Taç Kır Lalesi

14 4 0
                                    

Yağmur yağdıkça yağdı.Belki biraz daha yağarsa göttürürdü içimdeki yangını.İçimde dinmek bilmeyen öfke ateşini söndürürdü...Ama götüremedi! benim bir parçam olmuştu öfke,ama ben bu parçayı hiç istememiştim ki.                                                                                            Yağmur hala üzerime yağarken gözlerimi hafifçe araladım ve tamda başımın ucunda duran siyah botlarla karşlaştım.Öylece durmuştu galiba bana bakıyordu? botlar hiç hareket ettmezken acı içinde yutkundum ve kendimi zorlayarak ayağa kalktığımda elim sızlayan başıma gitti.Başımı sert vurmuş olmalıydım ki sızlıyor,bana acı veriyordu.Yavaşça hala eski yerinde duran botlara baktım ve kafamı yavaş yavaş hareket ettirip botlardan başlayıp siyah hafif bor bir pantolon,siyah bir tişört ve kaslı ve damarlı eller.Bi dakika bu havada tişört?.Adamın yüzüne baktığımda derin bir nefes alıp verdim bıkkınlıkla.Mavi gözler beni izlerken ellerini kot pantolonunu ön ceplerine koydu ve kaşlarını çatarak hafif eğildi ve beni boynumun ağrısından kurtardı.Ay aman sağol ya(!).Eğilirken konuştu " ne o? yoksa yağmurlanıyormuydun?" deyip kıkırdayınca taklidini yapıp ön dişlerimi biraz öne ittip alt dudağımı içime çekip gözlerimi kıstım ve " hıhı" diye bir ses çıkarıp konuştum " çok komik" deyip ellerimle yerden destek alıp ayağa kalktım.Eh,tabi dengemi sağlayabilirsem? düşeceğim sıra beni tutmak için uzanan damarlı elden kaçıp terasın demirliklerini tutum.Eli boşta kalan Vural elini hızla ensesine attı ve kaşımış gibi yaptı.Bu hareketi beni güldürmeye yetmişti.Gür bi kahkaha attarken kaşlarını çatı ve ardından benim gülmemde onu güldürmüş olmalı ki hafifçe tebessüm ettmişti.Tebessüm ederken bile gözünün altındaki çukur kendini belli ettmişti.O küçük,şirin gamzesi onun soğuk ve sert yüzünü şirin yapıyordu.Gülmem bittince hapşurdum.Yağmurun altında kaç saat kalmışsam artık soğuk almıştım.Hapşururken ıslak saçlarım yüzüme değince iki elimide saçlarımın içinden geçirip arkaya doğru sürükledim.Bu hareketimle ortaya nasıl bir manzara bıraktığımı bilmezken Vural'ın dudağının sol köşesi yavaşça yukarı çıkmıştı.Hızla elerimi saçımdan çıkarıp ilerledim.Terasın kapısını açıp merdivenlere yöneldiğim sıra korumalrdan birinin elinde deri bir ceketle durduğunu görmüştüm.Onun bakışları ise benim ıslanmış bir şekilde vücutuma yapışmış delikli kazağımdaydı.Ben üzerime doğru eğilmiş bakarken bütün vücutumun meydanda olduğunu görmüşken deri bir ceketin omuzlarımdan aşağıya bırakıldığını görmüştüm.kafamı hızla omuzlrımdan çekmeyen elin sahibine baktım.

Vural benim ona baktığımı görmüyordu.Neden mi? çünkü sert ve soğuk yüzüyle -öfkede var tab- benim vücutuma bakan adama bakıyordu.Adam Vural'ın gözlerine bakamazken gözlerini yere dikti ve pişmanlıkla yere eğmesi gerekiyordu ama adamın eğme şekildinde başka birşey vardı...Öfke.Adamın sıktığı çene kasındanda emin olmuştum.Vural bunu fark ettmezken omuzlarımda ki elleri serleşti ve beni ittirerek yürüdü.                                                       Hızlı ve öfkeli olduğu için canımı yakıyordu.Omuzlarımda ki ellerinden sağ tarfat olan eli daha da sıkılaşınca kanımın çekildiğini hissetim.Hızla  tıslayarak elinin altından kurtuldum ve kurtulurken omuzlarımda ki deri ceket yere düştü.Parkeye düşen ceket tok bir ses çıkarmıştı.Vural kaşlarını çatmış bana bakarken konuştum " öfken kime? bana mı yoksa adama mı?" diye sordum.Vural kaşlarını daha çok çatıp konuştu " kime olabilir acaba? niye sordun durduk yere şimdi?" demişti ki gözleri sağ omuzumu buldu.Şaşırarak baktığı omuzuma kaşlarımı çatarak bende bakınca şaşırdım.Omuzum kana bulanmıştı.Vural hızlı adımlaral yanıma geldi ve kazağımı çekiştirerek omuzumu çıplak bırakınca daha çok şaşırdım ve gözlerim iri iri oldu bu hareketiyle.Ben ona bakarken o benim omuzuma bakıyordu.Altını çizerek konuşuyorum " çıplak omuzuma"ben ona bakmayı sürdürürken o hala omuzuma baktıktan sonra bana baktı ve konuştum " nasıl oldu bilmiyorum? büyük ihtimala düşünce ol-" demiştim ki sözümü kesti ve konuştu " ben yaptım" dedi dişlerinin arasından.Kaşlarımı çatım ve " nasıl?" dedim.Vural beni çekiştirip kendi odasına göttürdü.İçeri girer firmez kapıyı kapatıp beni yatağının köşesine oturturup çekmecesini açtı.Açınca gördüğüm iğneler,sargılar,renk renk tozlar ve şuruplar merak duygumu artırmıştı.İçinden tentürdiyot,pamuk ve beyaz geniş bir yarabandı çıkartıp yanıma doğru ilerleyip üzerime doğru eğilince kendimi biraz geriye çektim.O buna şaşırmış olsada bana değilde yanımda bulunan çekmeceyi açıp şefaf bir kutu çıkardı.Kutunun şefaflığı sayesinde içindeki şey görünüyordu.İçindeki fosfor kırmızı bi kaçtane  nohut büyüklüğünde toplar vardı.Yanıma oturduğu gibi kazağımı çekip omuzumu açıkta bıraktı.Ardından ilk önce tentürdiyotu döktü.Dökünce hafif bir sızı hissetim.Ardından ise pamukla temizledi.Temizlerken o kadar dikkatliydi ki o an şunu düşündüm " keşke...keşke kalbimede bu kadar dikkatli olsa" diye düşündüm.Ama o hiç düşünmeden patır,kütür kırıp dağıtıyordu.Şefaf kutudan kırmızı topu alıp yaramın üzerine indirince gözlerim yaşardı ve gücüm canım yandığı için devreye girmek üzeriydiki Vural hızla eliyle elimi tutu ve birşey dikkatimi çekti.Yeşil güzel damarları yerine kırmızı olmuştu ve hareket ederek omuzuna doğru ilerliyordu.Aniden gelen rahatlamayla kendimi sırt üstü yatakta buldum.Vücutum mayışmışken Vural ise soğuk terler döküyordu.O an o buzmavisi gzölerine baktım ve konuştum " ne yaptın bana böyle?" sordum.Vural derin bir nefes alıp kendini toparladıktan sonra konuştu " vampir zehri verdim." dedi.Şaşıramıyordum bile.Üzerime eğilip bandajı taktı ve sadece benim duyabileceğim ses tonuyla konuştu " ama ömesin korkma...Ona daha var" dedi.Canımın yanması geçmişti....Hata artık mayışmıştım.Ama neden kalbim ağrıyor ve neden burnumun ucu sızlıyordu? yada neden gözümden yaşlar düşüyordu?

"MÜHÜR" Kutsal Dövme (ARA VERİLDİ!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin