Artist ||Sanzu X Fem Reader

18

Üzerimi değiştirip hızla evden çıkmış ve iş yerine gitmiştim. 11 Aralık üç gün sonraydı...

~

Geriye son iki gün kalmıştı. Evde oturuyor izin günümün tadını çıkarıyordum. Televizyonun karşısında, battaniye altında, abur cuburlarla beraber keyif çatıyordum.

Taa ki birisi kapıyı hiddetle çalana kadar...

Yerimden korkuyla fırlamıştım. Hızla kalkıp kapıya yönelmiş, mercekten bakmıştım. Sadece pembe saçlarından tanımıştım gelen kişiyi.

Kapıyı açtığımda bir hışınla üzerime atlamış, kolları arasında sarmalamıştı beni. Ne olduğunu bile anlayamamıştım. Sesimi çıkarmamış ve sarılmasına karşılık vermemiştim.

Bir süre sarılmış, sonra da geri çekilmişti. Sanırım sonunda bana güvenmeye karar vermişti?

Kapıyı kapatıp içeriye davet etmiştim onu. Aramızdaki mesafeyi korumaya devam ediyordum. Özellikle ona sıcakkanlı yaklaşmamak için elinden geleni yapıyordum.

Salona geçtiğimizde televizyonu kapatmış ve koltuklardan birine oturmuştum. O ise benim tam karşımdaki koltuğa oturmuştu.

Dizini sallıyor, parmaklarıyla oynuyor, dudaklarını kemiriyordu. Gergin olduğunu söylemese bile vücut dili beni uyarıyordu resmen.

"Yuna." Demişti titrek bir sesle. "Seninle bir şey konuşmak istiyorum."

Kaşlarımı kaldırmış ve arkama yaslanmıştım. "Buyur."

"Ben... Gerçekten doğruyu söylediğini anladım."

"Vay be. İyiymiş." Umursamıyor gibi davranıyor, onunla hafiften alay ediyordum. Sinirlerinin bozulduğu belli oluyordu. "Ciddiyim bu konuda." Demişti.

"Bir şey demedim, tepki verdim. Beğenmiyorsan."

"Peki. Izana anlattı. Her şeyin bir düzmece olduğunu." Bunu söylemesiyle gerçekten umursamaya başlamıştım. Gözlerim büyürken bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Her şeyi kendisinin yaptığını, intikam almak istediğini söyledi."

"Ne intikamıymış?"

"Yuna. Geçmişin hiç de düşündüğüm gibi değilmiş fakat-" sözünü kesmiştim, "Pardon?"

"Geçmişim hiç düşündüğün gibi değil miymiş? Ne dediğinin farkındasındır umarım." Bunu söylememle derin bir nefes almış ve yumruğunu sıkmıştı.

"Sözümü bitirmeme izin verseydin keşke."

"Neyine izin vereceğim? Sanzu, dediğin şey çok ağır."

"Sözümü bitirmeme izin verseydin diyorum. Değil mi?" Diye bastıra bastıra, dişlerini sıkarak söylemişti.

Bunun üzerine yerimden kalktığım gibi odama doğru ilerlemiştim. Kolumu kavramasıyla durmamı sağladığında hiddetle arkama dönmüştüm. "Beni pişman etme." Demişti.

"Söyle hadi, 'geçmişini öğrendim senden artık üç kat daha fazla nefret ediyorum' de." Sesim oldukça yükselmişti, titriyordu. Aynı zamanda bedenim de zangır zangır titriyordu gerginlikten.

"Ne alaka? Öyle bir şeyi niye söyleyeyim?"

"Çünkü öyle! Saçma sapan uydurma şeyler söylemiştir, sen ise yine ona inanmışsındır. Bana hiçbir zaman inanmamış olmana rağmen."

"Hayır. Hayır!"

"Ne demek 'hayır'?" Cümlem bitince omuzlarımı kavramıştı.

"Senden nefret etmem mümkün değil, Yuna. Anlamak istemiyorsun."

"İstiyorum, anlamak istiyorum. Bilmek istiyorum."

"Ben senden nefret edemem çünkü seni seviyorum. Bunu sen de en iyi şekilde biliyorsun."

"Sevmiyorsun..."

Gözlerim dolmuştu. Zar zor konuşmuştum, boğazım düğümlenmişti ve konuşmaya çalıştıkça canım yanıyordu.

"Sus artık, lütfen. Geçmiş umrumda değil, seni sevdiğimi söylemek istemiştim."

Daha fazla kendimi tutamamış, gözyaşlarımın akmasına izin vermiştim. Yanaklarımdan süzülen gözyaşlarıyla hıçkırığa da boğulmuştum. Sanzu, elini saçlarıma atmış, saçlarımı okşuyor ve aynı zamanda düzeltiyordu.

Başımın arkasında hissettiğim eli huylanmama sebep olurken gözüm bakışlarına takılmıştı. Dudaklarıma hayranlıkla baktığını fark etmiştim.

Başımın arkasındaki el, beni kendine doğru çekerken dudaklarımız birleşmişti. Gözlerimdeki yaşları umursamadan buluşmuştu dudaklarımız.

Ellerini belime doladığında alt dudağımı emip, yer yer de ısırmaya başlamıştı. Ben de aynı şekilde onun üst dudağını emiyor ve dişliyordum. Dili ara sıra ağzımı yokluyordu.

İstmeden de olsa gözyaşlarım akmaya devam ediyordu.

Onunla bu şekilde olmak bana iyi geliyordu... Vücudum sanki benden bağımsız olarak ona muhtaçtı. Onu affetmemeye yemin etmişken, şu anda öpüşüyorduk. İşin garip yanı ise hâlâ ona karşı bir şeyler hissediyor olmamdı.

...