"Beceriksizleşince daha çok sevilmek ne tuhaf."
Eiko Kadono- 8 -
Zahra aniden durdu . Çılgınlar gibi kafasını sallamayı bıraktı. Az önce olanları etkisinden kurtulamıyordu. Vücudu histerik bir nöbet etkisi altına girmişti . Kanın damarlarında bu denli hızlı attığına ilk defa şahit oluyordu.
Yarı açık bilinciyle johannesin ona seslendiğini duydu."Sakin ol zahra geçti.. Hadi kendine gel "
Ama johannesin sözleri fayda etmemişti.
Bedeninde hüküm süren başka biri vardı sanki hissizlik bulutu varmışta o da üstüne binip gidivermişti vücudu halsiz ve soğuktu .Dakikalar geçmesine rağmen sakinleşmenin aksine daha da kötüleşti. Vücudu bu ani şoka dayanamadan johannesin kollarına bıraktı kendisini bayılmıştı.
tepkisizce ne kadar uyuduğunu ikisi de bilmiyordu .
Bu işin sandığından daha zor olduğunu anladı johannes gittikçe tehlikeli oluşu onu da korkutmuştu. Onca eğitim pratik yapan o değilmiş gibi her şeyi de unutmuştu. Hayata karşı kendimizi ne kadar hazırlasakta olayla karşı karşıya kalmak gibi olamıyordu.
Hiçbir hayal aslını yaşatmıyordu. Gerçek çok daha karanlık çok daha korkunçtu .Az önce öldürdüğü kafası insan kafasına benzeyen kertenkeleyi ağacın arkasına gizledi .
Belli ki zahra gördükçe etkileniyordu. Sakinleşemiyordu. Ellerine bir miktar da kan bulaşmıştı. Daha cok Siyah yapışkan bir sıvıya benziyordu . Yıkamak için etrafına bakındı. Bu uçsuz bucaksız ormanda bulabileceği tek şey henüz bir gün önce yağan yağmurdan kalan şu su birikintisiydi . Başka çaresi olmayarak ellerindeki sıvıyı birikintiye bıraktı.Nasıl keskin bir sıvıya sahipse suyla buluştuğu esnada suyu köpürtüyordu .tekrar tekrar bu işlemi uyguladı o pis sıvının vücudunu tamamen terk edene kadar .
Üzerlerinde bu kadar tesir eden varlığı merak etti johannes daha önce gördüklerine benzememediği aşikardı.
Peki bu tek miydi? Ya değilse daha fazlası varsa .
Zahrayı yakalarlarsa krallığı tehlikeye girebilirdi.
Onu johannesin teslim etmesi gerekiyordu. Bunca çabayı hiç kimsenin mahvetmesine izin veremezdi. Canı pahasına korumalıydı onu .Çünkü canı ortadaydı. Ölümü bu kadar yakın hissetmişken kolayca teslim olamazdı."Su..."
Bu Zahranın sesiydi .
Nihayet kendisine gelebilmişti."Bekle çantamda olması gerekiyor ."
Zahra da böylelikle o komik keçe çantayı yol boyunca neden taşıdığını anladı. Belli ki ihtiyaçları olabilecek bir şeyler vardı içinde.
Şehirden bu kadar uzaklaşmışlar mıydı ? Uyanınca ilk düşündüğü şey buydu . Oysa ona ne kadar kısa gelmişti . o anki buhranla günlerce yol kat etmiş ve daha fazla yürümeye gücünün kalmadığını ikna olunca durmuştu. Ta ki johannes onu bulana dek sahi nasıl bulmuştu. En başından beri onu mu takip etmişti?
Peki ya o yaratık cadı değildi gelen ama onu öylesine sarmıştı ki bu bir başlangıç dermiş gibi öyle de olacaktı günler vardı on altı yaşını doldurmasına onu bekleyen bir cadı ordusundan habersiz henüz ikiz ruhunu bile bulamamışken ...
'Zahra ağacın arkasında '
O boğuk sesi yine duymuştu işte ne demek istemişti ağacın arkasında ne demekti ?
Yeni bir tehlikenin kapıda olduğunu hissedebiliyordu . Titrek sesini bastırarak sadece "Ağaç ..." diyebildi yalnızca ve o yaratık yeniden gelmişti bu sefer çok daha güçlüydü çok daha korkunçtu...
ZAHRA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI MAHKEMESİ (Ayın Dört Tonu)
FantasíaBir cadı olduğunuz sizden gizlendiyse ve bunu bir giyotinin ağzındayken öğrendiyseniz hayat inanılmaz derecede karmaşıklaşıyordu.. Hayatta kalmak mümkün müydü? Peki ya gerçeğin peşinden gitmek ? Osmanlı topraklarına uzanacak bir cadılık serüveninin...