417 51 0
                                    




jisung şaşkınlıka geriye tökezlerken hızla etrafına bakındı. başka birisiyle mi konuşuyordu? çünkü aksi mümkün olamazdı.

ta ki... jisung cevap vermeden önce tereddüt etti. "selam? ben han jisung." jisung ne söyleyeceğini ya da ne hissedeceğini bilemiyordu. öldüğünden beri kimseyle konuşmamıştı.

jisung minho'ya bakmaya devam etti, ne beklemesi gerektiğinden emin değildi. minho ona cevap vermezse üzülür müydü? ya tamamen yanlış anladıysa ve minho başkasıyla konuşuyorsa? bu ne kadar utanç verici olurdu.

jisung'un düşüncelerinin aksine minho gülümsedi ve elini uzattı. "tanıştığıma memnun oldum jisung, buraya yeni taşındım." jisung'un kalbi teklerken nefes alışları derinleşmişti.

minho'dan yavaşça uzaklaşırken başını inkar edercesine salladı. "bu olamaz, bu gerçek olamaz." iki cümleyi art arda mırıldanarak tekrar ediyordu. minho şaşkınlıkla başını eğdi, elini geri çekerken yüzündeki gülümseme kaybolmuştu.

jisung nasıl hissedeceğini bilmiyordu. mutlu mu olmalıydı? bu nasıl mümkün olabilirdi ki? minho hayaletleri görebiliyor muydu? tüm bunları algılamak jisung için çok fazlaydı.

"bekle, beni görebiliyor musun?" diye sordu jisung şaşkınlığını gizleyemeden. minho yavaşça başıyla onaylarken jisung'un tepkisiyle kafasının karıştığı açıkça belli oluyordu. "evet? sen iyi misin?" diye sordu minho.

jisung başını salladı. "beni görmemen gerekiyor," dedi, ve bu minho'yu daha da şaşırttı. minho, jisung'a doğru bir adım attı, önünde dikilen çocuk için biraz endişelenmişti.

jisung da minho'dan uzaklaşmak için bir adım geriye gitti, onu korkutmak istemiyordu. gerçek bir insan olmadığını fark edince minho'nun ne tepki vereceğini bilmiyordu. minho hiçbir şey anlamadan jisung'un kolunu tutmak için elini uzatınca jisung irkildi.

beklediği gibi minho'nun eli jisung'un kolunun içinden geçerken minho'nun tek hissettiği boş havaydı. minho içini çekerken hızla geriye doğru adım attı, şok içinde eline bakıyordu. birkaç kez gözlerini kırpıştırırken hayal görmediğine emin olmaya çalışıyordu.

tekrar jisung'a, tıpkı onun kadar şaşkın ve korkmuş çocuğa baktı. "b-bu bir eşek şakası, değil mi?" diye sordu minho, sesi titriyordu. jisung sessizce başını sallarken minho'yu daha da korkutmuştu.

"ne-nesin sen? hayalet mi?" diye sordu minho jisung'a bakmaya devam ederken, içinde bulunduğu garip duruma inanamıyordu. jisung kendi bedenine bakarken omuzlarını silkti. "sanırım? seni öldürmem ama, merak etme," dedi espri yaparak, kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu.

minho endişeyle dudağını ısırırken jisung'a doğru küçük bir adım attı. "tekrar deneyebilir miyim?" dedi minho, beklentiyle jisung'a bakıyordu. "dokunmayı yani," dedi hızla jisung'un yüzündeki ifadeyi görünce. jisung elini uzatmadan önce tereddüt etti, o anda yaşadığı tüm olay yüzünden çok garip hissediyordu.

minho yavaşça elini jisung'un eline doğru uzattı ve tutmaya çalıştı. fakat yine eli, jisung'un elinin içinden geçerken başarısızlığa uğramıştı.

iki çocuk da şaşkınlıkla birbirine baktı. jisung daha önce onu görebilen kimseyle tanışmamış, minho ise hiç hayalet görmemişti. jisung, minho'nun ne hissettiğinden emin değildi ama kendisinin mutlu hissettiğine oldukça emindi.

sadece minho'nun onu görebildiği için değil sonunda konuşabileceği birini bulduğu için de mutluydu.

Ghost | Minsung (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin