine her şeyi bilerek çaldım o zili.
Kapı açıldığında görmeyi hiç beklemediğim bir manzarayla karşılaştım.
Tamamen dağılmış bir Berk.

Yüzü solmuş, saçları dağılmış ve en dikkatimi çeken şey ise gözlerinin kıpkırmızı olmasıydı.
Tam ağzımı aralamış bir şey diyecekken belime sarılan kollarla irkildim. Evet ilk kez bana ben istemeden sarılıyordu. Kalbim göğüs kafesimi delip fırlayacakmış gibi atarken nefesimi tuttum. Ama bu hiss mükemmeldi.
Hiç bir şey demeden tam beş dakika boyunca sıkıca sarıldı bana. Belki düşünsem Berk'in böyle bir şey yapacağına asla inanmazdım.

"Özür dilerim." dedi titrek sesle
Ağlıyor muydu? Hem de benim için?
Ben bir şey demeden devam etti.

"Beren nolur beni bırakma." Kafasına bir şey düşmüş olmalıydı.

"Vazgeçme benden n'olur." Bana yalvarıyordu.

"Ama beni sevmediğini söyledin." gözlerim dolmaya başlamıştı bile .Onun ağlaması bile benim saatlerce oturup ağlamama yeterdi .Zaten hep ağlak bir insan olmuşumdur. Her şeye ağlayabilirdim. Onun aksine..
Ağladığını çok nadir görürdüm. Ve bu günde o nadir günlerden biriydi.

"Sen...benim için mi ağlıyorsun?"
Sorumu korkarak sormuştum çünkü her an kalbim paramparça olabilirdi.

"Evet." dedi sakince.
Kaç dakika yerimde donduğumu sayamayacak kadar şaşırmıştım.Ne yani? Hayalim gerçek mi oluyordu?
Yoksa rüya mı görüyordum?
Şuan bütün bunların rüya olma düşüncesi çok cazip gelmişti.
Ve sonunda akıl edip ikimizde içeri geçtik. Çünkü dakikalardır kapının önünde dikiliyorduk. Evet..bazen akıl sağlımızı sorguluyorum.

"Ben..." Yutkundu.

"Sen?"

"Ben sensiz bir hiçim." Dedi gözlerini gözlerime sabitleyerek.

"Neden?" Heyecandan sesimin titrememesine dikkat ediyordum.

"Bilmiyorum.vAma öyleyim."

"İyi misin?"

"Sen varsan iyiyim."
Sevdiğim çocuk bana sen varsan iyiyim diyordu. Bu hayattan artık başka bir şey istemiyordum.
Kafasını göğsüme yaslamış, mayışan çocuğa baktım. Şuan onu öpme isteğimin ne kadar güçlü olduğunu tahmin edemezsiniz.

"Berk iyi misin?"

"Tam on ikinci defa soruyorsun bu soruyu." Üşenmeden saymıştı.

"Ama-"

"Evet sana alışık olmadığın gibi davranıyorum .Ama bu halime alış. Tamam mı?"

"Niye alışayım?"
Kafasını kaldırıp yerinde doğruldu ve yüzüme bakıp ciddi olup olmadığımı anlamaya çalıştı.

"Bırakacak mısın beni?" Adeta küçük bir çocuk gibi sormuştu.

"Berk ben.." Ne diyeceğimi, ne hiss edeceğimi bilmiyordum.

"Beni seviyordun hani."

"Berk sana olan sevgimi sınama!" Dedim sinirle. Ona olan aşkımı sorgulayabilecek son kişi bile değildi.

"Tamam bir şey demiyorum." Sinirlendiğimi görünce susmuştu.

"Ve seni affetmedim ve affetmeyeceğim." Dedim kararlılıkla.

"Beren.."

"Kalbimi çok kırdın Berk.."

"Bi' dinler misin beni?"

"Sen benim sesimi duymadın, aşkımdan öldüğümdeki bağırışlarımı duymadın. Şimdi ben de seni duymayacağım." Dedim ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlerken.

"Beren. Dur gitme!"

...

Bu bölümü kısa kesiyorum.Pek zamanım yok kusura bakmayın.

DUYGUSUZ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin