Merhabaa sevgili okur bu benim bu platformda yazdığım ikinci kurgu öncelikle hikayeme şans verdiğin için teşekkür ederim.
Bu bölümle ilgili yorumlarını benimle paylaşırsan çok mutlu olurum.
Bölüme geçmeden önce lütfen ⭐yıldıza⭐ dokun ve satır aralarına düşüncelerini bırak.
Keyifli okumalar ♡
27 Aralık '22
Terli avuçlarımı rengi hafiften solmaya yüz tutmuş siyah pantolonuma sildim. 27 dakikadır aklımda dönüp dolaşan tek cümle ile karşımdaki saati izliyordum.
Sen bir korkaksın Aylin.
28 dakikadır.
İsmimin anılmasıyla dikkatimi saatten alıp karşımda duran adama verdim. "Aylin Hanım isterseniz geçelim zamanı geldi. " Usulca başımı sallayıp oturduğum yerden kalktım.
İçine milyarları sığdıran dünyada kendine tek kişilik yer bulamamış olan, dünyaya ait olmayan Aylin. Karanlığın içinde parlayan Aylin. Pers kralı karşısında çoban matı ile oyunu kazanmayı uman Aylin.
Ben Aylin Yedioklar. Bu benim var olma çabamın öyküsü.
18 Kasım '21 Ankara
Çoğu insan monotonluktan şikayet eder. Biraz hareket isterler hayatlarında. Salebin üstündeki tarçın gibi bir hareket belki de. Tarçın dilimi uyuşturup her şeyin tadını bastırdığı için sevmezdim. Salebi sade severdim. Hayatımı da öyle. Etrafımda bana aile gibi hissettiren insanlarla sakin düzenli bir hayat. Tüm istediğim buydu.
Hiç sahip olamayacağımın da bu olduğunu nasıl bilebilirdim?
Beni düşüncelerimden çekip alan odamın kapısını alacaklı gibi çalan Günce oldu.
Yüksek oktav ile "Hadi Aylin hadi kızım ya biraz çabuk ol. Geç kaldık. " Sürekli bir yerlere yetişmeye çalışan hep acelesi olan bu kız benim ev arkadaşım ve tartışmasız ruh eşim.
Kapımı aşındırmasından korktuğum için, malum ev kira, cevap verme gereği duydum. "Ay tamam güneş kremimi de süreyim geliyorum."
Bıkkın bir nefes duydum. "Bu soğukta güneş kremi mi sürülür? Dışarda güneş bile yok! Çıvdırıcam yemin ediyorum çıvdırıcam." adım seslerinden uzaklaştığını anladım.
Evet sürülürdü. Kışın soğukluğuna uyan ısıtmayan soğuk bir güneş vardı dışarıda. Bu alışkanlık bana annemden miras kalmıştı. Benim esmer tenimin aksine onun kar beyazı bir teni vardı. Güneş ciltte yaşlanmayı hızlandırdığı için en ufak güneş ışını bile olsa güneş kremi sürerdi.
Annemin, ruhunu 2014 yılının takvimleri Şubat 24'ü gösterdiği akşam benim ruhumdan bir parça ile Tanrıya emanet ettim. Ölümün soğuk elleri onu benden aldığında 37 yaşındaydı annem ki hala öyle. Keşke cildi buruş buruş olacak kadar kadar yaşayabilseydi. Dolan gözlerimi tavana bakarak engellemeye çalıştım. Kayıpların ardından giden zamanın iyileştirme gibi bir gücü yok.
Zamanın bizi iyileştirme gibi bir derdi yok.
Aynadaki Aylin'e karşı konuştum. "Sen annenin kızısın. Şimdi olmaz lütfen." Biraz toparlanınca hazırlanmaya devam ettim. Babamdan miras geçen mor göz altlarımı kapatıcıyla kapattım. İnce bir eyeliner ve bolca rimelle çerçeveledim annemin gözlerini. Son adım olarak dudaklarımı renklendiren kiremit renginde bir ruj. Tamamdım. Günceyi daha fazla bekletmemek adına masamdan kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Matı
RomanceBaşımı koltuğun sırtına yaslayıp gözlerimi kapattım. Yorgunluktan kısık çıkan sesim ile, "Bana bir masal anlat." dedim. Bir masal anlatırsa uyuyabilirdim. Uyku erişebildiğim en iyi kaçıştı. Başını koyduğu dizlerimde rahatsızca kıpırdadığını hisset...