Yüzleşme

33 3 44
                                    

Sezen aksu - küçüğüm

Bana göre acılar karşılaştırılmamalı
Herkesin acısı kendine büyüktür
Bunu her zaman söylemişimdir
Ama kendi acımı sezeninkinden küçük görmeyi bırakamıyorum

Böyle bir olay yaşayıp nasıl bu kadar güçlüydü?

Sezen yüzümde ki kapatıcıyı fırça yardımıyla dağıtırken sanki bir şeyleri hatırlamış gibi yüzünde acı bir ifade vardı

Bakışlarımın farkına varıp gözlerime baktı
Tebessüm ettiğinde benim de dudağım kıvrıldı

"Annene açıklama yapmak istemediğin için bunu yapıyorum, yüzleşmek istemediğin için yaralarını kapatmamalıyız ama mecburuz.
Bende mecburdum.. mecburiyetle birlikte gelen suçluluk hissi insanı çürütür.
Ne kadar suçsuz olsanda o boyayı sürdüğün an kirli bedenini saklıyormuşsun gibi gelir"

Aynadan kendime bakarken kurduğu cümlelerin altında ezildim
Bunları yaşadığı için çok üzgündüm
Aynı şeyleri yaşamamam için çabalaması ise benim için çok değerliydi

Elinde ki makyaj fırçasına uzandım "ben yapayım istersen"
Daha fazla kendine eziyet etmemeliydi

Elini geriye çekip engelledi
"Hayır hayır ben sadece benim gibi düşünme demek istedim" diye telaşla konuştu

Başımı salladım ona engel olamayacağımı biliyordum

O devam ederken kapı açılmıştı
Baran eli kapı kolunda duraksarken ikimize baktı
Sezen kimin geldiğine bakıp devam etti

İçeriye doğru adımlayıp önümüzde durdu
Konuşmazken merakla yüzüne bakıyordum
Dudakları aralanıyor ama bir şey demeden geri kapanıyordu
Sanki konuşmakta zorlanıyordu

Bu durumun ona acı verdiğini biliyordum bu yüzden hafifçe gülümsedim

Yüzüme şaşkınlıkla baktı
Ne yani bir daha hiç gülmeyeceğimi falan mı düşündü?

O sessiz kalırken sezen "işte bitti" deyip ayaklandı
Ona teşekkür eden bakışlar attığımda barana göz ucuyla bakıp odadan çıktı

Baran konuşmazken gergince yüzüne baktım
"ne oldu?"

Boğazını temizleyip konuştu "Evren burada"

gözlerim şaşkınlıkla büyürken yerimden elektrik çarpmış gibi fırladım
"Ne demek burada?"

Baran elini ensesine atıp gözlerini kaçırdı "ben çağırdım"

Kaşlarım çatılırken "ne?" diye sordum
Evreni neden bu işe karıştırmıştı?

"Çünkü ona ihtiyacımız var"

Kaşlarım iyice çatıldı "neden?"

"o olmadan yapamayız"
Ağzından bir türlü çıkarmadığı baklayı elimi boğazına sokup çıkartacaktım

"neyi yapamayız Baran?" sabırsızca konuştuğumda omuzları pes edercesine düştü

Bir adım atıp elimi tuttuğunda ellerimize baktım
Karnım kasılırken gözlerini gözlerimden ayırmadan konuştu
"her kim o mesajı attıysa senin orada olduğunu bilen biri"

Dudaklarım aralanırken "n-nasıl?" diye sordum
Benim orada olduğumu bilen kişiler belliydi
Evren, Beşir, melis, Esra ve umut
Hiç biri de bunu yapmayacağına göre bir yanlış anlaşılma vardı

"Bu imkansız, muhtemelen ö-öyle denk geldi"
Her kim çağırdıysa beni hesaba katmamıştı
Evet evet öyle olmuştu

Baran ne yapacağına bilemeyerek elini cebine attı
Keremin olduğunu bildiğim telefonu aramıza sokarken bana biraz daha yaklaştı

lahavlleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin