Terapiden sonra eve gelen ikili hızlı bir duşun ardından yataklarına girmişti.
Jimin uykusu gelmediği için bilgisayarını dizlerinin üstüne koyup sırtını yatak başlığına yaslayarak merak ettiği şeyleri araştırıp okuyordu.
Jungkook ise ilk gün olduğundan okulda fazlasıyla yorulduğu için yastığa kafasını koyduğu anda uykuya dalmıştı.
Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Jimin duyduğu sesle birlikte şaşkınca Jungkook'a döndü ve kaşları havada bir şekilde uyuyan adama bakarken ilk defa horladığına şahitlik etti.
İstemsizce gülmeye başlarken elini uzatıp sevgilisini dürttü ve "Jungkook." diye fısıldadı.
Kafasını yavaşça hareket ettiren adam uyanmadan horlamaya devam ederken Jimin ona doğru yaklaştı ve "Sevgilim." diye seslendi bu defa.
Jungkook derin bir nefes aldıktan sonra zorlukla gözlerini aralayıp "Bir şey mi oldu?" diye sordu çatallaşan sesiyle.
"Horluyorsun sevgilim. Çok mu yoruldun?" Jimin tatlı bir şekilde konuşup yeniden gözlerini kapatan adamın saçlarına elini daldırdı ve sakince okşamaya başladı.
"Horluyor muyum?" Jungkook belli belirsiz konuşup iyice yastığına gömüldüğünde Jimin onun bu haline gülmeye devam ederek kucağındaki bilgisayarı kapatıp komodinin üstüne bıraktı ve çarşafın içine girerek Jungkook'a yaklaştı.
Kafasını adamın çıplak göğsüne yasladığı anda Jungkook'un kolları onun bedenine dolandı ve sarışını üstüne doğru çekti.
Jimin'in yarı bedeni Jungkook'un üstündeyken bacağını da adamın bacaklarının arasına yerleştirdi ve yanağını omzuna yaslarken gülümseyerek gözlerini kapattı.
"Horlama sakın. Koltuğa yollarım seni."
.
.
.
Ertesi sabah Jimin erken bir saatte uyanıp kahvaltı hazırlamış ve ardından sevgilisini uyandırmak için yatak odasına girmişti.
Hava çok sıcak olduğu için klima hala çalışırken serin odaya girmenin verdiği rahatlıkla yavaşça yürüyen çocuk yatağın başına geldiğinde çarşafı kafasına kadar çeken adama güldü ve yanına oturup "Aşkım." diye seslendi tatlı tatlı. "Kalk hadi, kahvaltı hazırladım."
Cevap gelmeyince çarşafı tutup indiren çocuk adamın yüzüne doğru yaklaştı ve "Erkeğim." dedi eğlenen bir tonda.
"Çok yorgunum Jimin." Jungkook ağzının içinden konuşup sırtını dönerek çarşafı yeniden üstüne çektiğinde sarışın çocuk adamın üstüne doğru uzanarak "Daha bir gün oldu. Tatile alıştın tabii." dedi şakayla. "Kalk hadi."
"Benim dersim öğleden sonra sen tek gitsen olur mu?" Jungkook hiç istemese bile yataktan kalkacak hali olmadığı için sunmuştu bu teklifi.
Jimin onaylar bir biçimde kafasını sallarken elini adamın boynuna koyarak parmaklarını gezdirmeye başladı. "Hasta mı olacaksın acaba? Hastaneye gidelim ister misin?"
"Sadece dün oradan oraya koşturmaktan çok yoruldum." Jungkook gözlerini açmadan konuşurken Jimin ezbere bildiği suratı dikkatlice izliyordu. "Pekala. Ama yine de üstüne tişört giy. Klima çarpar iyice kötü olursun."
"Merak etme, biraz dinlensem geçer."
Jungkook önemsizmiş gibi konuşsa bile Jimin ona zorla tişört giydirdi ve üstünü iyice örtüp yanağından bir öpücük aldıktan sonra odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love-teacher
FanfictionJimin uyku problemleri yaşayan sorunlu ama çalışkan bir öğrenciydi. Jungkook ise öğrencilerine değer veren disiplinli bir öğretmen. İlk karşılaşmaları kötü geçen ve birbirleri hakkında kötü izlenimlere sahip olan ikilinin arasında, zamanla öğretm...