ARABA

10 4 1
                                    

Akşamın bilmem kaçıydı.Zifiri karanlık heryeri sarmışken gecenin en güzel mavisine boyanan gökyüzüne baktım.Yıldızlar bir toz tanesi gibi saçılmıştı gökyüzüne.Hilal şeklini alan ay,süslüyordu geceyi.Ve ben tamda bahçenin ortasında durmuş gökyüzüne bakıyordum.Düşünüyordum da.Ben evliliğe hiçte itiraz ettmemiştim.Neden? Maya halamın katkısı vardı tabiki ama sanki başka birşeyde varmış gibi.Son bikaç ayda olanlar yüzünden fazla düşünmüş bedenen ve ruhen çok yorulmuştum.Belki kendimi herşeye hazırlamalıydım ama ben.Ben.Ben ben yok! ben diye birşey kalmamıştı artık.Bitap düşmüştüm ama etrafımdakiler farkında değildi.Ben her ağladığımda içime döktüğüm gözyaşlarını bir ben birde Tanrı bilirdi.En çok kulandığımız yalanlarda biri değilmiydi " iyiyim".Ben çok darbe aldım boksta ama hayatımda da en çok aldığım darbe babamdandı.Ya,bir insan öz ve öz kızını kulanırmı? veya öz ve öz ablasını güç uğruna ölüme ittermiydi?.Ben size söyleyeyim benim babam yapardı.Yaptıda! annem sesini çıkaramazdı.Çıkarmayı çok isterdi ama...Onu bizimle tehtit ederlerdi.Annemin gücü o aileyi yıkmaya yeterdi.Ama ne yazık ki ölümüde o gücünde saklıydı.Annem tek birimizin canına zarar gelmesin diye herşeye katlanırdı.Abim...O bitaneydi benim için.Beni,Rota'yı ve annemi korumayı çok istediği için boks antrenörü olmuştu.Bende onları korumak için abimden boks dersleri almaya başlamıştım ve çok güçlü bir boksör olmuştum.O zamanlar öfkem çığrından çıkar ve krizlerim çoğalırdı.Tam iğleştim derken tekrar başlamıştı.Bunu kimseye söyleyemezdim.Hem bu kadar şey varken benimle ilgilenemezler.Hava daha çok estiği için kolarımı birbirine sarıp geldiğim yolu geri yürüdüm.Yürürken eve baktım ve Elisa'nın kaldığı odanın ışığının açık olduğunu gördüm.Kaşlarımı çatarken Elisa ablanın cama yaklaştığını ve camı yumrukladığını gördüm.Koşarak kapıyı ittirdim ve merdivenleri ikişerli çıktım.Vural'ın kapısının önünden geçereken " Vural!" diye bağırdım.Ve onun çıkmasını beklemeden Elisa ablanın odasına girdim ve hala camı yumrukladığını gördüm."Elisa!" dedim.Bana bakarken gözlerinin kızardığını ve ellerinin cam kesikleriyle darbe aldığını gördüm.Cam açmıştı ve hızla bana dönmesiyle korkmuştum.Ona yavaş adımlarla yaklaştım ve " Elisa? s-sakin ol.Ben buradayım" dedim.O ise bana boş gözlerle bakıyordu.Daha çok yaklaştım ve " işte böyl-" demiştim ki boynumdan tutuğu gibi beni açık olan camdan aşağıya kafamı eymişti.Korkuyu iliklerime kadar yaşarken kesik kesik konuştum " E-E-Elisa b-ben-im" dedim.Ama o beni duymuyordu.Beni daha çok kaldırdı ve ayaklarımın artık yere basmadığını gördüm ve kafamın biraz daha aşağıya düştüğünü görürken konuştum " E-Elisa dur!" elimi onun ellerinin üzerine indirdim ittmek için ama elim boşuğa düştü.Gözlerim iri iri olurken mavi gözlerimi Elisa'ya çevirdim.Gözlerinin beyazı bile siyaha boyanırken " g-gölge?" dedim.Elisa'nın kılığına giren gölge gülümsedi ve robatik sesiyle konuştu " Kara Gölge.Letafet.Uzun süre oldu" dedi.Beni daha çok aşağıya itterken ayaklarım pencerenin girişinde durdu.Bana gülümserken konuştu " eğlence...Daha yeni başladı" dedi ve ellerini boynumdan çekerken en üst katan aşağıya doğru süzülürken hızla havalanma gücümü kulandım ve yere ne çok sert düştüm nede çok yumuşak.Yere kapaklanırken hızla ayağa kalktım ve etrafımda dönmeye başladım.Onu göremezken sesini duydum " hemen yanındayım Letafet" sağımada solumda bakarken tekrar sağıma baktım ve bu sefer boğazımı tutarak havaya kaldırdı.Onu yenmem çok zordu.Ben ona dokunamıyordum ama o bana her şekilde dokunuyordu.Beni bıraktığı sıra gücümü kulanacaktım ki uzun iğrenç gri ve siyah karışımı tırnaklarını koluma geçirince güçlü bir çığlık attım.Bu çığlığımla herkesin burada olması gerekirken kimse gelmemişti.

Canım acırken konuştum " n-ne istiyorsun!" diye sordum.Gözlerimin içine bakarken konuştu " sence? dur hemen sana hatırlatayım!" dedi ve tişörtünü sıyırarak yıllar önce sapladığım kazığın yerini gösterdi.Bu kazık öyle sıradan bir kazık değildi.Bu kazık sihirli bir kazıktı ve eğer Kara Gölgelerden birine saplarsak güçleri yok olurdu ama ne yazık ki bu cani,pislik karısını öldürerek gücüne kavuşmuştu.Deli gibi gülmeye başlarken bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakan Kara Gölgeyi takmadan konuştum " sen.Puşt gölge.Karını canice öldürerek gücüne kavuşmuştun ya! ne çabuk unutun!" dedim.Öfkesine öfke katarken üzerime doğru yürüdü ve beni tutuğu gibi evin duvarına fırlatı.Belim sertçe duvara çarparken inledim.Gölge üzerime yürürken konuştu " ben ne kadar acı çektiysem.Sana da o kadar acı yaratırım. Korktuğun şeyleri gösteririm.Sende ne çabuk unutun!" dedi ve tırnaklarını enseme batırdı ve beni iğrenç görüntülerin içine attı.Birinde tecavüze uğruyordum,diğerinde ise annemi öldürüyordum.En sonundakine dayanamdım.Abimi heryerinden bıçaklarken sadece izliyordum.Kurtulmaya çalışırken bir görüntü daha belirdi.Burda Vural vardı.Vural'ı döverlerken üzerlerine koşmuştum ve onu kurtaramamştım.Aradan bi tane gölge beni geriye doğru fırlatırken bacağım demirin içine girmişti.Acı içinde feryatlarım heryeri doldururken Vural onları itip üzerime koşmaya başlamıştı ki diri diri yanmaya başladı.Gözlerim dolarken Vural'ın acı içincedeki haykırışları kalbimi söküp atmaya yetmişti.                                                                                                        Bu görüntüye daha fazla dayanamazken bağırdım "YETER!" diye.Hala görmeye devam ederken aniden gözlerimdeki ağırlık yok oldu ve ensemdeki sızı gitti.Yerini acıya bırakırken Gölgenin acı içindeki tiz çığlıkları kulaklarımı sağır ettmeye yetmişti.Aklımla oynadığı için hala olayları görüyormuş gibi olup olup duruyordum.Etraf ölüm sesizliğine bürünürken hıçkırıklarım tek duyuluyordu.Gözlerim kapalı ağlarken ayın suratıma yaydığı ışığı bi an kapandı.Gözümü hala açmazken o soğuk ses konuştu " yeter artık kalk" dedi.Gözlerim hala kapalıydı ve hala ağlıyordum.Beni kolumdan tutup kaldırdı ve konuştu " kalk derken ne an-" demiştiki ona sıkı sıkı sarıldım.Kolarımın altındaki iri gövdesi kas katı kesilmişti.Boyu benden uzun ve kaslı olduğu için sadece karın bölgesine sarılmıştım.Gözyaşlarım onun bu soğukta giydiği koyu gri tişörtünü ıslatıyordu.O da bunu fark ettmiş olmalı ki beni omuzlarımdan tutarak uzaklaştırdı ve iğrenirmiş gibi konuştu " sen o iğrenç gözyaşlarını üzerimemi akıtın?" sözleri belki komik gelebilir ama bir ok gibi saplanmıştı karnıma.Cidden onun için korkarken düşen bu yaşlar iğrençmiydi?          

"MÜHÜR" Kutsal Dövme (ARA VERİLDİ!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin