8- istersen yardımcı olabilirim

4.3K 442 892
                                    

Jimin'in söylediği şey Jungkook'un kulağından girip beynine ulaştığı anda diğer her şeyi unutan adam şaşkınlıkla yukarı kaldırdığı kaşlarıyla birlikte karşısındaki çocuğun titreyen eliyle kahveyi dudaklarına götürmesini ve sanki 'sorun yok' dercesine yüzündeki o buruk gülümsemeyle kendisine bakmasını izledi.

İlk birkaç saniye tepki veremezken konuşmamaya devam ederse bunun Jimin'e daha kötü hissettireceğini düşündüğü için sessizce "Neden söylemedin?" dedi.

"Bilmem. Yeterince cesur hissetmedim kendimi. Ve tanımadığım okula yeni gelen bir öğretmene güvenmek doğru olmaz diye düşündüm." Jimin yeniden gülümseyip "Özellikle öğretmenlere bakış açım pek iyi değilken." dedi.

Jungkook onun yüzündeki bu gülümsemenin acılarını saklamak için oluşan ve gerçekten unursamıyormuş gibi davranmak için oluşan bir gülümseme olduğunu biliyordu.

Gençliğinde kendisi de fazlasıyla kullanmıştı çünkü bu sahte gülümsemeyi.

"Ne demem ya da ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." Jungkook bütün doğruları öğrenmek isterken öğrendiği şey karşısında ise eli kolu bağlı halde durmaktan pek hoşnut değildi.

O an aklına kamp gecesi yaptıkları konuşma gelirken yavaşça kaşları çatıldı. "O zaman bana yalan söyledin. Borç konusunda."

Jimin aldığı tepki karşısında durup birkaç saniye düşündü ve en azından şu anlık kendisi hakkındaki bir diğer gerçeği saklaması gerektiğini düşünerek hızlıca yeni bir yalan uydurdu. "Babama yardım etmek istediğim kısım yalan. Ben istemedim zorunda kaldım. Öyle yani."

Jungkook daha detaylı sormak istese bile Jimin'in sesindeki o kırgın tonu duyduğu için üstelemedi ve kafasını yavaşça onaylar biçimde sallarken "Sana düzgün bakmıyor mu?" diye sordu.

"Hayır. Genelde benimle ilgilenmez. Jihyun ile ilgilenir." Jimin işte bunu söylerken sorun yokmuş gibi yapamadı çünkü daha bugün onunla aynı sınıfta karşılaşmış olması eski hatıralarını tazelemişti.

"Jihyun biraz bahsetti. Ve sen anneni yeni kaybetmemişsin. Zaten sen küçükken ölmüş." Jungkook'un söylediği şeye tepki bile vermeyen Jimin elindeki kahveyi yerine bıraktı ve karşısındaki adamın gözlerinin içine bakarken "Bay Jeon." diye seslendi. "Bu günlük bu kadar yeter."

Jungkook ona ısrar etmek yerine başını sallarken çocuğun serumuna ufak bir göz attı ve bittiğini görünce "Serumun bitmiş." diyerek ayağa kalktı. "Ben hemşireyi çağırıp geleyim."

Jimin arkasına yaslanarak kendisiyle ilgilenen adamın arkasından baktı ve derin bir nefesi içine çekerken gözlerini kapatarak öylece bekledi.

Birkaç dakika içinde hemşireyle birlikte tekrar Jimin'in yanındaki yerini alan Jungkook merakla "Bugün çıkabilecek mi?" diye sordu.

"Evet. İlaçlarını alıp düzenli kullanırsa ve yediğine içtiğine dikkat ederse iyi olur." Hemşire çocuğun kolundaki serumu çıkarırken onu cevaplamış ve geriye doğru çekilerek "Geçmiş olsun. Reçeteyi doktordan alabilirsiniz." demişti.

Jungkook hızlıca başını sallarken hemşire gittikten sonra "Sen hazırlan, ben reçeteyi aldıktan sonra çıkalım." dedi.

Jimin hızlıca kafasını iki yana sallarken "Siz zahmet etmeyin Bay Jeon. Yeterince şey yaptınız zaten." Dedi.

"Sana sormadım Jimin. Hadi." Jungkook ona konuşma fırsatı vermemek için hızlıca arkasını dönerek acilin kapısına ilerledi ve gözden kayboldu. Jimin ise onun arkasından bakarken "Nasıl bir sevap işlemiş olabilirim ki?" diye sordu kendi kendine.

love-teacher Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin