G.G. ~ 4

1.9K 60 32
                                    

Herkese merhaba!

Biliyorum uzun bir ara oldu ancak çözmem gereken bazı sorunlarla ilgileniyordum. Birde yıllar önce bıraktığım bu platforma dönmek benim için sandığım kadar kolay olmadı. Galiba zaman zaman eskisi gibi hissedemediğimi düşünüyorum, yine de burada olmayı seviyorum ve burada, sizlerle kalmaya çalışacağım. Şimdilik haftada bir bölümle ilerleyelim diyorum ne dersiniz?

Yorumlarınızı görmek benim için en büyük motivasyon kaynağı yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar, diğer bölümde görüşmek üzere.

~

"Çekil önümden." diyerek beni ittiğinde homurdandım. Neden okula gelmişti? Sınıfa gitmem gerektiği halde bir süre kapının önünde bekledim. Nasıl olsa çıkacaktı. Sırtımı duvara yaslayıp yere doğru kaydım. Soğuk zemin bir an irkilmeme neden olsada umursamadım. Bora beş dakika bile durmadan çıktı. Kapıyı sertçe örtüp birkaç adım attıktan sonra durdu.

"Hasta olursan seninle ilgilenmem." diyerek yürümeye başladı. Hızla ayağa kalkarak peşinden ilerledim.

"Neden gelmiştin?" sesimdeki meraklı ton yeterince açıktı. Bora, oldukça hızlı yürüyordu ve ben yetişmek için neredeyse koşuyordum.

"Seni ilgilendirmez."

"O evraklar ne?" dedim elinde tuttuğu beyaz kâğıtları göstererek.

"Seni ilgilendirmez."

"Neden onları aldın?" Bir anda durduğunda burnum sırtına çarptı. İnleyerek burnumu tuttum.

"Seni ilgilendirmez, çirkin." sert sesi merak duygumu bıçak gibi kesmişti.

"Eee," diye mırıldandım. "Ben sınıfıma gideyim." diyerek Bora'nın yanından hızla ayrıldım. Bazen ürkütücü olabiliyordu. Okulun içinde kantini arayıp bulduktan sonra sıcak çikolata aldım ve yavaş adımlarla bir masaya ilerleyip oturdum. Sıcak çikolatamın buharları oldukça yoğun olduğu için soğumasını beklemeye karar verdim, her zaman olduğu gibi.

Buharların çıkışını izlemeye başlarken beynime hücum eden soruları tüm irademle reddetsem de en ufak bir açıkta zihnimin içine giriyorlardı ve sis gibi dağılıyorlardı. Şimdi ne olacaktı? Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Bora ile babamın davasının ilgisini bilmiyordum ve bu inanılmaz bir dehşet uçurumuna sürüklüyordu düşüncelerimi.

Dumanı artık eskisi kadar yoğun olmayan sıcak çikolatamdan küçük bir yudum aldım. Sandalyenin ucuna doğru kayarken sırtımı da iyice yaslamıştım, bacaklarımı uzatarak üst üste atıp kollarımı göğsümde birleştirdim ve bir şarkı mırıldanıp düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım. Artık neredeyse dumanı olmayan sıcak çikolatamdan büyük bir yudum aldım ve başımı geriye doğru atıp gözlerimi kapattım.

İnsan kalabalığının artan gürültü sesleri gözlerimi açmama sebep oldu. Artık soğumuş olan sıcak çikolatama burnumun ucunu kırıştırarak baktım ve hızlı adımlarla oradan ayrıldım. Berk'le karşılaşmak istemiyordum. Berk'e görünmeden kendimi kızlar tuvaletine atabilmiştim. Kabinlerden birine girdim ve klozete oturarak beklemeye başladım. Sıkıntıdan dirseklerimi bacaklarıma koyarak ellerimi de yanağımın her iki yanına koydum ve yanaklarımı şişirip yavaşça bıraktım.

Acaba evlenince okula devam edebilecek miydim? Hızla kafamı iki yana sallayarak zihnime gülle gibi düşen, saçma düşüncemden uzaklaştım. O kadarına da karışmazdı değil mi? Karışır mıydı?

Geçmişin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin