Ellerini Fırat'ın boynuna dolayarak soru sordu.
"Peki...Mozart mı Beethoven mi?
Fırat bu soruyla onun ne demek istediğini anlayarak sırıttı.Dudağını onun dudağına yaklaştırarak fısıldadı.
"Önce Beethoven'le başlayıp,sonra Mozart'la devam etmeyi düşünüyorum."
Dudağını onunkine bastırarak usulca öpmeye başladı.Barış ona karşılık verdi,aynı zamanda da bacaklarıyla onu kendisine daha da çekmeye başladı.Ellerini onun gömleğinin eteklerine götürerek yukarı kaldırmaya çalıştı.Fırat onun ellerini tutarak,hareketlerini durdurdu.
"Şşş bekle.Dedim ya,önce Beethoven."
Barış onu dinlemeyip ellerini onun düymelerine götürerek,açmaya başladı.
"Bence yeterince Beethoven dinledik.Biraz da Mozart'a geçelim."
Cümlesini bitirince Fırat'ın çıplak tenini açlıkla öpmeye başladı.Fırat gözlerini kapayarak,Barış'ın dokunuşlarından zevk almaya devam etti.Boynundan tutup onu kendisiyle göz göze gelmesini sağladıktan sonra,sertçe dudaklarını ona bastırdı.Üzerindeki siyah gömleği yırtarak kenara attı.Barış sırıtarak,ellerini onun saç tutamlarına götürdü.Ellerini biraz orda gezdirdi.
Fırat öpüşmelerini keserek,Barış'ın pantolonuna doğru yöneldi.Hızlı bir şekilde onu çıkarttıktan sonra,Barış tüm güzelliğiyle onun karşısında davetkar bir görüntü sergiliyordu.Kendisi bir adım geriye giderek,yavaşça üzerindeki kemer ve pantolonu çıkarmaya başladı.Barış Fırat'ın bu çıldırtıcı yavaşlığından tahrik oluyordu.Bacaklarını aralayarak gözlerini onunkine sabitledi.Fırat'ın gözleri aşağıya doğru kaydı.Sonra yeniden kahve gözleriyle buluştu.
Aynı açlık
Üzerindekileri çıkarttıktan sonra beyaz piyano üzerinde oturan Barış'a doğru yaklaştı.Ellerini onun iki yanına koyarak bir gözlerine bir de dudaklarına bakıyordu.Barış elini kaldırmak istediğinde Fırat buna izin vermeyerek havada tuttu elini.Önceki yerine sabitledi.Dudaklarını boyun kısmına götürdü.Köprücük kemiğine kadar onu öpmeye devam ederken,Barış elleri sabitli halde olduğu için kıpırdatamıyordu.
"Elimi bırak lütfen"
Fırat onun elini bıraktı.Elini aşağı doğru götürerek kasıklarında durdurdu.Parmaklarını orada gezdirerek,Barış için dayanılması zor bir işkence yapıyordu.Barış kısık nefesler alarak,piyanodan tutunmaya çalışıyordu.
Aniden Barış'ın içine sertçe girerek,onun acıdan inlemesine ve bu güzel sesin odayı doldurmasına sebep oldu.
Fırat bir Mozart eserindeki gibi hızlı bir şekilde kendisini Barış'a ittiriyordu.Barış hissettiği acı ve zevkten sırıtarak Fırat'ın sırtına parmaklarını geçirdi.Her içine girmesiyle onun ismini inleyen Barış,Fırat'a onu dağıtmaa izin verdi.
Odayı sadece ikisinin kısık nefesleri dolduruyordu.Fırat hareketlerini yavaşlatarak,Barış'ın içinden çıktı.Gözlerini açtığında Barış terlemiş,nefessiz bir şekilde sırıtıyordu.Alnına dökülen kıvırcık saçına bakınca,bir iç çekti.
"Çok güzelsin"
Dudağına doğru giderek kısa bir öpücük bıraktı.Barış da dudağını onun yüzü boyunca,ezberlecesine,gezdirdi.Gözlerini açarak onun mavilerine sabitledi.Bu adam çok güzeldi.Ve onundu.Onu görebiliyordu ve en önemlisi,anlayabiliyordu.Bu onun için fazlasıyla yeterdi.
"Piyanoda fena değilsin ha sen de.Ama umarım bu performans'ı gören başka birisi olmamıştır."
Fırat başını salladı.
"Başkası görmedi.Göremeyecek de.Tamamile kişiye özel.Kendini şanslı hissetmelisin."
"Diyorsun?"
"Dedim bile."
Barış güldü.Fırat'ın dudağına tatlı bir öpücük bıraktı.
"Yatağım seni çok özlemiş,biliyor musun?"
"Özlemesi normal."
Gözlerini verdiği cevapla devirdi.Bu adamın özgüveni delirtecek onu bir gün.
"Uyuyalım mı?"
"Uyuyalım."
Fırat kanepedeki beyaz yumşak battaniye'yi alarak,Barış'ın üzerine geçirdi.Merdivenlerden kalkarak,Barış'ın odasına girdiler.Beyaz renkli yorgan altına girerek,Fırat'a sokuldu.Fırat onun kokusunu içine çekerek,huzurlu bir uykuya daldı.
Umarım çok fazla özletmedim kendimi.Gerçi özlememiş de olabilirsin.Uzun zamandan sonra,iyi okumalar