ᵏᵃᵗⁱˡ(ˢᵉⁿˢⁱⁿ)[PORGOLA]

¢нαρтєя:22🔒

Ali, elindeki silahı tüm gücüyle tutuyordu. Karşısında ofislerinden ayrılan polislerden birisi vardı.

"Bir dakika? Bu, bir şaka falan mı?"

"Neden şaka olsun, efendim?"

"Hamdi...Sen, kafayı mı sıyırdın?"

"Yoo, neden sıyırayım ki?"

"Sen, bir polissin. Ne demek neden sıyırayım?"

"Eskidendi o. Şimdi Cenk Yılmaz, sayesinde mutlak güce sahibim."

"Ciddi ciddi bu, yaptığının normal olduğunu mu düşünüyorsun?"

"Neden düşünmeyeyim ki? Neyse buraya geliş amacım bu, çocu-"

"Taraf değiştirirken, ekstradan yürek de takdim ettiler galiba?"

"Ne? Ne alaka..."

"Normalde baya pısırıktın da ondan dedim."

"Beni, sinirlendiremezsiniz. Çocuklar ya da canın!"

"Hm...Öyle mi..." Ali, elindeki silahı parmağında sallayarak,"O zamaaan B, şıkkını seçiyorum." demişti.

Ali, Hamdi ile uğraşırken, Zeynep, Ali'nin, telefonunu kaptığı gibi Amiri, aramıştı.

"Alo, Ali?"

"..."

"Ali, yanlışlıkla mı aradın? -Hürkan, ben de bilmiyorum niye aradığını."

"..." Zeynep, korkudan tir, tir titrerken, duyduğu silah sesiyle telefonu düşürmemek için çaba sarf ediyordu.

O...

Silah sesi kimden gelmişti ve kim yaralanmıştı?

•••
Mert ve can dostları sonunda İskenderci'den çıkabilmişlerdi.

Ah, tabi Mert, daha fakir ve Adli Tıp Uzmanının da, gizli serveti yoksa o da iflas etmek üzereydi.

Mert, zeminde taş varmış gibi ayağıyla sürüne, sürüne ilerlerken, dostlarının şen, şakrak hâlleriyle ağzına gelen her şeyi iç sesiyle paylaşıyordu.

"BEN, FAKİRİM...BUNLAR YEDİKLERİ ETİN...KALİTESİNDEN BAHSEDİYOR!? ÇOK BİLİYORLARSA ONLAR, GÖTÜRSEYDİ..." Mert, dilini 365 derece tur attırarak, farkında olmadan sesli bir şekilde, "Ay sonunu getirebilecek miyim? Vampir, gibi emdiler paramı." demişti.

Kaan, Mert'in, istem dışı hareketine gülerek,"Ay sonunu bilemem ama sesli söylediğinin farkında olmadığının bilincindeyim." demişti.

Mert, sesli söylediğini duyunca domino taşları misali yere serilmiş, onun, serilmesi ile de hemen arkasından gelen, Umut, Şeyda ve Neşem de, üstüne devrilmişti.

"Hay...Siz, bir gün...Beni...Öldüreceksiniz...Ah, belim..."

"MERT, KIPIRDANMA!"

"ÇENENİ KAPALI TUT, ŞEYDA! ÜSTÜMDE BAĞIRACAĞINA KALK AYAĞA!"

"Kalkamıyorum...

"Niye?"

"Saçım..."

"Ne oldu saçına?"

"Umut'un, ceketine takıldı."

"Tamam, Neşem...Kalksın?"