14 gün.
O günden beri 14 gün geçmişti.Barış kendisini işe vermişti,evdeyken sadece piyano çalar ve uyurdu.Fırat bu 14 gün içinde onunla konuşmak için bir kaç kez evine gelmiş ama içeri girmeyi başaramamıştı.Barış Fırat her geldiğinde piyano karşısında oturur ve tüm hiddetle,Fırat'ın sesini bastırmak için,özellikle ona kendini ver diyen içsesini susturmak için çalardı.Kapının önünde oturan Fırat,müzik bitene kadar ordan gitmezdi.
Fırat Barış'ın canını acıtmayı istemezdi.Onun acı çekmesine sebep olduğu için kendisinden nefret ediyordu.Ama o böyle birisiydi.Zor durumda olan dostuna yardım etmek onun için önem taşıyordu.Sasha aynı durumda olsaydı,Barış da aynı şeyi yapardı.Barış o an bunu anlayabilecek psikolojide değildi,bunu anlıyordu Fırat.Ama Barış hala,ısrarla konuşmamaya devam ediyordu.Işte bunu anlamıyordu Fırat.
Ertesi gün şirketteyken asistanı Ceyda'nın kapıyı tıklatmasıyla Barış,kafasını evraklardan kaldırarak ona girmesi için seslendi.
"Gir."
Ceyda üzerinde kızıl saçlarıyla uyan turuncu bir takımla her zamanki gibi şık ve Yesari şirketine yakışır bir simasıyla içeri girdi.
"Barış Bey,babanız size 1 saat sonra savcılık şirketindeki ekiple olacak toplantıyla ilgili haber vermemi istedi."
Barış irrite olduğunu belli edercesine ellerini alnına götürdü.Fırat'ı görmek istemiyordu.Onu deli gibi özlemesine rağmen.Nereden çıktı bu toplantı?
"Bunu bana daha önce de söylemek olurdu,değil mi Ceyda? 1 saat önceden toplantı olacağı söyleyenilir mi."
"Çok özür dilerim Barış Bey.Babanız daha yeni bilgilendirdi beni."
"Tamam,neyse.Geldiklerinde bana haber ver,toplantı odasına alalım onları."
Ceydanın odadan çıkmasıyla kafasını geriye yaslayıp derin nefes almaya başladı.Kendi kendine sakin ol,iyi olacaksın,halledeceksin diyerek sakinleşmeye çalıştı.
1 saat geçtikten sonra toplantı odasına ilerledi.Ceyda,Fırat ve ekibini odaya yönlendiriyordu.Barış onu görünce bir anlığına duraksadı.Içindeki heyecanı bastırmak için elini sıkmaya başladı.Yüzüne ciddi bir ifade yerleştirerek onlara doğru ilerledi.
"Hoş geldiniz.Buyurun odaya geçelim."
Fırat Barış'ı görür görmez bir iç çekti.Iyi görünüyordu,kendinden emin ve bir o kadar da soğuk.Ama bir o kadar da güzeldi.Odaya geçtiğinde Barış'ın karşısında olan koltuğa geçti.Barış tüm toplantı boyu Fırat'la göz temasından kaçarak,kendisini tamamile işe adamıştı.
Yaklaşık 45 dakikadan sonra toplantı bitti.Barış kendi odasına ilerledi,Fırat'sa onunla konuşmak için bunu bir fırsat bilerek Barış'ın arkasından gitti.Odaya girdiğinde Barış balkon kısmındaydı,onun geldiğini farketmedi bile.Yavaş adımlarla onun yanına yaklaştı.Cama tıklattığında Barış irkildi.
"Ödüm koptu,manyak mısın sen.Ne zaman girdin buraya?"
"Pardon korkuttuğum için.Konuşmamız gerek Barış artık,lütfen."
"Fırat,iş yerindeyiz.Lütfen gider misin,konuşmak da istemiyorum.Bunu bence gayet açık şekilde belli ettim sana,yanlış mıyım?"
Fırat Barış'a doğru bir adım attığında onun geri gitmesiyle hayal kırıklığı hissetti.
"Bu şekilde halledemeyiz bunu Barış.Bak,benim kendi doğrularım var.Bunu sen de biliyorsun.O an arkadaşımın yardıma ihtiyacı vardı ve ben de kendi doğrularıma uyarak,ona yardım ettim.Bunun sana daha az değer vermem ve ya az sevmemle alakası yok.Ben o gece senin yanına geldim."
Barış bir şey söylemeden sakince onu dinlemeye devam etti.
"Ama içeri girmedim...giremedim.Camdan gördüm seni,kanepede kıvrılmış uyuyordun.Elinde müzik kutusu.Yerde şişe kırıntıları."
"Özür dilerim,Barış.Sana bunu yaşatmaya hakkım yoktu."
Barış onu dinledikten sonra cevap verdi.
"Bitti mi ?"
Fırat kafasını onay şeklinde salladı.
"Bitti."
"Peki,o zaman gidebilirsin artık.Çıkışı biliyorsun zaten."
Arkasını döndü ve Fırat onun kendisini bu denli kapatmasına anlam veremedi.Karşısına geçerek konuşmaya başladı.
"Bir şey söylemeyecek misin ?"
"Hayır.Burda konuşmak isteyen sendin,ben değil."
Fırat şaşkın şekilde onu izledi.Barış,Fırat'a doğru eğilerek kısık sesle sözüne devam etti.
"Beni benimle bırak,Fırat.Çok yoruldum ben.Rica ediyorum."
Gözleri biraz dolmuştu.Fırat o gözlere biraz daha baktı.Barış'a istediğini verecekti.Bunu en azından yapacaktı onun için.Yüzüne gülümse yerleştirdi.
"Sen nasıl istersen,Barış."
Fırat'ın gidişini izledi ve sonrasında gök gürültüsünü duydu.Nefes alıp verdi.Fırat'ın anlattıklarını yeniden düşündü.Gözlerini kapadı.O parlak mavi gözler geldi önüne.Yeniden açtı gözlerini.
"Yağmur yağacak galiba."
Akşam oldu.Fırat uzun bir mesaiden sonra evine gelip,kendisini kanepeye attı.Barış'la olan konuşması aklından çıkmıyordu.Daha doğrusu Barış'ın isteğini unutamıyordu.Ne kadar bunu yapmak istemese de,Barış'a karşı gelemezdi.Cama doğru ilerledi.Yağan yağmuru izlerken telefonuna gelen mesaj sesiyle dikkati oraya yöneldi.
"Gel"
Dudağı yukarı kıvrıldı.Trenç kotunu eline alarak arabasına doğru ilerledi.