APPROACH•TAEKOOK+18

~Ebediyen~

Okuldaydım. Özel kan ay yani Jungkook gelmemişdi. Nerede kalmıştı ki?

Sınıfın kapısının yanında gördüm onu. Bir kızla... Nedense kızı öldürmek istedim. Kanını içmek bile istemedim. İğrenç..

Ayağa kalkıp hızlı adımlarla sınıfın kapısına gittim. Evet bazılarının dikkatini üzerime çekmiştim. Umrumda değildi. Siktir ettim.

Yanlarına gittiğim gibi kıza korkunç bakış attım. "Sen kimsin lan!?" Kız dediğinde Jungkook'a baktım. Bileğinden tutup onu sınıfa çektim. Kız onun diğer bileğinden tuttu. Jungkook ikimize de korkarak baktı.

Gözlerimi kısıp ona sinirli şekilde baktım. "Erkeğimi nereye götürüyorsun!?" Dediğinde yutkundum ve dilimle yanağımı dürtükledim.

"Sevgilimi nereye götürüyorsun?" Dedim ve göz kırptım. Kız ağzı açık şok olmuş şekilde bana baktı. Jungkook'u bıraktığında kıkırdadım. Bileğinden çekerek sınıfa girdiğimizde kız gitti. Jungkook elini sert bir şekilde geri çekti.

"Bu da neydi!?, Sen ne yaptığını sanıyorsun!? Hem ne zaman sevgilin oldum ki ben!" Bağıra bağıra konuştuğunda her kes bizi izliyordu. İzlenmelerden nefret ederdim. Gözlerimi kapatıp burnumdan sert nefes saldım.

"Bana bağırma!" Aniden kükrediğimde "hah!" dercesine güldü. "Sen kafayımı yedin!?" Dediğinde sinirlendim. Teşekkür et vahşice kanını içmedim daha. Zamanı gelince bekle sen!

"Defol git! Git kızın kucağına!" Dedim ve yerime geçip oturdum. "Kıza resmen gay olduğumu söyledin gitti artık!" Dediğinde ellerimi yumruk yaptım. "Biliyor musun!? Ben gay değilim! Sen gay'san-" ayağa kalkıp elimi masaya sert şekilde vurdum.

"Sus dedim sana! Gay değilim ben!" Dediğimde ellerini göğsünde çarpazladı. "Şaka mı bu!?" Dediğinde dilimi ısırdım. "Şaka sevmem.." dedim ve yeniden oturdum. Uğraşamam..

"'Sana aşık oldum Jungkook, kabul edemiyorum' desen anlardım! Dediğinde sessizliğimi korudum. Susmayı tercih ettim. En iyisi buydu.

***
Birlikte oturmuştuk ders boyu. Ömürlük mü benimle oturacak. Off ya kanın kokusu beni öldürüyor. Zor duruyorum.. Ona baktığımı fark etmiş olmalı ki yüzünü bana çevirdiğinde bakışlarımı kaçırdım. Ah siktir yakalandım...

"Gerçekten mi??" Dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. "Aşık olduğuna inanamıyorum" dedi ve yüzünü buruşturdu. "Anlıyorum çok yakışıklıyım. Ama benimle olmak istiyorsan cinsiyyeti değiştir. Kız olursan kabul ederim Tae" dediğinde dilimle yanağımı dürtükledim.

Senin kanını içtiğimde yalvarıcaksın! O zaman da dalga geçe bilecekmisin bakarız!

"Ben sana aşık değilim! Yeter artık! Ölmek istemiyorsansa sus! Bıktım senden ne belasın ama!" Dediğimde gözlerini kısıp yüzünü önüne döndürdü.

Bütün ders bana bakmadız konuşmadı.. Biraz sıkıldım sanki.. Önce hiç sıkılmazdım yalnızlığı seviyordum. Ama bu çocuk beni yalnız bırakmamış konuşmaya alıştırmıştı..

"Neden konuşmuyorsun?" Dedim çekinceyle. Bana bakmadan "sen istedin" dedi. Ayy doğru ya..aptal kafam! "Affedersin.." dediğimde sessizlik oldu. "Hayır, neden söylediğin sözü geri alıyorsun ki. Zaten ben de seni bıktırmak ve belan olmak istemiyorum" dediğinde ağzımı kapatıp yutkundum.

Off kalbini kırdım. İlk kez birinin kalbini kırmak istememiştim. Ve o bu çocuktu. Beyaz tenli, tavşan dişli, bebeksi çocuk...

"Onlar sadece bir söz, gerçekten üzgünüm.. Belam derken tatlı belamsın demek istedim" dediğimde başını kaldırıp ağzı açık bana baktı. "Yani şey..ben.." gülümsediğinde susmayı tercih ettim. "Tamam affettim. Ama bu ilk ve son olsun lütfen" dediğinde onu onayladım.