pt 8

320 20 48
                                    

Sabah olmuştu.Barış gözlerini hala kapalı tutarken,elini Fırat'ın yattığı yere uzattı ama boşlukla karşılaştı.Gözlerini açtığında Fırat'ın yanında olmadığını farketti.Onun yerine bir not vardı.Notu eline alarak,yazılan şeyi okurken yüzünde tebessüm belirdi.

Işte acil bir durum olmuş ve beni çağırmak zorunda kaldılar.Yoksa senin yanından doyamadan gitmek gibi bir planım yoktu.Kahvaltı yapmayı unutma. F.B.

"Bir de sonda kendi ismini yazmış sanki bilemeyeceğiz"

Yataktan kalkıp dünki kıyafetlerini üzerine geçirdi.Evine gidip orda kahvaltı yapmayı karar verdi.Zaten Fırat yokken,tadı yoktu onun için.Saçlarını aynada düzeltirken telefonu çaldı.Arayan kişiyi görmesiyle yutkundu ve kaşları çatıldı.

Zahit Yesari

"Neden arıyor ki beni?"

Telefona cevap verdi.

"Baba"

"Barış hemen eve gel,konuşmamız gerekiyor."

"Tamam,geliyorum."

Telefonu kapatmasıyla içini huzursuzluk kapladı.Bu kadar güzel bir gecenin ardından geçireceği sabahı düşününce bıkkınlıkla gözlerini kapadı.Babasıyla geçen konuşmaları genelde pek hoş olmazdı.Derin bir nefes aldı ve önce eve,sonra da babasına uğramaya karar verdi.



Fırat yoğun bir günden sonra eve geldi.Saatine baktı,20:30'u gösteriyordu.Kendisini yorgun hissediyordu.Üzerini değiştirdikten sonra mutfağa geçip bir kahve yaptı.Koltuğa geçerken gökyüzü gürlemesiyle irkilse de kahvesini dökmedi.Yine yağmur yağacak görünen diye kendi kendine söyledi.

Gün boyunca kafasını kaldırmaya bile vakit olmadığı için Barış'la ilgilenememişti.Zaten Barıştan da ses çıkmamıştı.Bunu açıkçası garipsemişti ama üzerine çok dayanmadı,fırsat bulamamıştır belki de.Onu aramak için telefonunu açtı.

"Aradığınız kişiye şu an da ulaşılamıyor,lütfen-"

Bir kaç kez daha denedi.Ama cevao gelmedi.Şimdi endişelenmeye başlıyordu artık.Zaten bu zamana kadar sesinin çıkmaması tuhaftı.

"Bir şey mi oldu acaba"

Yağmur keskin bir şekilde yağmaya başladı.Içini garip bir his kapladı.Bir şeyler olmuş,kesin.Sasha'yı aradı ama o da bir şey bilmediğini söyledi.

Düşündüğü korkunç ihtimaller içinden onu kapı zilinin sesi çıkardı.Kapıyı açtığında Barış'la karşılaştı.Üzerinde siyah sahte kürkten bir manto,siyah t-shirt ve kot vardı.Sırılsıklamdı.Yüzü kızarmıştı.Soğuktan diye düşündü.

"Neredesin sen,arıyorum açmıy-"

Cümlesini bitirmesine izin vermeden dudağına yapıştı.Ayağıyla kapıyı kapadıktan sonra kendisini Fırat'a sert bir şekilde bastırdı.Fırat bu ani hareketle şaşırdı ama yine de ona karşılık verdi.Barış'ın öpüşü oldukça sert ve derindi.Nefessiz kalacaklarını düşündüğü için Fırat geri çekmeye çalıştı kendisini.

"Barış,noluyor?"

"Bir şey olmuyor,özledim seni sadece"

Üzerindeki mantosunu çıkardı ve yine Fırat'ın dudaklarına yöneldi.Barış için aslında normal bir tavırdı ama bu sefer farklıydı.Bir şey olmuştu.Barış Fırat'ın yakasından tutarak odaya doğru yönlendirdi.Fırat onu kapıya yaslayarak dudaklarını boynuna bastırdı.

"Fırat,daha sert ol"

Fırat eliyle Barış'ın beline daha fazla baskı yaparak dudağına öpücükler kondurdu.Öpüşme esnasında dudağında tuzlu bir tad hissetti.Durdu.Barış'ın yüzüne baktı.Gözleri kıpkırmızı,yüzünde beliren yaşlarla,dudağı titriyordu.

Guns & Whiskeys Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin