5//Toplantı

1.1K 72 19
                                    


|Düzenlendi|

Bugün olacakları düşünerek istemsizce sırıtarak yataktan kalktım. Okul yoluna koyulduğumda her şey uzun zamandır olmadığı kadar yolundaydı. Bir sorun olmamasını umarak yoluma devam ettim.

Bugün sadece hocadan intikam almayacaktım, aynı zamanda farklı bir şey yapmıştım. Bileklerimi boş bırakmış, sıfır kollu bir tişört giyerek kollarımı iyice açığa çıkarmıştım. Böylelikle az da olsa belli olan izler tamamen ortadaydı. Umursadığım söylenemezdi.

Orada rezil olduğumdan çok,  öğretmene sinir olmuştum. Onların da bunun farkında olmasını istiyordum.

Okula girdiğimde bakışlar üzerimdeydi. Daha doğrusu bileğimde.  Omuz silkip umursamayarak yoluma devam ettim.  Bunlar beni yıldıramazdı. Ben neler neler atlatmıştım.

Sınıfa girdim ve ders programına baktım. O hocanın dersi son saatti. İşime gelir, mutlulukla sırıttım. Bir an önce son ders gelmeliydi.

Sınıfa bir göz gezdirince gözlerim Masal'a çarptı. Yalnız oturuyordu. Neden önceki hafta yaptığım gibi yalnız oturayım, diye düşünerek onun yanına adımladım.

Gözleri beni bulduğunda önce umursamadı, ancak ardından bileklerimle buluşunca şaşkınlıkla parladı. Bu haline güldüm. Ardından yanına gidip akşamdan hakkında planladığım şeyi uygulamaya geçtim. "Gel," Peşimde sürükleyerek sorduğu soruları görmezden geldim. Yüzümde hâlâ bir gülümseme vardı.

Sonunda tuvalete geldiğimizde çantamı önüme aldım ve içinden tıpkı benimki gibi olan beyaz, sıfır kol bir tişört çıkardım. "Giy."

"B-ben"

"Sadece giy işte. Başkalarının nasıl olacağımızı yargılamalarına izin veremeyiz. Şimdi,  giyiyor musun?"

Kısa bir duraksamadan sonra dudaklarını ısırdı ve başını onaylarcasına salladı.  Elimde asılı olan tişörtü aldı ve tuvalet kabinlerinden birine geçti.

"Acele et! Zil çalmak üzere."

-

Sınıfa girdiğimizde gözler bir kat daha şaşkınlıkla süslenmişti. Beni dünden biliyorlardı ancak, Masal onlara sürpriz olmuştu.

İğneleyici bakışlara dayanamayarak başını öne eğen Masal'ı görünce kafasını kaldırdım.  Plan bu değildi.  Ezilmek yoktu.

"Asla, başını eğme. Bunu hak edecek bir şey yapmadın.  Hataların yalnızca seni ilgilendirir."

Onaylarcasına başını sallayınca gülümsedim ve olabildiğince dik durarak yürümeye devam ettim. Masal'ın sırasına geldiğimizde ona baktım. Sıra arkadaşı da diğerlerinden geri kalmayacak şekilde bize bakıyordu.  "Benimle oturmak ister misin?"

Bir kıza bir bana bakınca 'evet' anlamında başını salladı ve benim sırama geçtik. Fazla utangaç davranıyordu ama bu çok gereksizdi. Bunu aşacak, diye kendime hatırlattım.

-

Son dersin gelmesi inanılmaz uzun sürmüştü ancak sonunda geldiğine sevinmiştim. Hoca kapıdan içeri girdiğinde yüzümde kocaman bir gülümsemeyle ona bakıyordum.

İlk başta gülerek girdiği sınıfta, beni ve yüzümdeki ifadeyi gördüğünde gülümsemesi biraz soldu. Böyle davranmama anlam veremiyor olmalıydı. Tıpkı dün bana olduğu gibi.

Kısa bir selamlama faslından sonra kendi masasına yöneldi. Parmağımı kaldırdım. Tereddüt ederek bana söz hakkı verdi.

"Hocam, müsaade ederseniz bir şey söylemek istiyorum." Ayağa kalkarak kurduğum cümle,  fazlasıyla ilgisini çekmişti.

PSİKOLOGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin