¢нαρтєя:28🔏

481 242 4.4K
                                    

Birkaç dakikalık kaos ortamının ardından ekip, yavaş ama emin adımlarla toparlanmaya çalışıyordu.

"Ya, yeter! Bir Allah'ın, günü normal geçemez mi!?" Mert, sürüne, sürüne mutfağa gidip, masada ne varsa midesine indirmeye başlamıştı

"Mert, buraya gel!"

"Golomom, kornomo doyoroyom!" Mert, ağzının içindeki yemekleri canı pahasına midesine indiriyordu.

Ali, Mert'in, vurdumduymazlığına sövmemek için saatine odaklanmıştı.

Hürkan ise mutfak fayansında uyuklamaya devam eden ikiliyi uyandırmaya çalışıyordu.

"Hadi, telefonu duymadınız...ÖMER, BURADA KAHVALTI HAZIRLARKEN, HİÇ Mİ KULAĞINIZA SES GELMEDİ!?"

"Hm...Öyle mi olmuş, Umut?"

"Bilmem, Emir?"

İkili umursamadan tekrar kendilerini fayansa bırakmıştı ki Hürkan, Ömer'den, özür dileyerek, dolaptan aldığı iki bardağı ikilinin, yüzüne boşaltmıştı.

"NE YAPIYORSUN, APTAL!"

"Hürkan...AYIP OLUYOR!"

"Ayop, koyoptor. Koyop, anondor!"

"Ne? Mert, ağzındakini bitir de söyle."

Mert, büyük bir mücadele sonrası ağzındaki lokmaları bitirip,"Ayıp, kayıptır. Kayıp, anandır!" demişti.

"Ne alaka ya?"

"Hürkan, ev mahvolmuştu sayende mutfağımda aynı istikamette ilerledi!"

"Ama...Ömer!"

"Enişte, mahv u perişan mı demek istedin?"

"Mert, sen...Nereden biliyorsun o, kelimeyi?" Şeyda, gerine, gerine mutfağa gelmişti.

"Genel kültür, kızım."

"Sen de genel kültür ne arasın?"

"Funda Arar da ben de aramaz mı?"

"Of, sus!" Şeyda, masadaki kahveyi alıp, içinden sabır dileklerinde bulunmuştu.

"EKİP, RAHATLIĞINIZA DİYECEK YOK!"

"Evet, Çakmak, Çakmak beyim!" Mert, mutfağa gelen Ali'nin, ağzına poğaçayı tıkıştırmıştı.

Ali, bir anda ağzına tıkıştırılan poğaça ile Mert'e, sinirli, sinirli bakmıştı.

Ömer, karşısındaki birbirinden alakasız insanlara göz devirip, yerde uzanmaya devam eden ikiliyi ayağa kaldırıp, yerdeki su birikintisini silmişti.

"Ekip, konuşmam uzun sürdü fakat siz...Neden hâlâ buradasınız? Daha doğrusu neden uykunuzu yenemediniz?"

"Amirim, gusül mü alsaydık, teyemmüm mü? Ah, niye vuruyorsun, be!"

"Kes çeneni, Mert!"

"Lütfen, tartışmayın. Hepinize haber ulaştığına göre?"

"Tatile çıkıyoruz?"

"MERT!" Ali, Mert'i, susturmak için masada ne varsa ağzına tabiri caizse sokmuştu.

"Teşekkürler, Ali...Ekibi şu şekilde böleceğim..." Amir, ekibi, inceleyerek,"Hürkan, Mert, Şeyda, Ali, olay mahalline gidecek. Umut ve Emir, ofise...Ve ben de klasikleşmiş bir olay olan ajans görüşmesine. Tabii unutmadan şundan da söz etmeliyim, Neşem'in, henüz işe dönmesi imkansız. İmkansız olduğundan ötürü de sizlere, daha fazla iş düşüyor. Aranızda Neşem'i, merak edenler, endişelenenler var lakin şimdilik işinizle, dostluğunuzu ayrı tutmanız gerekiyor." demişti.

ᵏᵃᵗⁱˡ(ˢᵉⁿˢⁱⁿ)[PORGOLA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin