🍁14.Bölüm🍁

155 24 119
                                    

@pile16 @dystinabell @reem133x @ece373738 @M_merve14 @ortak_hikayeler61 @snglss3 @selfinaz52 @HilalYucel7 @TeffyLeal @KrishnaMukherjeeSurb ️❤️

Serdar telefonu sehpanın üzerine bırakmış fincanları almış ve mutfağa götürüp dökmüş, fincanları da bulaşık makinesine yerleştirmişti. Saat beşe geliyordu. Yarın mezuniyet vardı ve Zehra'ya orada eşlik edecekti. Takım elbisesini o gün özel almış ve kuru temizlemeye göndermişti. Şimdi de Zehra için uyandığında yemesi için bir şeyler hazırlayacaktı. Dolaptaki hazır dilimlenmiş patates paketini açıp yarısını birkaç kaşık yağ ile fritöze yerleştirdikten sonra düğmesine dokunup çalıştırdı. Biber uzun uzun kesip patateslerin ardından fritözde kızarttı. Hemen ardından da köfteleri aynı şekilde fritöze yerleştirip pişmesini beklemeye başladı. Yaklaşık bir saatlik hazırlığın ardından her şey hazırdı, bir tek taze meyve suyu sıkmak vardı. Zehra uyandığında yemesi için her şey hazırdı. Meyve suyunu da Zehra kalktığında sıkabilirdi.

Koridorun sonundaki odaya doğru ilerledi, kapı aralığından baktığında Zehra'nın halen melekler gibi uyumaya devam eden varlığıyla karşılaşmıştı. Bu evin bu yaşına kadar gördüğü en güzel şeydi Zehra'nın bu evdeki varlığı. Yüzyıllar geçse de değişmezdi bu durum biliyordu. Bu kalbinde hissettiği tüm duygular Zehra'nın varlığıyla kendini bulmuş ve güzelleşmişti. Kapı aralığından biraz daha baktıktan sonra sessiz adımlarla oturma odasına geri dönmüştü. Zehra uyurken o da dünden kalan şirket dosyalarını inceleyebilirdi.

Zehra yatakta sol yanına dönerken sırtı yataktaki çarşafla buluşmuştu. Gözlerini araladığında oda da yalnızdı ve derin bir sessizlik hakimdi. Yatakta doğrulup sırtını yatağın başlığına yasladı. Odanın duvarlarına yansıyan sokak lambasının ışığına bakılırsa epeydir uyuyordu.

"Off uyumaktan kafam kazan gibi olmuş" diye kendi kendine söylenirken üzerindeki örtüyü kaldırmış ve ayaklarını siyah renkteki yün halıyla buluşturup ayağa kalkmış ve banyoya doğru ilerlemişti. Banyoda tıpkı bu evdeki her alan gibi tertemiz ve son derece düzenliydi. Yüzünü yıkayıp hasır sepetteki silindir şeklindeki havlulardan birini aldı ve yüzünü kuruladıktan sonra önce banyodan ardından da odadan çıkmıştı. Uzun koridoru geçip salona ulaştığında yemek masasında oturmuş önündeki kağıtlardan bir şeyler okumakta olan genç adam görüş alanına girmişti. Genç adam dikkatli bir şekilde önünde raporları okuyor görünse de burnuna dolan çiçek dolu kokuyla gülümserken mırıldandı.

"Benim güzelim uyanmış"

"Sen nerden anladın ki benim geldiğimi?"

Serdar "Kokunu ezbere biliyorum... Sana dair bildiğim her şey gibi" diye karşılık verirken Zehra'nın öpücüğünü yanağında hissetmesiyle gülümsemesi daha büyümüştü.

Serdar oturduğu yerden kalktı ve kollarını genç kızın beline doladı. "Ama bu kadar güzel uyku kokamazsın ya haksızlık bu" diye mırıldandı huzur ve şefkatle karışık bir ses tonuyla.

"Çok mu oldu uyuyalı en son sen mutfağa gitmiştin seni bekliyordum ben?"

"İki saat kadar oldu, ne güzel dinlenmiş olsun işte sevgilim"

"Ağrımda geçmiş"

"O zaman şimdi karnını doyurma zamanı"

"Aç değilim ki ben ya" dese de sabahtan beri bir şey yemediğini farkındaydı ama ilaçlardan iştahı kesilmişti olabilirdi.

Serdar genç kızın söylediklerine göz devirirken "Olmaz öyle şey" diye itiraz etmişti haliyle. Zehra'nın yüzünü avuçlarının arasına aldı.

KARADUT REÇELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin