Merhabaaaaaaaa nasılsınızzzz
Yepyeni bir bölümle geldimmm.
Sizce nasıl gidiyor bebisler çok mu ağır akıyor acaba?
Aslında bu bölümden sonra olaylar hareketlenmeye başlayacak biraz...
Bu bölümle ilgili yorumlarını benimle paylaş ki kocaman gülümseyerek okuyabileyeyim.
Bölüme geçmeden önce lütfen ⭐yıldıza⭐ dokun ve satır aralarına düşüncelerini bırak.
Keyifli okumalar ♡
Emir, Mine, Fatih ve Ege'yi otogara bırakmıştık. Konuşmamız gereken çok şey olduğu için Günce bu akşamda benimle kalacaktı. Aslında daha çok kalmak istese de finallerinden dolayı bu pek mümkün değildi. Finallerinden sonra İstanbul'a gelecek ve yarı yıl tatilinin yarısını benimle geçirecekti. Otogardan sonra eve geçmek yerine sahilde oturmayı teklif ettim.
Yanımda Günce ile anlatacağım şeyleri anlatmam için beni cesaretlendirmesi adına denize bakıyordum. O ise beni en çok bana gösterdiği sabrı ile bekliyordu. Deniz havasını derince içime çektim. "Ben nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum."
Dizlerimde olan ellerimden birisini alıp cesaret vermek için sıktı, "En başından başla Aylin. İstanbul'a geldiğin de ne oldu. Ben gelmeden bir önceki gece."
Yüzüne bakamıyordum. Kısık bir ses ile başladım, "Ben sana yalan söylemek istememiştim Günce öncelikle bunu bilmeni istiyorum ama korktum sana babamın yüzünden zarar gelir diye korktum. O yüzden seni apar topar yolladım."
Konuşacak gibi oldu ama ben bir şey söylemesine fırsat vermeden devam ettim, "Babam bir ihaleyi kazandığını ve kaybeden tarafın ona kin güdüp ihaleden çekilmesi için tehdit ettiğini söyledi. Başta ciddiye almadım ama tehlikeli adamlar oldukları konusunda çok ısrarcı oldu. Polise gitmeyi teklif ettim. Çünkü normal insanlar bunu yapar değil mi? Ama kesinkes reddetti."
Bakışlarımı denizden alıp kucağıma indirdim. "Günce bunu söylerken bile çok utanıyorum. Sanırım babam pis işlere bulaştı. Kendisi de masum değil. O gün sen buradayken olan olay onlar yaptırdı. Babamla sorunu olan adamlar. O gün emin oldum benim yanımda olmaman lazımdı. En azından bu sorun çözülene dek. İşin garibi ne zaman çözüleceğini bile bilmiyorum."
Sımsıkı sarıldı. Öyle sıkı sarıldı ki sanki içimdeki boşlukları doldurdu. Sarılması ile göz pınarlarımdan akmak isteyen yaşlarımı engelleyemedim, "Babamın hatalarının diyetini neden ben ödemek zorundayım "
Eliyle saçlarımı okşarken, "Benim güzel kızım, bunları yaşamak zorunda kaldığın için çok üzgünüm. Keşke seni alıp saklayabilsem. Sen kötü bir şey yapmadın Aylin. Babanın ne yaptığını da bilmiyorsun belki o da yapmamıştır sadece polise gitse bile çözüm olmayacaktır."
Hıçkırıklarımın arasından güldüm, "Yaptığını biliyorum onu o kadar iyi tanıyorum ki. O da birilerinin canını yaktı Günce eminim buna."
Bu söylediğime karşın bir cevap veremedi. Ne diyebilirdi ki zaten? Sarılmaya bir süre daha devam ettik. Ayrıldığımızda kısık bir ses ile sordu, "Cihan, o da bu işin içinde mi sence?"
Omuz silktim. "Bilmiyorum o bu oyunun neresinde göremiyorum ama babamla tuhaf bir ilişkileri var. Babamla bir iş yapıyor bundan eminim ama inşaat işi sadece bir paravan bence. Çünkü Mine haklı. Cihan gibi bir herif bizim kıçı kırık, hisseleri asla yükselmeyen şirketimizle neden iş yapsın ki?" Söyleyip söylememe ikilemine düştüm ama bu sefer tamamen saydam olmak istedim. "Bir şey daha oldu o gün Cihan ve babam konuşurken gizlice dinledim. Cihan babamı uyarıyordu ona yamuk yapmaması konusunda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Matı
RomanceBaşımı koltuğun sırtına yaslayıp gözlerimi kapattım. Yorgunluktan kısık çıkan sesim ile, "Bana bir masal anlat." dedim. Bir masal anlatırsa uyuyabilirdim. Uyku erişebildiğim en iyi kaçıştı. Başını koyduğu dizlerimde rahatsızca kıpırdadığını hisset...