"...benim en güzel tanışmam"
Kısık sesle fısıldadı Fırat,elleri onun bedenini sarmalayarak,bir kez daha onu kendisiyle birleştirerek.
Barış'sa,tırnakları Fırat'ın sırtında,onda iz bırakmak istercesine sertçe geçiriyordu tenine.
Acı,özlem,tutku ve zevk'i en uçlarına kadar hissettiler,yaşadılar.Yeniden.
Fırat,az önce yaşadıklarını bir saniye bile olsa aklından çıkaramadığı için ayıktı.Yanında uzanan,dağınık saçları,kızaran dudaklarıyla uyuyan Barış'a kaydı gözleri.Perde arasından odaya yayılan ve yüzünde beliren loş ışık,Fırat'ın dikkatini onun boynuna yönelmesine sebep oldu.Parmaklarını ora götürdü.Boynundaki morluklarda gezindi bir süre...bıraktığı izlerdi bu renk.Yüzünde tatminkar gülümsemeyle bir süre ellerini çekemedi.Elini çektikten sonra,üzerine eşofmanını geçirerek yataktan kalktı.
Salondaki büyük cam'a doğru giderek,az önce şiddetli yağan yağmurun artık sakin bir hale geldiğini gördü.Böyle hava'yı severdi Fırat.Gözlerini kapatarak,yağmurun sesini dinlemeye başladı.Zihninde Barış'ın iniltileri canlandığında,yüzünde istemsizce sırıtma peyda oldu.Barış'ın düşüncesi onu bırakmıyordu,bırakmayacaktı da.
O an bedeninde hissettiği sıcak ellerle irkildi Fırat.Barış olduğunu anladığında,derin bir nefes aldı.Barış onu sırtındaki çiziğinden öperek yanına geçti.Üzerinde sadece siyah eşofmanı olan dağınık saçlarıyla Barış,fazlasıyla hoş görünüyordu.
"Uyuyamadın mı?"
"Fazla uyku tutmadı.Sen neden uyandın peki?"
"Yanımda seni göremeyince,nereye gittin diye bakayım dedim."
Fırat Barış'ı bir süre süzdükten sonra,ona soru sordu.
"Sen üşümüyor musun? Neden üzerine bir şey giyimedin?"
Barış yüzüne arsız ifadesini yerleştirerek,bir adım Fırat'a karşı attı.Parmağını onun kolunda gezdirmeye başladı.
"Yok.Fazlasıyla ısındım az önce.Üşümüyorum."
"Eminim,ısınmışsındır."
Fırat'la Barış bir birilerine baktılar öylece,hatırlayarak.
"Duş almam lazım benim,sen istersen git uyumaya devam et,ben gelirim sonra."
Barış dudaklarını büzdü,ama kafasını onaylarcasına salladıktan sonra Fırat'ın geçmesi için geri'ye çekildi.Fırat onun yanından geçmezden önce,boynunda öptü.Barış onun arkasından gülerek öylece yerinde durdu.
Yüzünde tehlikeli gülümsemeyle,küçük ve sessiz adımlarla banyo'ya ilerledi.Kapıyı araladığı an buhar yüzüne çarptı.Bakışları ellerini duvara yaslayan,gözleri kapalı Fırat'ta durdu.Burada olduğunu anlamamıştı bile.Sırtındaki izlerin kırmızılığında durdu bakışları.Fırat'ta iz bırakmak kadar sevdiği başka bir şey olamazdı onun için.
"Düşüncelere mi daldın?"
Barış'ın sesini duymasıyla,aklında beliren görüntülerden sıyrılan Fırat yine arkasından beliren Barış'a çekti bakışlarını.
"Sen uyumaya gitmiyordun mu,ne işin var burda?"
"Gidiyordum da,sonra aklıma bir şey geldi."
"Ne geldi?"
"Benim duş almam gerekiyor"
"Az önce hiç gerektiğini göremedim ama"
"Göremedin,çünkü o an gerektiğini düşünmüyordum."
"Tamam,ben çıktığımda gelir,duşunu alırsın."
Dudaklarını yalayarak,Fırat'ın bedeninde gezdirdi gözlerini.Görüntü hoşuna gidiyordu.Bedenini kapıya yaslayarak itiraz etti.
"Bence her konuda olduğu gibi,duş konusunda da adalet sağlayabilirsiniz,Yüce Savcım.Sonuçta,bu sizin işiniz,değil mi?"
Barış cevap beklemeden,sadece onun gözlerindeki davetkar ifade'yi gördükten sonra,üzerindekilerden kurtularak,içeri girdi.
"Teşekkür ederim,beni reddetmediğiniz için,Sayın savcım"
Barış gözlerini kapatarak,tenini sıcak suyla temas etmesine bıraktı.Üzerine düşen damlalarla,kiprikleri daha da belirgin bir hal alıyordu.Gözlerini açtığında,Fırat'ın aç gözlerle onu izlediğini gördü.Ellerini kendi bedeninde gezdirerek,Fırat'a kitledi gözlerini.Mavi gözleri kararmıştı ve bu Barış'ın çok hoşuna gidiyordu.Eliyle bilerek Fırat'ın arkasındaki şampuan kısmına uzandığında,bedenleri kısa temas etti.Ikisinin de irkilmesine sebep olan bu temasla,Fırat kendisini tutamadı.
Barış'ın ellerini kavrayarak,onu siyah duvara çarptı.Barış,onun sert hamlesiyle kısık şekilde inledi.Onun bu hallerine tam anlamıyla tav oluyordu.Yüzünde tatmin olduğunu gösteren gülümseyle,gözlerini Fırat'ın dudaklarına sabitledi.
"Barış,Barış,Barış...Hep böyle misin sen?"
"Nasıl?"
"Doyumsuz."
"Konu sen olunca,özellikle."
Barış yüzünü onunkine daha da yaklaştırarak,sözüne devam etti.
"Daha fazlasını istiyorum,Fırat...çok daha fazlasını.Sen de istiyorsun,bunu görebiliyorum."
Sesi kısık şekilde tüm odaya yayılıyordu ve bu Fırat'ı fazlasıyla tahrik ediyordu.
"Ne istediğine dikkat et,Barış."
"Ben ne istediğimi gayet iyi biliyorum.Beni neyin beklediğini de aynı şekilde."
Fırat onu kendisine çekerek,Barış'ın inlemesine sebep oldu.Bu ses,Fırat'ın duymaktan hiçbir zaman bıkmayacağı tek sesti.Barış'ın morluklarında sabitlenen dudaklarını sert şekilde bastırıyordu,bu Barış'ın alt dudağını ısırmasına sebep oldu.Daha sonra Barış'ın dudaklarına yöneldi.Öpüşmeleri sırasında her ikisi kısık nefeslerle odayı doldurdular.
Ikisi de bu hissi bir başkasıyla yaşayamacaklarını anlayarak,bitmeyen gece'de bir birilerinde var olmaya devam ettiler.
Kafama estiğinde yeni chapter yazacağımı daha şimdi anladım.Galiba beğeniliyor da,bu beni mutlu ediyor <3 iyi okumalar